YORUMLAR
Sen çok gıcık bir ağabeyimsin hem de çok gıcık...sen bu diziye başlarken demedin mi...seri halinde yazacağım diye ve bir yorumunda kitaplaştırma aşamasına geldiğinde bir kez daha elden geçiririm tarzında bir şeyler okumuştum..
Okunurluğu düşükmüş :)) ha ha ha :)
Ha tamam bir gerçek var ki on kişiden kaçı kitap okuyor ki..Ki yüz kişiden kaçı internetten kitap okusun..Tolstoy, Ömer Seyfettin...onlar ilk yazdıklarında milyonlarca mı okundu anında....Zamana iz bırakmak değil mi yazmak...
Gelelim İlhan Kemal Dostum'un yorumuna, o çokça dobra bir o kadar içtendir her zaman (ki hem yazılarından hem yorumlarından bilirim ki sen de benim kadar iyi tanırsın yazılarını ve yorumlarını) Kitaba geçeceği an dikkate alınacak güzel bir eleştiri...Ben olsam bir pembe ekler matbaada ona teşekkür ederdim...
Neyse konu farklı kanallara akacak. Ben kısa kestirme yoldan gireyim...Peki...peki o zaman ben ve benim gibiler ( yazma heveslileri) hiçbir vakit ve hiçbir süretle asla ama asla bir şey yazmamalı/yız...
Ben seni okumayı seviyorum sabahtan uyanınca...çok uzarsa karışmam kızarım sana...ister bu diziye devam et ister herhangi birine seni okumak istiyorum gıcık abim....
sonsuz saygı ve selamlarımla ( kardeşin Murat)...
Gregory Palamas... Bu beyefendinin benim hayatımdaki yeri büyüktür (Sebebi hikaye konusu). Bindiği tekne Tenedos adası açıklarında Türk korsanlar tarafından ele geçirilir ve kendisi Osmanlı'ya esir düşer. Yazınızdan çıkardığım kızının da bu gezide ona ve kaderine eşlik ettiği yolunda. Başka kaynaklarda kendisiyle ilgili bir sey okuduğumu hatırlamıyorum. Gregory Palamas erken yaşta (20) manastıra giriyor. Hatta manastıra kapanma konusunda onu annesi, iki kız ve de iki erkek kardeşi de takip ediyor. Her ne kadar 1326 ve 1331 yılları arasında manastırdan ayrılmak zorunda kalıp, Selanik'e yerleşip rahiplik yapıyorsa da kendisinin her zaman asetik bir hayat sürdüğü kayıtları var (Kendisi bir hesychast: Yalnızlığı arayan, ibadetini tasavvufi diyebileceğimiz şekilde yapan biri). Sonrasında kilisede hızla yükseliyor ki bu da onun evlilik yapmasına resmi engel teşkil ediyor. Bu yüzden herhangi bir şekilde kızı olması pek olası gelmiyor (Ama kesin bir şekilde 'Kızı olması imkansızdır' diyemiyorum). Dahası, tutsaklığı sırasında Palamas Osmanlı sarayında ağırlanıyor. Böyle önem verilen bir tutsağın kızının esir pazarında satılması da yine düşük bir olasılık.
Bir detaya takıldım ama Gregory Palamas'In adını görünce eski bir dosta rastgelmiş gibi oldum. Anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum. Saygılarımla.
Kemnur
İlhan Kemal
DİLEK YILDIZI
Okunurluğu düşükmüş :)) ha ha ha :)
Ha tamam bir gerçek var ki on kişiden kaçı kitap okuyor ki..Ki yüz kişiden kaçı internetten kitap okusun..Tolstoy, Ömer Seyfettin...onlar ilk yazdıklarında milyonlarca mı okundu anında....Zamana iz bırakmak değil mi yazmak...
Gelelim İlhan Kemal Dostum'un yorumuna, o çokça dobra bir o kadar içtendir her zaman (ki hem yazılarından hem yorumlarından bilirim ki sen de benim kadar iyi tanırsın yazılarını ve yorumlarını) Kitaba geçeceği an dikkate alınacak güzel bir eleştiri...Ben olsam bir pembe ekler matbaada ona teşekkür ederdim...
Neyse konu farklı kanallara akacak. Ben kısa kestirme yoldan gireyim...Peki...peki o zaman ben ve benim gibiler ( yazma heveslileri) hiçbir vakit ve hiçbir süretle asla ama asla bir şey yazmamalı/yız...
Ben seni okumayı seviyorum sabahtan uyanınca...çok uzarsa karışmam kızarım sana...ister bu diziye devam et ister herhangi birine seni okumak istiyorum gıcık abim....
sonsuz saygı ve selamlarımla ( kardeşin Murat)...