geceden kalanlar...
Geceden kalanlar...
Yine üzüntülü günler, bilmiyorum ben mi yaratıyorum bu hüzünleri. İnanın artık açıklayamıyorum. Yine çok yoğun geçen bir gün. Günden bana kalan geceye gelen acılarım. Hiç durmadan yenilenen ne yapacağımı bilemediğim, nereye kaçacağımı kestiremediğim günler…
Nasıl uyuduğumu bilmiyorum. Kendimi zorlayan bir uyku, sabah tan yeri ağarırken uyandım, aniden. Yine aklımda dünden kalan hatıralar, acılarla dolu bir günün ezikliği. Ezan sesini hayal ettim, ya da işittim bilmiyorum.Kalktım. Okudum, dualar ettim.
Sonra yine uyudum, zamanın geçmesini , kahrolasıca saatlerin bitmesini bir ışık hızıyla gitmesini istiyorum.Çay hazır diyen bir sesle kalktım.Kırılmasınlar diye.
Çay bardağı elimde, bir iki lokma yemek için yiyorum, yaşamak için, karnım doysun diye,ayakta kalabileyim diye.Yoksa çay içmenin,yemek yemenin de bir keyfi yok benim dünyamda.
Sonra bir kitap alıyorum, her zamanki yaptığım gibi. Birkaç gündür elimde. Sürükleyici bir kitap. Adı Aşk Adında Hayat, Mıchale Lee West. İlk defa okuduğum bir yazar.Aşk,ı anlatıyor,gerçek aşkı bulmak mı yoksa ondan kaçmak mı daha kolay diyor.Aşkı bulamadığın zaman zaten kaçıyorsun,başka bir yolu var mı?Gerçeklerle yüzleşmek varken ama bazen yüzleşmek yerine işin en kolay tarafı kaçıp gitmek,hiçbir şey demeden.
Kitap bitti, gerçek aşkını buldu ama çok zor oldu. Zavallı gariban biriydi. Annesi bakamadığı için terk etmişti onu, babasını ise hiç bilmiyordu. Kim olduğunun. Yine de hayata tutundu yaşam için savaş verdi. Annesini kaçıp gittiği için hiç suçlamadı, gelse yine kocaman sarılırdım diyen bir gariban kızın öyküsüydü bu.
Ben de garibanım, ben kendimi tanımıyorum, tanıyamıyorum, kimim,neyim,neden ne oldu.Her şey sorularda gizli.
Belki bir gün sorular cevap bulur, ben de kendime kavuşurum…
Mutluluklar…
YORUMLAR
bu garibanlık aşkı arayıp, ışığını bulup o yolda yürürken ışığın nedense hep uzaklaştığını görür gibi olup yerine çömelip kalmaktan...
bu garibanlık kimsesizlik değil, aksine kimseler varken bile kendinde bir şeylerin eksik olduğunu bilmekten ileri geliyor... ne kadar yakın olurlarsa olsunlar içindeki o boşluğun yerini dolduramayacaklarını bildiğin için...
kim bu kahvaltı hazırlayanlar? ....... varsayalım karşılıksız sevenlerden, misafirperver dostlardan olsunlar... öyle ki kahramanımız hatırları için kalkıp onlarla otursun, zaman geçirebilsin...
.....
kahramanımızın kitap okumaya ara vermesi gerek... kendini bulması için kendini okuyacak bir aynayı bulması kendine yapacağı bir iyilik olacaktır...
canseven
dediğiniz gibi yazarın kitap okumaya ara vermesi,içindeki boşluğu doldurmaya çalışması gerekir,kimsesiz olmadığı halde,garibanlığın arkasına saklanır olması bir çözüm olmamalı...
Garibanlık?
Anlamı nedir bunun?
Kimsesiz olmak mı yani?
Kahvaltı hazırlayanlar kim?
Bir seveni olmanı kahramanımızın her halde.
Yoksa,
kim kime kahvaltı hazırlar ki kara kaşı, kara gözü çin.
Biraz kapalı olmuş yazı.
Ve,
karamsarlıklarında boşuna olduğu hissini verdi bize.
Belli mi olur?
Yarın sabah,
bakarsın bir başka doğar güneş.
canseven
karamsarlık boşuna olsaydı,yazmazdı herhalde bu yazıyı,geceden kalanlar,hüzünlü...
umarım...
dediğiniz gibi,yarın sabah,bir başka doğar güneş...