Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
kiraz_kuşu
kiraz_kuşu
@kiraz-kusu

Sahneye Yığılanların Çökerttiği Tiyatro

7 Ekim 2014 Salı
Yorum

Sahneye Yığılanların Çökerttiği Tiyatro

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

430

Okunma

Sahneye Yığılanların Çökerttiği Tiyatro

Sahneye Yığılanların Çökerttiği Tiyatro

Ezbere okunan replikler, kalıplaşmış jestler, donuk gülüşler, makyajlı suratlar, bozuk plaktan çıkan cızırtılı müzik paralıyordu oyunu. Başlarda tek aksiyon, sigarasını yakan ışıkçının elinden sönmeden düşen kibritin çıkartacağı yangın ihtimaliydi. Biri içkiyi fazla kaçırmış olsa gerek, ışıkçının dibine kusup söndürdü kibriti.

Yas tutan kadın oyuncular, kaçıp giden hayatın ardından hırıltılı, boğuk haykırışlarla, kıyafetlerini delirmişçesine parçalarlarken, sarsılan bedenlerini yerden yere attıklarında kolonların ve tavanın çökmek üzere olduğunu fark etti izleyicilerden biri. O da panikle, sinsi bir bencillikle sıvıştı oradan. Bütün gün çalışmanın tükettiği bedenler koltuklarda uyuklarken, ağırlaşmış göz kapaklarının arasından sızan puslu, yarı hülyalı görüntüler, gösteriyi olduğundan daha eğlenceli ve katlanılır kıldığı için kimse şikayetlenmedi.

Arka koltuklarda oturan, dirseklerinin temasıyla irkilen bir kadın ve erkeğin gözleri kaçamak buluştuğunda, bedenlerinin açlığına uyup yakınlaşmak istediler. Bu yakınlaşma, bulutların sürtüşmesi gibi gerilimli olsa da açlık çoktan körletmişti onları. Bedenleri hala tiyatrodayken ruhları çoktan yasak bir aşkın kilitlerini kıran günahkâr ruhlar gibi ihtirasla doldular. Deneyimle tatbik ettikleri, birbirleri hakkında ne kadar az şey bilirlerse doyuma o kadar yakın olacakları hissi yüzünden birbirlerini merak etmediler. Bacanın ateş alması için ikisi de birbirinden küçük ama cüretkâr bir hamle bekliyordu.

Bu tiyatro hiç boş kalmadığı, teknik olarak bakım ve temizliği yapılamadığı için öyle çok yıpranmıştı ki, birazdan gerçekleşecek felaketin belirgin emarelerini örten bu etten yığına, “Neden buradasınız, evlerinize gitsenize,” dense kimsenin yerinden kıpırdamayacağını apaçık gösteren, isteksizlikleri ve bezginlikleri dışında, kalabalık içinde eriyen benliklerinin zayıflığıydı. Sanki asıl gaye tiyatro izlemek değil de kalabalıklara karışıp kendi karanlık kişiliklerinden kaçmak olduğu izlenimi oldukça kolay yakalanabilirdi. Bunun nedeniyse ne burada ne de kendilerinde olduklarını düşündüren yarı bilinçli, dalgın halleriydi.

Arkalarda sebebi anlaşılamayan bir hareketlenme oldu önce. Sarhoş bir güruh çevrelerindekileri de galeyana getirmiş olacak ki, yumruklaşmaya varan itişip kakışmalar, çığlıklar, küfürler sahnedeki oyunun bayağı şenliğini bastıracak şekilde arttı. Kimileri “Arka tarafa hiç ses gelmiyor, biraz yüksek sesle,” diye bağırırken birileri de “Bu ne biçim oyun, hayatım boyunca böyle berbat bir oyun izlemedim,” diye haykırıyordu. Yönetmen oyunu durdurmak yerine sonraki perdeye, düğün sahnesine geçilmesini söyledi. Sahnedeki oyuncular, kabarenin bir parçasıymış gibi gülmeye, şarkılar söylemeye, halaylar çekmeye başladı. Bu içi boş şenlik, öfkeli kalabalığı yatıştıracağına, canı fena halde sıkılmış sarhoş güruhun öncülüğünde, yığının sahneye doğru akmasına neden oldu. Birçok kişi peş peşe sahneye çıkıp oyuncularla beraber tepinmeye, şarkılar söylemeye başladı. Herkes çıldırmış gibiydi. Kolonlar, tiyatronun ön tarafına binen bu dengesiz yükü daha fazla taşıyamazdı. Büyük bir çatırtı koptu, önce tavan çöktü sonra duvarlar, büyük bir moloz ve toz yığını boşlukları doldurdu. Sessizlik son olarak her şeyi yuttuğunda tek bir kişi bile sağ kurtulamadı.

Tiyatro bir daha inşa edilmeyecekti.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sahneye yığılanların çökerttiği tiyatro Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sahneye yığılanların çökerttiği tiyatro yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sahneye Yığılanların Çökerttiği Tiyatro yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.