- 880 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MEKTUP VAR - 4
Bu kaçıncı mektup yazdığımı unuttum dostum. Yine yazıyorum işte; ister oku, istersen de mektubu açmadan çöpe at. Benim ki iç hesaplaşması gibi bir yakarış sanki. Kendimi yerden yere vursam, olmadı; duvarlara çarpsam da kafamı; yine de kendime gelemem biliyor musun. Hani şöyle tatlı tatlı aşk nağmeleri yazabilsem bir nebze olsun teselli olacağım diye düşünüyorum da maalesef kalemim küskün sanki bana. Kalp herkese kırgın. Diyeceksin; pire yüzünden yorganı yakmana ne gerek var. Haklısın ama umduğun dağlara bir anda karlar yağınca umarsız kalıp bütün insanlardan uzaklaşmayı düşünüyorsun. Derdini yanacak birini de bulamayınca kendini doğanın kucağına atıyorsun. Ben de öyle yaptım bu yaban ellerde. Bisikletime atladığım gibi pedal çevirmeye başladım.Trafiğe çıktım ya kendime geldim.Niye mi? Arabalar bana yol vermek için esas duruşa geçiyorlardı adeta. Kendi memleketimle kıyaslama yapınca utancımdan yerin dibine girdim adeta. Sonra 17.yüzyılda yaşamış bir kralın on yılda yaptırdıgı şatoya yolum düştü. Şatonun içi dışı insan seliydi adeta. Şatonun hertaraftan resimlerini çektim. İnanırmisin tek bir taşı bile eksik değildi. Sanki dün yapılmış gibi de tertemiz, bakımlı ve etrafı ormanlıktı. Para biriktirebilirsem ölmeden önce bir şato da ben yaptıracam, sana doğum hediyesi olarak. Söz.
Sonra bisikletimin rotası adeta ormanlaşmış parklar oldu. Buradaki doğa manzarası sanki bir cennet. Ciğerlerime doldurabildiğim kadar oksijen doldurdum. Orada lazim olur belki. Tek hüzünlendiğim nokta hazan yapraklarinin aheste aheste yere savrulmalarıydı. Yaprakların çaresizce boyun büküşleri karşında yüreğimin sızladığını duyumsadım. Zaten bu yüzden hazan mevsimini bir türlü sevemedim ya.Işin ilginç yanı da ney biliyor musun, ormanın içinde herkesin yürümeleri, spor yapmaları. Buranın insanları dal gibi. Göbekli birini dürbünle arasan göremezsin.Bizimkiler gibi bir somun ekmeği yiyip fosur fosur yatıp uyumuyorlar.
Neyse dostum, gecenin geç vaktinde seni uykundan etmeyeyim. Şimdi mektubuna da sana da, diye başlayacağını duyumsar gibiyim. 5. Mektubumda kaldığım yerden devam ederim...
Kucak dolusu hasret dolu selam ve sevgiler...
YORUMLAR
Mektup kısa ama,
içeriği gerçekten zengin.
Bu gönl ağrısına derman olarak sunulan bisiklet turu fikri gerçekten ilginç.
Kendinle ve pedallarınla baş başa kalıyorsun.
Bizimki gibi, bu gurbet ellerde, yalnız başımıza yaşamaya çalışmak,
Edebiyat Defteri'ni güzel sayfalarında gezintiye çıkmak gibi bir şey olsa gerek anlatılan.
Tabi ki, bir farkla.
Bizde gönül ağrısı flan yok da,
şekerden iyice derecesi arttı ya, göz ağrısı var bir bukle.
Tarihi yerlerin ve dinlenme-spor yapma alanlarının güzelliği iyi yansıtılmış mektup yazılan dosta.
İnşallah bir gün,
onların gelir düzeyine yükselip,
aynı refah seiyesini yakalayabilirsek,
bizim de öyle büyük ve güzel parklarımız,
bakımlı tarihi eserlerimiz olacak.
Şimdilik o harcamalar için gerekli para ile,
karnımızı doyuracak ekmek alabiliyoruz ancak.