- 411 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SÜT TOZU
SÜT TOZU
Henüz kirlenmedik
Çocukluk yıllarım
Kazık kadar adam olacak değilim ya.
İlkokul çağlarım
İzzeti ikram
Okyanus ötesinden
USA marka süt çuvalları
Kenevir cinsinden
Sesi hoş gelir uzaktan
Siz çalın davulları
Başımda made in USA
Amerikan çuvalları
Memleketimde bu kadar çok ineğin olduğunu zaman içerisinde öğrendim. İneklere de haksızlık ediyorum ya neyse bağışlasınlar beni. Hindistan’da kutsal sayılırlar. Hindistan’daki inekler mi, bizim inekler mi şanslı onu da öğrendik sonunda.
Gelelim asıl konuya. Okyanus ötesinden çuvallar içinde USA markalı süt tozları gelmişti. Çuval dedim de aklıma geldi. O çuvallar gün geldi benim askerimin başına geçti. Nereden bilebilirdik o çuvalların yıllar sonra başımıza geçeceğini. Onu da gördük ya. Birkaç cılız laf, birazcık efelenme. Nota filan verecektik, verecek doğru dürüst nota bulamayınca nota işinden de vazgeçtik. Biz arabesk takılırız, adamlar ne anlar arabesk işinden, çalmasını da bilmezler, al başına dert, gönder bakalım gönderebilirsen Orhan Babaya. Halk konseri olmazsa sahneye çıkmaz, abim koymuş tavrını yıllar önce, boşuna Orhan Baba demezler ya adama. Helal olsun valla. Ferdi babayı göndersek olurdu, bir güzel ağlatırdık analarını, amma da şans tokatçıların tokatlı yası tuttu babayı kaptırmış alın terini o kendi derdinde. Müslüm babayı önermek geçti aklımdan. Şimdi baba gidecek malum jiletçi takımı da gidecek çiz bakalım çiz ortalık kan gölü, kan görmeye dayanamaz adamlar gittikleri her yere piyon götürmüyor mu bunlar neme lazım. Velhasıl vazgeçtik nota mota işinden. NATO var ya her bir şeyi hallediveriyor. Adamlar kaplumbağa hızında, hızlarına yetişmek mümkün değil. Nerden karıştı bu NATO süt tozuna demeyin o her şeye karışır.
Yıllar, yıllar önce büyüklerimiz münasip görüp nikâh kıymışlar bu zati muhterem şahsiyetle. Bizi bilumum dertten koruyup kollayacakmış velhasıl.
Bir seferinde Avrupa’nın göbeğindeki savaşa dur demek için işe kalkıştı. Adamlar hazırlıklı, başladılar düşünmeye, düşüne, düşüne taşlaşacaklar maazallah düşünen adam heykeli gibi. Şimdi anlıyorum o heykelin niçin taşlaştığını çok düşünmekten olacak herhalde. Onlar düşüne dursun. Herkes kendi işini görüp, kadınlar, çocuklar, masum insanlar katledilip, evlerinden, yurtlarından ediliyor, sınırlar çiziliyordu.
Buldum dedi
Elçiliğe soyunmuş adam
İrkilerek uyandım
Masanın ardına dolandım
Nihayet çözüm bulunmuştu
Hemen kollar sıvandı
Beyaz kâğıtlar boyandı
Çözüm kapıya dayandı
Bir çırpıda sorunu çözümlemişti şıp şak kaplumbağa hızındaki adamlar. Parça, parçaydı Yugoslavya’dan arda kalanlar.
Hazır eliniz değmişken
Kıbrıs’a da bir el atsanız
Eksilir mi?
Tabağınızda pastanız
Haykırıyor millet
Birlikte yaşayamayız.
İki parça olmuşuz
Yapıştırmaya çalışmayınız
Referandum yaptık
Sonuçlar ortada
Çifte kavrulmuş standart
Dayanmış kapıda
Sınırları çizmekte marifetli olan bu beylere var olan müracaatımızı yineleyelim dedik. Şu bizim Kıbrıs işini de hallediverin, referandum filan dediniz yaptık sonuçlar ortada. İstemiyor bak adamlar dediysek te anlatamadık derdimize. Kaplumbağa hızında yol alarak düşünüp çalışmalarını sürdürmekteler. Hayırlısı diyelim.
