Ey Sevgili
Ey sevgililer sevgilisi;
Usulen de olsa sana nasılsın deme cüretini nasıl gösterebilirim. İyi misin diye nasıl sorabilirim. O yeşil sancağının altında, Cennetteki eşsiz güzellikteki mekanından, ebed mutlulukla baktığın makamından biz ümmetin nasıl görünüyoruz acaba.
Ey İki cihan serveri;
Ümmetin sana muhtaç, sana hasret, sana özlemle yanıyor. Şefkatine nail olmak arzusuyla ağlıyor. Ey Sevgili, Ümmetin zor durumda.fitne kol geziyor, fesat hat safhada, riyaarlık dizboyu, aklaksızlık almış başnı gitmiş. Utanıyorum anlatmaya sana bu kanıksanmış durumu. Bataklıkta çırpındıkça batan, battıkça çırpınan ümmetin seni arıyor.
İslam coğrafyasındaki vahameti anlatmaya dilim varmıyor, kalemim yazmıyor. Her taraf kan revan, Ümmetin oyunlara kurban, can mı dayanır buna can görme halimizi iki cihan selveri Sultan.
Ümmetin İslam adına birbirine düştü, dünyalık menfaatler için kardeşine küstü, senin ahlakın ahlakların en üstünü, sorma halimizi Ey Sevgililer Sevgilisi Nebi.
Sana, her yerin güllük gülistanlık, Ümmetinin sımsıkı bağlarla kenetlenmiş birlik içinde, müşrikleri dize getirmiş; senin yolunda, senin aşkınla, senin tevazunla İslam sancağıyla ilerleyebiliyor demeyi o kadar çok isterdim ki.
Gözlerim yine doldu Ey iyi cihan Sultanı Resulüm; Ağlamak kar etse bedenimdeki yaşın her zerresine kadar, o da yetmez kanımın son damlasına kadar akıtacağım.
Sen olsaydın diyorum.
Bedir’deki gibi kükrerdin, Umut’taki gibi canını yoluna sererdin, Hendek’teki gibi ders verirdin.
Biz neden yapmayalım. Mücadele zamanı gelmiş geçiyorken, senin gibi yüce bir öndere sahipken, İki cihan Sulyanı olan sen her şeyini feda etmişken, şu beyhude bedenin ne önemi vardır.
Bu aşkla bir Bedir’de ben kurmaz mıyım?
Uhut’da kırılan dişine feda olmaz mıyım?
Hendek’te verdiğin dersi almaz mıyım?
Ey güllerin efendisi Yüce Resul;
Ümmetine dua eyle, Onlara yardım eyle...
Müslümanlara yapılanları görüp, izleyerek bir şey yapamamak, öldürüldüklerine, aç, susuz bırakılarak zulme uğradıklarına şahit olmak ve onlar için sadece ve sadece ağlamak ne kadar zor anlatamam. İçim kan ağlıyor, yanıyor, paramparça olmuş hücrelerim zangır zangır titriyor. Düşünüyorum yapılanları ve onların yerine koyuyorum kendimi. Ama nafile ne kadar düşünsemde, ne kadar hissetsemde ‘Ateş düştüğü yeri yakıyor.’
Oysa sen öğretmiştin bize dünyanın diğer ucundaki Müslüman kardeşimizin canı yansa hissetmedikçe, gerçek manada müslüman olunamayacağnı.
Kahroluyorum bütün bunları düşündükçe. Sessiz kalışıma kızıyor. Zulüm ile abat olanları bir kaşık suda boğmak istiyorum. Sabır diyorum sabır.... Ama nereye kadar sabır bilmiyorum.
İmtihan dünyasında faniliklere aldanan kardeşime dolu dolu gözlerle bakıyorum. Kızamıyorum onlara, hiddetlenemiyorum. Çünkü onlar benim canım ciğerim kardeşlerim.
Tek çaremiz sensin Ey gönüllerin Sultanı;
Bizi cennete girdirecek olanda senin şefaatindir.
Bize senin ahlakınla ahlaklanmayı,
Senin tevazuunla engin olmayı,
Senin yolunda hiç sapmadan çıkmamayı
Cennette yeşil sancağının altında komşun olmayı nasip Rabbim.
Şefaatine nail olan, dualarına haiz olan ümmet olmayı İstiyorum Rabbimden Ey yüceler yücesi Nebi.
Mektubuma son verirken istemeye istemeye...
Hiçbir zaman dualarını ümmetinden esirgeme, sen gönlü yüce, sevgisi sonsuz Resulümüzsün.
Bir daha ki mektubumda Senin istediğin gibi ümmeti anlatmayı canı gönülden istiyorum.
Seni özlüyor, senin aşkınla yüreğimiz yanıyor Ey sevgililer sevgilisi güzel Resul
Eshat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.