- 627 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ses..
Tuhaf bir sesle uyandı adam. Televizyonun açık kalmış olabileceğini düşünerek yavaşça yataktan kalktı, salona doğru hamle yaptı. Ancak yatmadan önce tüm elektronik cihazların fişini çekme alışkanlığını hatırladı, kendini takdir etti.
Yatağına geri yatacakken, sesin daha da keskinleştiğini fark etti. Evde kimse olmadığına göre, ses dışarıdan geliyor olmalıydı. Tekrar kalktı, pencereye doğru yürüdü. Yavaşça pencereyi açtı, başını dışarı çıkartıp etrafı dinlemeye başladı. Kaval sesine benzer bu garip ses nereden geliyordu ki?
Ses çok rahatsız edici değildi. Yani uykusuna kaldığı yerden devam edebilirdi ama, duyduğu her bir nota, sağ omzunun üzerinden kulağına fısıldanan bir çağrı gibiydi. Bu çağrıya kulak verme ihtiyacı hissetti birden.
Üzerini değiştirdi ve düştü yola.. Yaşadığı ev tek katlı ve bahçeli idi. Etrafta çok fazla ev olmaması oldukça ürkütücü olsa da, dolunay sokağı bir hayli aydınlatıyordu. Bahçe kapısını yavaşça açtı, dışarı çıktı. Ne olur ne olmaz diyerek sıkıca kapıyı geri kapatmayı da ihmal etmedi. Ses o kadar garipti ki, sanki onun adımlarını, soluk alış verişini, kalp atışlarını takip ediyor, buna göre makam değiştiriyordu. Giderek daha da çekici hale gelmişti durum. Adımlarını sıklaştırdı, ses biraz daha keskinleşti. Her adımda daha da yaklaşıyordu sanki. Ne tarafa doğru gideceğini sanki ayakları biliyor gibiydi. Her şeyi akışına bıraktı ve ayaklarını takip etti.
Köyden hallice bir yerleşim yerinde yaşamını sürdürüyordu. Yürüdüğü yol, akşam saatlerinde köy ahalisinin pek de gitmek istemeyeceği bir yere doğru gidiyordu. Yolun sonunda görebileceği tek yer köyün mezarlığıydı. Normal şartlarda ürpermekle birlikte, bu sefer inanılmaz bir heyecan duyuyordu. Okulda ilk gününü yaşayan bir çocuk gibi, adeta sekerek yürümeye başladı.
Mezarlığa ulaştığında, artık dört bir yandan aynı anda ses duyuyordu. Sesin asıl kaynağını tespit etmek giderek zorlaşmıştı. Düz bir hatta yürümeye devam etti. Bilmediği bir istikamete doğru gidiyordu koşaradım. Aniden durdu, başını istem dışı olarak sola çevirdi. Birkaç metre ileride bir mezardan ışık geldiğini farketti. Işığa doğru ilerledi. Mezarın yanına ulaştığında karşısında oldukça garip bir manzara bulmuştu. Tek bir lale motifinin işlenmiş olduğu ince ve uzun bir mezar taşı ile açık bir mezar çukuru karşısında duruyordu.
Yavaşça eğilip çukurun içine baktı ve sesin kaynağını gördü. Tam ortadan ikiye ayrılmış bir Ney, bunca yolu gelmesine sebep olan sesin sahibiydi. Kendi kendine çalan neyi hayretle izlerken, omzunda bir el hissetti... (Son)
HAZİRAN 2012 / SAĞLIK
YORUMLAR
Atölyedeki_Hayalet
Neden son?
Elin sahibi ile tanışmayacak mıyız?
Hımm!...
Yazarımız, işin kolayına kaçmış,
hikayenin devamını bizim hayal gücümüze bırakmış.
Çık şimdi çıkabilirsen işin içinden?
Atölyedeki_Hayalet
Bir tutam hayat
Bu güzeldi.
Keşke hikayede de yer alsaydı.