- 1227 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gençlik 18
Pınar şehir dışında okuyan Semra ablanın yanına gitti.
Hafızamda yok, neresi olduğunu hatırlıyamadım.
Hamit’le olmamıştı, yapamamıştı.
Nişan bozuldu.
Şehir dışındayken aramızda biten birşeylerin olduğunuda hissediyordum.
gitmelisin
bitti galiba
aslında düşlerde ki gülüşlerle kandırdık,
oyaladık kendimizi,
çekti,
suyu çıktı yalanımızın...
gidilecek yollar alındı
yaşananların tuzu biberi,
önümüze serdik hemen....
uzaklaştığın adım başına,
yerimde saydım
adımları sen attın.
gitmelisin,
geride kalmışlığın üzerine basa basa gitmelisin
geride kalmışlar yolunu bulur
Üzülme.
Pınar geri döndü.
Pınar çok rahattır, Çevrenin tepkisi veya etraftakilerin ne düşündüğü onu çok ilgilendirmez, doğru bildiği şeyi yapar.
Bir gün bi yerlerden bir minübüse bindim ve Pınar’a rastladım, yanında 2 kız arkadaşı vardı.
Selamladım ve onlardan uzakta, dolu olan minübüste, bir köşede ayakta dikildim.
Yanındaki kızlar pek hoşuma gitmedi, yüksek sesle konuşuyor, yüksek sesle gülüyorlardı ve Pınar’da onlara eşlik ediyordu. Hoşuma gitmiyordu bu tavrı, baktım, umursamadı.
Minübüsten indim ellerim cebimde hayattan ve herşeyden kırgın yürüdüm.
Gerçek bir hikaye olduğu için kimseyi rencide etmek istemiyorum, bu şiir belkide size anlatır.
solgun bir geçmiş
Hiç bir zaman seni tanımak,
bir gafletim olmayacak.
dudaklarında ay ışığı
solgun bir resim gibi duracak
Bir densizliğe uzaktı yüzün,
belki haksızlık ettiğim
yüzündeki arsızlıkta
bir masumuyet buluşum.
İnsanların nasıl yaşadığı, hayatına neler dahil ettiği önemli değil.
Aranızda sağlam bir bağ vardır ve bunu kaybetmek istemezsiniz.
Pınar benim için çok önemliydi, insanların hatalarını suratlarına vurmada üstüme yoktur, Pınar’a karşı hiç böyle olamadım.
Bizi birarada gören şöförlerin yanlış fikirlerini, Pınar hakkındaki algılarını çok sert bir şekilde değiştirmeye çalışır, bir kadın ve erkeğin, sadece arkadaş olabileceğini de anlatmaya çalışırdım.
Pınar ordan geçerken, kötü bir şekilde bakan olmuşsa, gidip onu azarlar, yanlış bir cevap alsam kavga sebebim olurdu.
İmrahor’a yavaş yavaş veda ediyordum, askerliğim geçiyordu.
Hayatta hep doğruları arayıp durdum.
Doğru, edindiklerime göre gelişiyordu.
İnsanları ayna gibi tutuyordum, hatalarıyla kendimi düzeltiyor, kişiliğime yön vermeye çalışıyordum.
Dahası yapacak bir şey bulamıyordum, sıkılıyordum.
O hep bekleyipte ne olduğunu bilmediğim gelecek, bir şeyler olacak diye beklediğim şey olmuyordu.
Açık öğretim için başvuru yapmıştım, ilk dönem sınavları bitti.
2. Dönem gelmeden 1 yıl gecikmeli de olsa askere gittim.
Durağı kardeşime bırakıp hayatımın 15 ayını beklemeye aldım.