YENİDEN DOĞMAK
Bugün hayat yaklaşık iki aydan beri ilk defa daha güzel göründü gözüme. Sabaha kadar oturdum düşündüm. Ya öl kurtul, ya da silkin kendine gel bir an önce ; ya zelil ol, ya rezil ol dedim ve silkindim,kendime geldim. Gözlerimde ve bedenimde yorgunluğun en küçük bir emaresi bile yokken, işe gitmek üzere hazırlandım.
Oturduğum apartmandan çıktım. Önce capcanlı gökyüzünde kurumla süzülen güneşe gülümsedim. Eminim ki; güneş gözlüğümün ardında en az güneş kadar gözlerimde parlıyordu. Yolun karşısında dükkanının önünde iskemlede oturan yaşlı terzi amca selam verdi, Tüm içtenliğimle gülümsedim ve iyi günler bol kazançlar diledim ona. Terzinin bitişiğinde ki mahallemizin işgüzar bakkalı elindeki sebze kasasını yerleştirirken
ağız dolusu bir günaydınla selamladı beni. Ben de aynı içtenlikle karşılık verdim gülen gözlerimle. Okula giden çocukların cıvıltıları araba seslerine eşlik ederek müthiş bir müzik ve yaşama sevinci yayıyorlardı etrafa.
İş yerime geldiğimde içerdeki tütün kokusu sinmiş ağır hava bile keyfimi bozmaya yetmedi. Her zaman gözüme pek sevimsiz gelen sevgili iş arkadaşım bile pek bi şirin geldi bu sabah. Hatta onunla politik kısa bir sohbet bile yaptık ben acil yapmam gereken işleri yaparken. Sonra oturdum bilgisayarımın başına , yıllarca bıkmadan dinlediğim Sezen Aksu şarkılarını dinlemeye koyuldum. Kendime bir kahve yaptım, sigara eşliğinde kısa bir keyifte mutluluğumu perçinledi.
Sonra ne çok zarar verdiğime hayıflandım kendime. Silkindim ve kurtuldum ondan ve anılarından. Allah’ıma hamd ettim yeniden. Bir daha kendimi bu denli hırpalamayacağıma söz verdim hiç kimse için. Benden daha önemli olmadığını anlamam beni yeniden döndürdü hayata.
Psikoloğumu aradım bir ara. Oda bu durumumdan dolayı tebrik etti beni. Bu beni daha da kamçıladı yaşama karışmam için. Sonra çekik gözlü Yörük güzellerine yazılan methiye geldi aklıma. İç sesimi dinledim sonra. Artık yakmıyordu yüreğimi bu daha da mutlu etti beni. Artık tamamım dedim. Gerçekten bitti.
Şimdi bu mutluluğumun ve yaşama sevincimin daimi olması için bazı yenilikler yapmam gerekiyor. Artık arkama dönüp bakmayacağım. Değer verdiğim kişilerin listesini yapacağım. Ve tabii ki bana zarar veren kişilerin de. Sonra şahsiyeti beş para etmez, Allah’ın zamparası, Görüntüde efendi, gerçekte sinsi ve rezil, okumuş ama eşekliği baki şahsiyetleri hayatımdan uzak tutma gayretinde olacağım.
Şu an içim kıpır kıpır. İçimden bağırarak şarkılar söylemek istiyorum. Çığlık atıp, hoplayıp zıplamak istiyorum. Zil takıp çılgınca dans etmek istiyorum.Hayatı seviyorum ve hayata karışmanın heyecanıyla her şey bana çok güzel geliyor bugün. Keyfe keder bir acının ardından yaşama balıklama dalıyorum.
YORUMLAR
yaşanması gereken öyküleyici bi durum şu an yazınızı okurken şebnem ferahtan sil baştana parçasını dinliyorum doğrusu tamamıyla eşlik etti yaşadığınız yazınızla tamamlayıcı bi etkisi vardı.deger verdiğimiz insanların listesini yaparsak listedekiler bizi mutsuz edebilir ve sosyalliğimiz nerde kalırki bakkala terzi amcaya selamımız nerde kalırki kıs a bi yaşam olur yaşanması gereken anları yaşayalım ve bizi yıpratacak insanlara söz vermeyelim o zaman listemiz olmaz duruşumuz olur. başarılar
O, değer bilmedik değersizi bir telefon konuşmamızda boşanmaya ikna edip yatağıma girdiğimde, gözkapaklarım ne zaman birbiriyle barıştı da, her zerrem uykuya daldı, anlayamadım.
O ne haz verici, dinlendirici bir uykuydu.
Sonunda yalnızlığımı bana aratan günler geride kalmıştı ve yalnızlığıma kavuşmuştum.
Şimdi kolumda yalnızlığım, yatağımda yalnızlığım, o kadar huzurluyum ki... Mutlu olmam için bir tek eksiğim var; değerbilir birisiyle karşılaşmamış olmam.
Dünlerini silemeyenlerin bugününü yaşayamayacağını, yarınlarını da doğru zemin üzerine oturtamayacaklarını iyi ki biliyorum.
(Bilmem yazınızla bir paralellik arzettimi. Paylaşım için teşekkürler. Ha; lütfen yazım kurallarında dikkatsizlik yapmayınız. Noktalama kurallarına uymak, yazının değerini daha da arttırır. Kırılmayacağınızı ümit eder, saygılar sunarım.)