Yalnız
Başını yastığına koyup, yatağındaki yalnızlığına, merhem istemediği yarasına ve içini dolduran gecenin zifiri karanlığına rağmen, yirmi yıldır her gece düşlediği hayale daldı. Neden sonra aklına yeni tanıştığı Lagina’lı kız geldi. O’ndan etkilenmişti, belki O da benden etkilenmiştir ve belki beni anlayabilir diye düşündü. Birkaç günlük konuşma birbirlerini tanımaya yetmemişti ama O’nda başkalarında olmayan bir şey fark etti : birbirlerine çok benziyorlardı; içini belli belirsiz bir endişe, sevinç ve heyecan kapladı. Kalp atışlarını duyar gibiydi. Bir an yanıbaşında bunca yıl yatan yalnızlığının yanında olmadığını hissetti. Yarası da iyileşmeye yüz tutmuştu. Herşey nasılda bu kadar hızlı ilerlemişti, buna bir anlam veremedi ve korktu. Bütün gece onu düşündü, onunla konuşurken kuracağı cümleleri özenle seçmeliydi, çünkü o herhangi biri değildi. Sabahı iple çekti ve sabah olur olmaz hemen telefona sarıldı, ona günaydın demeliydi ve eklemeliydi: bütün gece seni düşünüp durdum, ilişkimizin adı ne bilmiyorum ama hep sürsün istiyorum, beni yalnız bırakma.. Birkaç defa aynı mesajı yazıp sildi ve en son ona sadece günaydın diyebildi. Bir süre sonra tekrar konuşmaya başladılar, içinde birçok duygunun yine bir araya gelip yeni ve tanımsız bir duygu yarattıklarını fark etti. Kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Bu mükemmel bir duyguydu.. Ama biliyordu, güzel şeyler çabuk sona ererdi ve hayatın gerçeklerine sırtını dönemezdi.Toparlandı ve kendisine bu inanılmaz duyguyu yaşatan Lagina’lı kıza bunun hiç istemese de sona ermesi gerektiğini söyledi, Lagina’lı kız herşeye hazır bir olgunlukla durumu anlayabildi. Herşey hızlı başladığı gibi hızlı bir şekilde sona erdi. Eremeza, gece başını yastığına koyup, yatağına geri dönen yalnızlığına, merhemi olmayan yarasına ve ’açtığı bütün kapılardan’ içeri giren gecenin zifiri karanlığına rağmen, yirmi yıldır neredeyse her gece düşlediği hayale daldı ve keza anladı ki kimse onu anlayamazdı.
Tamamen kurgusaldır.
Alp Ay
Gümüşhane, 05-06/10/2014