Neyse dönelim biz yine süt tozuna. Süt tozları gelmişti ya USA markalı, biz gariban çocuklar içsin, zekâları açılsın, beslensinler diye.
Beslenme saatleri icat oldu, eskiden varmıydı bilmem, hatırlamıyorum. Süt saatleri koymuştum çocuk aklımla adına. Okulumuzun hademesi Hayriye Teyze elinde süt bakraçları ile sınıfa girince bütün çocuklar bardaklarını masanın üzerine koyup, sıranın kendilerine gelmesini sabırsızlıkla beklerdi. Her seferinde bende bir isteksizlik, hoşnutsuzluk hâkim olurdu, içmek istemezdim.
Dam yaparlar
Kamıştan sazdan
Sarıkızın memeleri süt dolu
Süt mü olurmuş tozdan
Güneş gülümsüyor
Sanki kalmış yazdan
Varılmıyor yanına nazdan
Süt mü olurmuş tozdan
Yan gel yat
Bir dönüm bostan
Dost olmaz okyanustan
Süt mü olurmuş tozdan
Sert bakışlarını üzerime dikmiş bir çift göz. Sevgili öğretmenim, müdürüm Mehmet Bey. Nafile içmek zorundasın. Birkaç gün zorda olsa içmiştim sütü. Çözüm üretmeye çalışıyordum tozdan yapılmış sütü içmemek için. Çözümü bulmuştum evden süt bardağını getirmez isem böylece süt içmekten kurtulacağımı düşündüm.
Ertesi gün planladığım gibi süt bardağını getirmemiştim evden. Beslenme saati yani benim tabirimle süt saati gelip çatmıştı. Elinde süt bakraçları Hayriye Teyze görünmüştü kapıda herkes telaş ve bir o kadar neşeyle süt bardaklarını sıraların üzerine koyduklarında benim sıranın üzeri boştu. Süt içmekten kurtulduğumu sanıyordum çocuk aklı işte. Üzerime dikilmişti Müdür Beyin gözleri, nerde senin bardağın diye gök gürlemesi gibi sesiyle bağırınca, unuttum diyebildim, süt içmek istemediğimi, bardağımı bilerek getirmediğimi söyleyemedim. Yalan söylemiştim korkudan. Bardak bulundu önce tokadı yedim sonra sütümü içtim ağlayarak. Birde yalanım olmuştu sütten yalan. Çocukluk aklı işte!
Tokadı yedim
Bağrım yanık
Sütümü içtim
İçim bulanık
Sütten yalanım oldu
Süt tozu tanık
Sarıkızın memeleri şişmiş
Sütleri var sağmalık
Toz içmezsem
Olur muyum sanık
Bir yalan söyledim
Vallahi…
Süt tozu tanık
Kenya’nın kurucusu Jomo Kenyatta’nın sözleri geldi aklıma Avrupalılar geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde ise topraklarımız vardı. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda baktık ki İncil bizim elimizdeydi.
Topraklarımız ise beyazların olmuştu. Süt tozu ile tanıştırılmamızın üzerinden neredeyse elli yıl geçti. Kenyatta’nın söylediği gibi gözlerimizi açtık hala yoksulduk. Yoksulluğumuzu hala aşamamışız, oysa milli gelir zirve yapmış, ülkem büyümüş çağ atlamış.(Başkalarının yalancısıyım bunu ben demiyorum) Yeni bir süt macerası yolculuğuna çıkacağız. Rantsal ve de pastörize.
YORUMLAR
Ben de içmiştim bir zamanlar,
Tom amca ne güzel iyilik varmış derdim adamda..
büyüyünce anladım,
Yemmiş oltanın ucunda olan.
Cavurun ekmeğini yiyen kılıncını sallarmış derlerdi eskiden,
Demek bunun için miş yapılan iyilikler..
ah bıraksalar da bir güçlü olsam,
Vurup yumruğumu onları kovsam.
Tebrik ederim saygılarımla.