- 911 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
İyi bak gözlerine!
Sayfalarca mektup yazdım, sayfalarca.
Ne adresi belli zarfların, ne de gönderen emin kimliğinden. Her günün akşamında kendimden eksiltmişim de katmışım cümlelere. Sanırsınız ki bütün yaraları saracak kadar iyiyim ve bütün acıları unutacak kadar güçlü.
Oysa aynalar kırdım karşısına geçtiğimde,
yarım ağız yeminler ettim.
...
" Aşkı satılığa çıkardıklarında, gönlümdeki sevdayı saydım;
Fazlasıyla yeterdi almam için.”
Kilometrelerce yolu yarılayıp dönenlerden oldum baktım ki. Aynalarda titrek kirpiklerin arasından akan neyin eseriydi?
Kaç bahar yaşadık da güz soğuk rüzgarıyla kırdı kapıları, yıktı duvarları?
Ne enkazları kaldırdık günler sonrasında. Bedenindeki o derin oyukları görmez de insan ruhunun o ince sızıları canını acıtır.
“ Acılar da dindirdik oyun parklarında dinlenerek,
Kederler de konuk ettik günübirlik.”
Bazen sessiz bir şarkı dinlersiniz oturduğunuz yerden. Ne söyleyen ses kamçılar merakınızı ne bulunduğunuz şehrin ışıkları açar gözünüzü.
Öyle bir geceydi…
“ Söyledikleri kadarını biliyorum ben de. Okuduğum o sitem dolu mesajdan sonrası hatrımda değil. Bir süreliğine uykuya teslim etmişim bedenimi. Günler öncesinde öğrendiğim gerçeklerimin üstüne yumdum gözlerimi. Sanki uzak bir şehre gitmişim.
Hiç tanımadığım insanlar ağırladı beni. Denizler geçmişim de saçlarım ıslanmamış hiç. Kavurucu güneşler gördüm oysa bir tarafım kış.
Karlar yağmış başıma. O şehirde hiç ağlamadım ama.
Bütün gözyaşlarımı dünyaya teslim ettim giderken.
Yürüdüm saatlerce. Gözlerimi yumdum bir süre. Elimi tuttu bir el.
Sıcacıktı.
Dön dedi bir ses.
Göremediğim yüzler vardı çevremde, vapurlar kalktı iskelelerden. Onlarca otobüs bilinmez bir adrese yol alıyordu. Duraklarda bekledim. İçlerinde sancıları vardı yolcuların, gözlerinde pişmanlık, kalpler perişan.
Üç adımlık yolum vardı.
Sonra göz bebeklerim aralandı beyaz ışıkları yanan bir odada.
Başucumda yıkılmayan o dağ vardı. Sakallarına tatlı bir kar yağmış, yüzüme bakan o özlem duyduğum kalabalık.
İçimdeki boş şehirleri, viran ilçeleri şenlendiren gülümsemeler yayıldı yüzlerinde.
Öyle bir geceydi. Gençliğime kor ateşler düşürdü giderken. Yangınların en kötüsünde yandım.
Yağmurlar yağdı arka mahallelerde
Şiire tutundum,
Sonra şair uyandırdı beni;
“O olmazsa yaşayamam demeyeceksin, demeyeceksin işte!”
Yaşarsın çünkü."
Sayfalarca mektup yazdım, sayfalarca.
Rengi sararmış sözcüklerimin.
Haydi yak!
Adı batsın kararsız iklimlerin,
Zamansız yağmurlar da senin olsun,
Bahar sabahları da,
Senin.
Ne vakit yollar açılır önümde, toplanır çantalar at kuyruğu yaptığım saçlarımla rüzgârımı alıp gitmelere hazırlanırsam dönüşü olmayan
Adresine gönderilecek mektuplarım var.
İyi bak; gözlerine.
Daha nice romanlar okuyacak onlar.
Nice filmler akacak önünden.
Ne gerçekleri görecek.
Küçük bir çocuk tuttu ellerimden,
Karanlığımdan kederimi aldı.
“Aşkı satılığa çıkardıklarında, gönlümdeki sevdayı saydım,
Fazlaydı, üstü kaldı.”
N.K-2014
YORUMLAR
Nasıl cumlelerdi bunlar Nuray'cım...
Aktım gittim cumlelerinde.
içimi sızlatan ise kurgu olmaması.
inş.bu cümleleri yazma gucun olur da,
rabbim o zor zamanları tekrar yaşatmasın sana.
Her şeyimiz sınav ve sen çok başarılısın.
iyi ki varsın
kocaman optum,sevgimle.
Sihirli Kalem
Çok sağ ol arkadaşım.
Her anı bu dünyaya ne bırakabilirim diye geçirmeliymiş insan.
HER ŞEY BOŞ...
