- 587 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NESLİ ASLINA DÖNER
İşidün ey ulular,Ahır zaman olusar
Sağ müslüman seyrekdür,Ol da güman olusar
Danışman okur tutmaz,Derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez,Ne sarp zaman olısar
Gitti beyler mürveti,Binmişler birer atı
Yediğü yoksul eti,içtiğü kan olısar
Ne acayip sergüzeştler,Bağrım dolu serzenişler
Durmaz akar kanlı yaşlar,Aksa gerek şimden gerü.
YUNUS EMRE
Nesli aslına döner diye bir söz vardır. Bilirsiniz.
Ne doğru ne bilgece söylenmiş bir sözdür bu bana kalırsa.
Kuşaklar sonrası da olsa; insanoğlu er-geç geçmişteki büyüklerinin. Ata-dedelerinin karakterlerinden çok şeyler kopyaladığının artık farkında oluyor sanırım.
‘Genetik’ denen bir bilim dalı. ‘Kalıtımsal’ olduğu söylenen bazı hastalık belirtileri ortaya çıkar mıydı yoksa?
Değil anne-babalarına benzemek. birbirlerine tamamen zıt karakterde olan ‘yumurta ikizlerine’ bile rastlamak olası.
At-Avrat ve Silaha meraklı, göçebe ve cengaver bir ecdadın kanından gelen muhteşem genlerimizle
Gurur duyuyoruz her daim.
Bunları bir sitem ve alaycı bir mizah şeklinde söylediğimi beni tanıyanlar anlamışlardır.
Kur-anı Kerimde; o günahkar, isyankar ve sapıtmış kavimlerin nasıl cezalandırıldıklarını. Üzerlerine
nice kötülüklerin yağdırıldığını açıklayan ayetler yok mu?
İşte bu topluma olanlar da bunlara yakın şeyler.
Ünlü İlahiyatçı -ki ben hemen hepsinde olduğu gibi, onun da samimiyetsiz bakan ağlamaklı yüzüne hiç prim vermemiştim baştan beri.-Nihat HATİPOĞLU hocaya gazeteci Ahmet HAKAN şunları soruyordu köşe yazısında: Rivayet o dur ki; Sultanahmet ‘te büyük bir oteli varmış. Yan taraftaki binayı da oteline katmış. Ayrıca aradaki kamu arazisinin de üzerine konmuş. Bu iddialara bir yanıt bekliyor Ahmet HAKAN.
“Anlatsa “ diyor. Ama, “Ebu Zer’in dünya nimetlerinden nasıl yüz çevirdiğini anlatır gibi anlatsa…
Ağlamaklı. Hisli.
Haber doğru bile olsa yüreğim acıdı. Her şeye karşın haksızlığa uğramış gibi geldi bana. Öyle ya! Nice
din tüccarlarının talanı yağması yanında bununki denizde bir kum taneciği sayılır bence.
Bir süre önce yine çok genç bir İlahiyat profesörünün; -ki 30 yaşında prof. olmayanlar adamdan sayılmıyor-
gözlerini bir noktaya dikip, ürkütücü bakışlarla “Kelime-i şehadet getiren herkes, sorgusuz sualsiz cennete girecek!” derken, ben hemen o an kendimi inzivaya çekip, en değerli kolye yerine boynuma astığım beyaz tespihimi elime aldım ve sabahlara kadar kelime-i -şehadet getirerek ve sevinçten yere-göğe sığmayarak çektim durdum.
Pekala, geçmişimizde; eli-eteği öpülesi aydın alim-bilginlerimiz. Ulemalarımız. Din adamlarımız. Bilgelerimiz, filozoflarımız. Edep-haya sahibi yüce insanlarımız yok muydu?
Olmaz olur mu efendim? Elbette vardı. Ve hem de öyle böyle değil. Çook vardı.
“Peki, onlara ne oldu? Nereye gittiler? Diye soracak olursanız.
Onlar: Beyaz Atlarına binip gittiler.
Bayram haberlerinin en görülmemişi ve ilginç olanı ise:
DAMDAKİ KEÇİ!
Ülkeyi dünya gözüyle son bir kez daha seyre dalsın düşüncesiyle dama çıkardıklarını düşündüğüm kurbanlık Keçi, bir çocuğun üstüne düşüp ölümüne sebep olurken maalesef.
Kurbanlıklar bir çırpıda satılıp bitmiş. Tabii başta Suriyeli Müslüman dindaşlarımızın! biraz daha palazlanıp ortalığı birbirine daha fazla katması ve yardım sever konuksever soylu toplumuza cennetin kapıları sonuna kadar açılsın diye.
Bu bağlamda Güneydoğu Anadolu bölgesi kan ağlıyor. Akan kanlar durmuyor.
Namuslu insanlar evlerine 50 gramlık bayram kahvesini bile zor götürüyor. Ancak “kol kırılır yen içinde kalır” diyor. Geçmişinden gelen mirasın onuruyla.
YORUMLAR
Ah Yunus Emre!
Yıllar öncesinden yazdığı o dizelerde anlatmamış mı açık açık.
Bunun içindir ki hala dilimizde, kalemimizde.
Ve eminim ki bu uzunca bir süre de böyle gidecek.
Her iklimin rüzgarından vardı bu yazıda.
Atalarımızdan tutun da dine kadar.
Ah efendim o alimleri ne yazık ki uğurladık çok önceleri.
El salladık arkalarından.
Bayramınız kutlu ve nice olsun güzel insan.
Ellerine sağlık.
Sevgimle.
DEVRİM DENİZERİ
Yorumunuzda önem ve anlam taşıyan katkılarınız beni öylesine mutlu ettik ki bu sıkıntılı günlerde...
Anlaşılmak ne güzel. Ne güzel olan bitenin farkında olabilmek.
Sağolun. Varolun.
Selamlarımı yolluyorum esenlikler dileklerimle.
Baya baya inceden derin bir kıyıdan,uzun bir tarihten,okkalı bir göz taşması ve kim bilir hangi hıyanet. Ağlamaklı halim gülmelere tebessüm eder gibi....Ve Allahü Ekber dağlarından inen göçebe biri...
Bir şey anlamadım ama merakla okuyorum tekrar...Sanırım benim seviyem çok aşağıda.Elbet ilerde okur-çizer anlarız.
saygılar
DEVRİM DENİZERİ
Rica ederim. Anlamamış olamazsınız. Bunlar gözle görülür gerçekler aslında. Yazımı bir kenara bırakın. YUNUS EMRE' nin dizelerine göz yaşı dökelim hep birlikte.
Herkes bir yerlerden kopup gelmiş. Ve nereden gelmiş olduğundan çok geldiği nokta önem taşır bence. Öğle değil mi.
Selam ve esenlikler dilerim.