''Hayatım bugün yine çok güzeldin!''
Yeni bir hüzünden kolayca vazgeçebilmek ve zorda olsa yetişebilmek ayrılığa,dilimden susan hecelerle sana merhaba bile diyememek.Varlığında yoksunluğuna armağan olmak.Sanki bir zarureti en masum halimle hissederken kalmaktı yalnızlığa ve sanki gidişlerini bırakıp susardın benimle konuşmaya.Suretine mahkum kalan gözlerimden yakalanıyordum tuzaklarına;
Hadi bu sefer de sen beni anla!
Anlam veremediğim bir yazın en eski kışındayım.Ne yarınım olabilen bir kadına ne de eskisinden de berbat Haziran çığlıklarıma veda edebiliyorum.Yenilenebilen bir mazeret aşkım!Hadi söyle ben,bende kaçıncı yanılgındım?Harflerinin anlaşılması olanaksız lisanına hangi hükümsüzlükten yaklaşıp seni gökyüzüme kaçırdım?
Gözlerim güz rengimden fırlattığım bir tebessümde şimdi,
söyle hangi yarandan tuttum nefesini de bu kadar soluğumdasın?Ya karamsarlığım!Söyler misin ebedi yıldızım, hangi dolunaya sattın gülüşlerimi de bu kadar kahkalara uzağım.
Kırgın bir yeniliginin zalim azizliğine hıçkırıklarımla cevap veren bir adamın rolünü çaldım.Sen kırmızı bir gelinlik giymiştin ellerinde ömrüm ve saçlarımda uyuttuğun saçların,kirpiklerinin büyüsüne karışan gözlerim ve yorgun sakallarım,kahverengi notların ilhamım da canlanırken küçük bir kız edasıyla bana sunduğun resimlerin,
’’Hayatım bugün yine çok güzeldin!’’
Ben bir mükemmelliyeti ardımda yitirirken kalbimde kalan sıfatların bir özneye bile sahip çıkamıyordu.Nereden esiyordu bu rüzgar,sanki saçlarının kokusu içinde dans ediyordu.Bu durak!Bu sokak!Yürürken tam şakağımdan vuruyordum kendimi ve seni beklerken azımsıyordum yüzünün fecrini.Ben seni beklerken her seferinde yaklaşıyordum gelemeyecek olmana ve umudum kırılıyordu apar topar kaçmaya.Ne yaklaşabiliyordum kayboluşuna ne de uzaklaşabiliyordum sana.Sen mükemmel geliyordun yaşamıma ve sensizlik duruyordu avuçlarımda.Dilim kanarken dillendiriyordu yine şu sözleri yoluna;
’’Hayatım bugün yine çok güzeldin!’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.