Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI
@dilekyildizi

PINARDAKİ SU...

30 Eylül 2014 Salı
Yorum

PINARDAKİ SU...

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

987

Okunma

PINARDAKİ SU...

ÇILIZ PINARDAKİ SU…


Her düşen bomba camları daha da bir sarsarken üşümek, ya da ısınmak kırık çamlara kalıyordu durmadan. Darma dağınık suskun sokakların kenarında devrilmiş koca binaların içinde canlılar, can çekenlerin çığlığı… Karartmalar karanlıklarda ilan edilirken insan seviciler sevişmeye başlamıştı Mona-Lisa’nın karşısında…


Ve sanat topraktan seramiklerle işleniyordu. Tüm tarih yazıcıları içliğiyle ölümü Tanrı’lar adına kutsayarak kağıtlara döküyordu kendilerince. Taşlar ağlıyordu mağaralarda, bir nehre söylenmek düşüyordu sadece… Kabuk bağlı yüreklerde tüm insancılığın ihanetle örülü ağları bahar kokularına karışıyordu. Arap çöllerinde yaşayanlara, azizler petrol kokulu ölüm bahşetmemişti oysa…

Bahar geldi.Adı kara tenli sarı topraklardaki insana. Çocuklar çiçek açtı , verirken son nefesi ker/piç bir evin köşesinde. Gökten milyonlarca yıldız milyonlarca parladı, her kayan bir ölüm, bir de IŞIK saçtı.
Nedense kuru toprağı bu yüzden ıslamaya düşer henüz gençliğini görmemiş bedenlerin ıslak kanları. Belki de içine tükürmek bu yüzden güzeldir yerlere…

Kendilerini Tanrı’nın adaleti sunduğunu sananlar ! Neden korkmaz ki içindeki ruhlarını yangına atmaya. Her ölen çocuk yaşarken değil de ölürken bir çiçeğe benzetilir ki. Ve neden kendini Şeytan’a satar ki koltuk sevdalıları ruhlarını…

Mayın tarlasının etrafını saran gazlara tek müdahalemiz yüzümüze sardığımız bezlerdi. Benim yüzümde onun kutsal saydığı kitabın kılıfı, onun suratında kızı Ahşa’nın oyalı tülbendi. Şimdi birkaç ay önce karşımda çatıştığım bu insan olsaydı hiç kuşkusuz onu deli sayıp hiç ateş bile etmezdim.

O ölü kızının dün başında dururken - ki o beyaz kireçleri dökülmüş duvarlar bana tek şahitlik edeceğini umarak- daha önce hiç ama hiç duymadığım bir lisanın Tanrı’yla konuşmasını dinledim. Ona sarıldı. Kısa kara saçlarını okşadı. Bombalardan uzak ama gazlara az yakın bir mağaradan dışarı baktığımda köyün tüm nefes veren lambaları sönmüştü. Karşımızdaki meşe ağacına tünemiş son ardıç kuşu da düştüğünde anladım ki kutsal Meryem her şey için ağlıyormuş…


Şafak sökerken Abdullah beni kaldırdı. Onun göz altındaki halkalar bir ağacın maktasındaki gibi yılların yorgunlunu sunuyordu sanki. Hemen doğrulup onun ardından yürümeye başladım. Akşam konuştuğumuz gibi o ağacın dibine geldiğimizde önce avucuyla o su içti ardından ben. Cılız bir pınarın kenarında o abdestini aldı. Ben dönüp dün gece bombalanmış o köyün yanan alevlerine baktım. Abdullah olur da bana gözlerin neden ıslak diye sorarsa cevabım zaten hazırdı…


Ya sigara külünü ya da bir toz parçasını bahane edecektim. Koca bir dünyada kendini Tanrı sananların komiğine gitse de gelse de…. ikimiz birden onunun kızını son kez yıkamak için biraz su taşıdık. Cılız bir çeşme kenarında su topladık, bir yanımızda Tanrı diğer tarafımızda Şeytan’ın ulaklarından kalma davetler ve çığlıklar kulağımızın dibinde şırıltıları…








Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Pınardaki su... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Pınardaki su... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PINARDAKİ SU... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
1.10.2014 00:28:20
ikimiz birden onunun kızını son kez yıkamak için biraz su taşıdık.

Su taşıyacak Abdullah sorar mıydı bana gözlerimdeki ıslaklığı? Bilemedim.

Anlatı ''sonrası'' hissini çok güzel veriyor. Belki en kolayı su taşımaktı diyoruz. Suyu taşırken düşünmemiz gerekmiyor; ne yapacağımızı biliyoruz. Öykü bana defin geleneklerinin öleni onurlandırmak ya da öbür tarafa yolculuğuna hazırlamak kadar, yakınlarının belirli işlerle meşgul olup, düşünmelerini engellemek için de ortaya çıkarıldığını düşündürttü. Yine de eninde sonunda ''Ya şimdi ne olacak?'' diye soracağımız bir an mutlaka geliyor. Saygılarımla.
Etkili Yorum
Kemnur
Kemnur, @kemnur
30.9.2014 22:36:18
10 puan verdi
bu gün okuduğum yazılar içinde en keyfettiğimdi....tebrikler
glenay
glenay, @glenay
30.9.2014 22:12:43
Günümüze ait, hüzün veren bir öykü.

Artık gerçekler altında eziliyoruz ve
toparlanıp, bir şeyler yapmamız gerek.
Bu bir tiyatro sahnesi değil,
hayat sahnesinden kesit..

tebrikler,
anlamlıydı,

selâmlar..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.