- 729 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
kalp kalesinin yıkımları..
fildişi kırmızılıklarında güne uzanırken gebelenen hücrelerimi soyuyordum
buruk kalan yanlarıyla somurtup duruyordu alevli güneş
dışardan bakınca bir fılamingo ayaklarına gözlük takılmış izlenimiyle bakılıyor hüsranlarıma
taşa tuttular sonra bardağın içinde kırılmış kşık bıraktığım dair
gül yanaklı sevdanın eşsiz toprakların miskin bir haz veren bir yarım ışığıdır demeye koyulmadan
çetfillerini üstü başı kirletilmiş meşaketlerimin koynuna sokulur
cebi yaralı huzura efkarlıydı bir zamanlar sonrlar
sanrılar
üşüyen bir getiriydi bütün yüz ölçümlerim
zaman geri çevriliyor ayaklarımdan aşağı süzülerek
sabreden bir çift örülmüş hasret yünleriydi
mavi,masum ve nankör sabırkedisinin etrafından döndürülen
yaşlanan hislerin
gün yüzü kızarmamış sezgilerin de sebeb_i zan adresi imgelerin sancılarıydı
şiire gebe bir diyar beklemek olanaksız ve ben her zamankinden daha imkansız
toza tutulan tokmağın bir terbiye kanıyla eşdeğer sevgiler küçültüldü
değişken bir örnek gösterimi bir kale sınırı gibiydi hakaretler
harf özlemleri
yıkılan sergi figüranları
ve kalp kalesinin yıkımları
turayı gözlediler şimdi
ben şimdi transla canana gitme peşindeyim bir zamanların karpuz tarlasına giren bedevileri gibi...
alişan tapancı...