Gülmek ve her zalimliğe inat sakin olabilmek.
O her tarafa hakim güç O çok buyuk...
Dua edelim...
Çok optum çokk.
ne güzel anlatım bu, ne yoğun cümleler. her biri kendini tekrar tekrar okutan. ve bahsi geçenler, umarım kurgudur, umarım öyküdür dedim ama bunca şey hissedilmeden yazılmaz.
aşkı satılığa çıkardıklarında hemen orayı terketmelisin. çünkü bu dünyayı güzelleştiren yegane şey alınıp satıldığında orada söylenecek fazla bir şey kalmamış demektir.
eline sağlık..
Sihirli Kalem
Bazen zor yuzu de olabiliyormuş hayatın.
Hep o yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgi var insan için.
Aşka gelince,satılığa çıktığında
Topukları yağlamak gerek
Yoksa onun da sonu hüsran.
Yüreğine sağlık...
Dilimize düşen kelimelerin, ucuz kahramanlıklarına feda edilen duygular. Karanlık odalardan bir isyan var aydınlığa. Zindan misali sen, esaret diye bilinen ben ! Birimizin yüzünden birimizin içine düşen ateş...
Dilime düşüyorum düşlerimi, ağzımda ıslatmadan gizlemek istiyorum. Sert ve kaba sözlerimden sakladığım düşlerimi bir gül bahçesinde, sadece kendime büyütmek istiyorum. Belki de kendi dilimden sakındığım hayallerimi, senin kulağında dillendirmek istiyorum. Usul usul uyu benim sözlerimin içinde. CaNMaYBuLL
Aklım Dilime Düştü
Korkularına sığınıyorum. Pelerinle örttüğün cesaretini ,ödünç almaya gelen bir kaç kişi kapıda. Biraz bulut Üfle, biraz şamata, biraz rüzgar yolla bana. Yağmur biraz ara vermeli. Barış üstü yağmalı bize. Bak çok uzaklara, bir damla su için gökyüzünü bıkmadan, usanmadan arayanlara. Gemiler yol almak üzere. Sahillerim kalabalık. Annesiz, ablasız ne çok çocuk varmış bizde. Biraz yavaş yürü kıyılarımdan, cam şişelere basarken ,ardına bıraktığın kan izleri. Yürü yürü bir gören, bir tanıyan olmadan.
Cesaretli bir arı, elinde şövalye silahı, atına binmiş meydan savaşı .Karşısında yer değirmeni değil; bir kavanoz reçelin direnişi bu sanki. Ayaklarımın dibinden ,bana aldırmadan yürüyen karıncalar. Göç yollarına çıkmış yığınla kuş, sesleri kulaklarımı arşınlayan leylekler. Kararsız bir dalış ve bir anda suyun üstünde çırpınan balıklar. Yosun renkli yeşilin, dalgalarla raksı. Seyircisinden alkış bekleyen bir sahne , ve kıyıya uzanmış tanımadığım bir yığın canlı.
Arada sırada pencereme dayadığım başım, nefes alıp verirken buğulu bir görüntü. Göz uçlarımla yazdığım bir destan var şimdi orada. Okuma yazma bilen kaç kişi varsa, okutamadığım bir yara var şimdi bu camda. Uslanmayan sağ yanımın inadını, bir bardak demli çayla geçiştiriyorum. Biraz sonra camdan gelen, tat tak sesine aldırmayan gönül. Ateş karşısında kendine bir eğlence arar gibi. Gönül bir üst demde sanki.
Şimdi yaz mevsiminin yaslandığı güneş. Mışıl mışıl uyuyan ağaç gölgelerinin altında,papatya renkli beyaz düşlerim. Zor zamanlar için biriktirdiğim, gölgelikteki tek hazinem. Kırık bir iki iskemlem, oturacak kimsenin olmamasına aldırmadan ,kendini o düşlerle tamire soyunacak; içimden gecen didaktik söylemler. Biraz daha gözlerimi kaparsam ,belki de düşlerim de kalacak,hayal ettiğim bunca şeyler. Uyanmak, uyuya kalanlarla beraber,tekrar tekrar düş bahçelerinde olmak.
Benden de yazınıza nazire .
Saygılar, sevgiler değerli dostuma
Sihirli Kalem
Ellerine sağlık...
Yağan yağmurdan arda kalan toprak kokusu gibiydi.
Ufak bir rüzgar getirdi burnumuza.
Gerçek bir öykünün acımsı tadı mı vardı ne?
Ama çok güzeldi.
Hissederek, üzülerek ve kim bilir üstü kalan o aşktan nasiplenmek isteyerek okudum.
Ellerine sağlık...
Kocaman öptüm.
Sihirli Kalem
O aşk üstü kalanıyla değil,hiç kirlenmemiş haliyle bulsun seni.
Sevgimle