Ay’Şemi Eritirken Geldin Geceme
Hayrettin Taylan
Tortullarımla tanıştım aşk çayını içmeye başladım zamandan ,senden hatta ben’de önce.
Türemelerin örttüğü türevler arasında ardışık olmaya niyetliydim.Sayısal olmak değil, aşktan olmak lazımdı.
-Avutmalarımın abrası açıktı. Kendime kadar gelmiş bir benlik vardı.Öz kendine temizdi. Özüne kadar gelmiş bir gelecek sızısı vardı.Söz olmalıydı.Olasıl kalmamalıydı ruhun direnci.
-Traji komik bir ağlayışın içinden çıkmıştım zaten.Sahnemde silinmemiş damlaların ünlem olarak ekildi senaryoma..
ve seninle başlıyor ay....seninle sönmüyor....şem...
artık, bir kahve ,iki kahve göz ısmarlarım kendime...
artık ,kahverengi topraklara ekilir sevda filizim
artık, hem ay , hem şemle gecenin hecesinde kalırım
artık, sen varsın, beni benle tanıştıran …..
İlhamla çevrili düşlerimi tercüme eder mi her halin, her bakışın, her dokunuşun.
Kavuşma yığınlarıyla boğuştuğum bu rüyanın içinden Ay ve şem olur musun?
-Geceye yazılır mısın sözlerden önce.Öncelerime ay, sonralarıma şem olur musun? Ki seninle aydınlık hissettim her anımı.Bitsin karanlığım. Devamın deva olsun.
-Algılarımın atlasında güleç yüzünün rengini gördüm.Öylece durdum, öylece kaldım, öylece aktım bağrının uğuruna.Öylece uçurdum uğur böceklerimi talihine.
Bir bir evcilik oyunu gibi güzel düşlerinle ev yaptım. Süslü cümlelerle geldim sana.Adında kaldım… Adının her harfinde istiflendim..Aktım, susamış sular gibi.
-Ay ve şem imgesinde sustum.Suskunluğum sevmenin hizasına yazıldı.
Huyunun suyu aktı. Ruhunun aynasında kendimi gördüm.Hislerime atomlarını attın.
Ben seni görünce ben olmaktan çoktan geçmiştim.
Beş milyardan birisi yakmıştı sevgimin bütün sayılarını.
Rabbim O’kulunu çok görme.
Rabbim O’kuluna yazıldım.
Rabbim, O’kulun kahve gözlerinde bir ders olmaya, öylece kalmaya gidiyorum.
O’kulun içtenlik sınıfındayım.Yürek parmağımı kaldırdım.
Sevgi örüntüleri arasında bir sorum olacaktı gözlerine bakarken, kalp atışımın güzellik gülü olur musun?
-Erdemimle geldiğim sevi pınarında kana kana, yana yana içebilir miyim?Güleç yüzünde saklı düşlere akabilir miyim? Hayatın, hayalin, fıtratın, iradenin dahası senli geleceğin eleğinde kendimi eleyip gelebilir miyim?
Üstünü örttüğüm hasretlerimle geldim .Bakışında kaç resimlik ömür özetlenir.
Hayatın imlası olsa da cümlesi devrik de olsa devam ettiğini biliyoruz.
Hayat seninle yüklem olsa,ben de yanı başında, özne olsam daha çok manidarlar doğmaz mıydı ay yüzlüm…
-Gizleyememiştim gizli öznemi.Sermiştim yüklü yüklemlerime. Serilmiş kitap gibiydin.Çok satan ama yüreği benle atan sayfalar gibi umudun tan vaktindeydim.
“Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir...”
Epiktetos
-Benimse özgürlüğüm erdemli efendiliğimde saklıydı.Hayatın sırtını taşımıştım Sırat’a. Sen en imkansız bir kıyıda aşk ile ateş arasındaydın.Oysa yalnızlığın cehenneminden çıkmalıydık.Bir gülüşünle başlamalı,bir sözünle kitaplara, anlara, benlere sarılmalı özlemler.
Zîrâ çiçekler, güneşli ve ıslak yerlerde açar...Zira sen çiçeklerin tohumu gibi yeşerdin içimde gülistan( gül bahçesi)
İşte bir ömür gecende görünecek ay ve her duyusal anı aydınlatacak mum..İşte Ay ‘şem
Benim ruhum şeminde eriyor.Benim gönlüm inceliğinde yağıyor.Benim sözlerim gözlerinde eriyor.Ben neşeme kadar geldin.Benim huzurumun eczalarında serdin gönül ilacını.
-Sen hastalığım başladı… Sensizlik dermansızlığım başladı.Bakışın, sevişin, bende kalışın ilaç olsun.
İçimde kavimler göçü başlatan bülbüllerim var
Ana yurdumdan sevda yurduna doğru
İçinde yetişen güllere doğru geliyoruz
Gözlerin, gönlün, seni sevişimin bütün kapıları açık olsun
-Gece olsun …
Her geceme ay, her romantik , duyusal demlerime şem olası Ay’şem
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.