- 431 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEAT GENERATION
Geleneksel yaşayış tarzına ve yerleşik değerlere karşı sert ve sadece yıkıcı bir tepki olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde baş gösteren ve çok geçmeden bütün Batı alemini saran edebiyat , sanat ve gençlik akımına yakıştırma yoluyla verilmiş addır:Beat Generation. Terimi ilk kez Clelon Holmes, NewYork Times’ta yayınladığı bir yazısında 1950 yıllarında Amerika’da boy gösteren edebi ve sosyal bir olaylar dizisini dile getirmek amacıyla kullandı. Beat sözcüğü, akımın önde gelen yazarlarından J. Kerouac’a göre ’beatific’ sözcüğünün kısaltılmış şekliydi;ama aynı zamanda , caz müziğindeki ölçünün kuvvetli zamanını da ansıtmaktaydı. Dolayısıyla da akımın iki temel karekteri , mistiklik ve gününü gün etme olarak beliriyordu::zaman zaman nihilizme varan bir mistiklik ve çoğu zaman esrarlı-eroinli bir gününü gün etme...
1958 yılında bir başka gazeteci, ’beat’ sözcüğüne ’nik’ sonekini ekledi:Bu, Yiddiş dilindeki aşağılatıcı sonek olabileceği gibi, o dönemde Amerikan halkı başta olmak üzere bütün kapitalist dünyanın aklını başından alan sputnik sözcüğünün son hecesi de olabilirdi pekala.
Sözün kısası, bu akımı benimseyenlere Beatnik ya da Bitnik denildi.
Caz müziğine ve uyuşturucu maddelere son derece düşkün olan ve ’her türlü aşk’ özgürlüğünü savunan bitnikler, hırpani ve acayip kılıklara girerek bir süre Kuzey Amerika yollarında göçebe hayatı yaşadılar;sonra göçebelik alanlarını Avrupa ve özellikle açık saçık öyküleri katarak işlemektew;pek yüzeysel ve kabataslak bir şekilde yorumladıkları gerçek üstücülere ve üstünkörü kavradıkları Doğu felsefelerine duydukları hayranlığı dile getirmekte;uyuşturucu maddelerin etkisi altındaki yaşantı ve duyumlarını betimlemektedirler.
Burada, sosyalist dünya görüşü açısından son derece önemli bir noktayı tartışmak gerekiyor:Kimi yazarlar bitnik hareketinin, aslında ’sarsıcı’ bir öge içerdiğini ve giderek tutarlı bir devrim hareketine dönüşebileceğini ileri sürmektedirler.. Bu fazla iyimserlik olur. Nitekim zaman, bu hareketin, tam tersine, devrimden bir kaçış olduğunu ispatlamakta gecikmemiştir.Örneğin Türk halkı, bitnikleri ’adem baba’ ve ’bitlinik’ diye adlandırarak bunlara gerçeğe en yakın düşen teşhisi koymuştur.Gerçekten de meydana çıkmıştır ki bitnikler aslında devrimi içki şişesi ’devirmek’ ten ibaret sanan insanlardır.Bu bakımdan denilebilir ki Amerikalı bir tek emperyalist milyarder, son derece diyalektik bir şekilde, sömürdüğü halkların bilinçlenmesine ve giderekten de evrensel devrim hareketine bütün bitniklerden çok daha fazla ve çok daha ’sarsıcı’ bir biçimde katkıda bulunmaktadır.
En son olarak da belirtelim ki bitniklerin kendi hallerinde kimseler oldukları, hiç kimseye zarar vermedikleri de ileri sürülür zaman zaman . Yararı olmayanın mutlaka zararı, zararı olmayanın da yararı vardır;yeter ki seçip ayırt etmesini bilelim. Nitekim: Bitnikler hiç bir şeye yaramamışlardır, demek de fazla kötümserlik olur. Yararları dokunmuştur pekala. Özellikle esrar, plak, blucin, parka yapım ve satıcıları ile üçüncü sınıf otel sahiplerine ve beyaz kadın tüccarlarına çok büyük yararları dokunmuştur üstelik. Bu arada, küçücük de olsa, sosyalizmin gelişimine de bir yararları dokunmuştur:Belirli bir yaşayış tarzının ve hayat ’felsefe’sinin, bu arada örneğin uyuşturucu maddeleri topluluk arasında eşit olarak bölüşme ’ilke’sinin sosyalist dünya görüşü ve sosyalist ahlak ilkeleriyle hiç mi hiç ilişkisi olmayacağını somut bir şekilde ispatlayarak...