- 904 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEKTUP VAR - 6
Bugün mektup yazmayacaktım ama söz vermiştim bir kez, duramadim. Söz vermek başka bir şey vermeye benzemez, anlarsın ya. Neyse dostum, bu mektubumda kurbandan bahsedeyim biraz. Kurban bayramı namazını kıldıktan sonra kurbanı internetten aldığım köye gittim. Daha önce söyledigim gibi köy evleri villa görüntülerinde.Bir köylünün evinin avlusuna geldigimde kalabalik(müslumanlar) aynı heyecanla bekliyorlardı. Kendi cografyamdan insanlarla sohbet etmeye başladim. Kimileri büyük baş hayvanlara ortak olmuşlar, kimileri koyun, kuzu almıslardi. Ben de 150 eura’ya kuzu almıştım. Köylü avlusunun bir bölümünu mezbaha haline getirmiş, kurbanlar orada kesiliyordu. Sıra bana gelince vekaletimi verdigim arkadaş, hayvanı keserken tekbir getirmeye devam ettim O’ nunla birlikte. Neyseki benim kurbana sıra gelince veteriner doktor, yakın bir köyun kesimhanesine gitmişti de, hayvana elektrik şoku verilmeden kesmiştik. Sistem, otomatikti.Yok hayvan kaçtı, yok kasap elini dogradı, falan filan; bizdeki gibi traji komik vakaların olması mumkün degil. Etlerin yüzülmesi elle, kemiklerin parçalanması da hızarla yapılıyordu, çalısanlar ise Alman bayan ve erkek işcileriydi.
Evde; hanım etleri komşulara verecek şekilde üleştirdi. Zaten çok geçmeden kapının zili ötmeye başlamıştı bile. Kapıyı açtığımda çocukları karşimda görünce heyecanlandım ve de duygulandım; kendi çocukluğum geldi aklıma. Ellerimizde poşetler, çerez, şeker toplamak icin nasıl da koşuşurduk mahalle aralarında (Tokat-Niksar’da)Buradaki komşularımızdan ikisi Alman, biri Yunan, diğerleri de Bulgar Türkleriydi. Alman Hans ve Yunan Vasilis komşulara da birer parça götürdüm. Nazikçe teşekkür ettiler, onlar da arada bir domuz ziyafetine çagırdıklarında ben" nein "deyince ısrar etmiyorlardı, domuz eti yemem için.
Akşam kurban etini yediğimizde kendime gelmiştim, kalostrolumu kim takar. Bugün bisikletim dinleniyordu. Arada bir besinci kattan asagiya bakıp duruyordum; " merak etme, yarın yine ucacaz birlikte; bilinmeyen yerlere," diye. Hatta bir ara dısarıya cikmak istemistim ama hanım;" çıkma, bugün Almanların tatil gunu; hepsi zom olmuslar zaten. Dazlakların hışmına ugramayasin." Ne de olsa yaban ellerdeydik...
"Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar " türküsünü mırıldanırken, gözyaşlarımı hanıma ve çocuklarıma göstermemek için deli danalar gibi balkona yöneldim .
(Taşına toprağına tozunun bir zerresine gurban olurum vatanımın...)
Yarın çılgınlar gibi pedal çevirecem.
Hasretle kucaklıyorum...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.