coğrafya
COĞRAFYA
Bir koşuşturmadır gidiyordu. Farklı eyaletlerden toplanan, kökenleri farklı, değişik ırktan askerler aynı savaş gemisinde son hazırlık için çabalıyorlardı.
Hedef kara, uzak diyarda, en küçük ayrılıkların bile kavgasını veriyordu insanlar. Karnını doyuran, çatısını çatan ahkam kesmeye başlıyordu hemen her konuda. Herkesin çok değerli görüşleri vardı ve insanlar onlara mutlaka katılmalı ve onlar gibi düşünmeliydi. Plan, proje, sistematiklik, derin düşünme, kapsayıcı akıl, hak getire.
Yola çıktı işgalciler. Kıtalar ötesi, hamakatın, seviyesizliğin, tedbirsizliğin cezasını vermeye gidiyorlardı. Seçilen askerler en azgın ve acımasız olanlardı. Ama onları sevkeden şumüllü bir akıldı. Elli yıllık emeğin sonucunu günlük yaşayanlardan almaktı hedef. Savaşın kuralı yoktu, çünkü karşı taraf gafletin dipsiz derinliklerinde, çetin iç çekişmelerin şehvetli kavgalarını veriyorlardı. Kendilerini sahipsiz kalacak kızlar ve kadınlar ile üzerlerinde her türlü iğrenç deneyler yapacakları, atış taliminde kullanacakları erkekler bekliyordu.
Cehaletin karasında, kendilerine çizilen İslamla ve insanlıkla alakası olmayan dar alanda basit rollerini icra eden kadın ve kızlar acı akıbetlerinden habersiz küçük mutlulukları paylaşıyorlardı.
İşgalciler serptikleri ayrılık ve fitne tohumlarının meyveleri olan yerli işbirlikçilerle işgalin son ayrıntılarını da görüştüler. Yerli hainler ustaca gizlendikleri makamlarından ayrılıkları sokak çatışmaları ve iç vahşet boyutuna getirdiler. Kurtarıcılara ve ehven-i şere hazırdı kamuoyu artık.
Ve vahşi işgal başlamıştı. Kan, irin, feryat, eziklik, şehvet ve nefret coğrafyanın temel rengi oldu. İşbirlikçiler kendi insanlarına vahşette batılı efendilerinden geri kalmadı.
Artık değerini coğrafyadan alan ve üstüne en ufak bir şey koyma gayretinde olmayan insanların altlarından toprak kayıyordu. Kendi zengin ülkelerinde zaruretlerin dilencisi olmuşlardı. Batılı, değer adına işgal ettiği topraktaki son kırıntıları da yok etmişti. Hayatta kalmak bile büyük bedeller ödemekle mümkün hale gelmişti.
Zengin toraklarında birbirine düşman ve işgalcilerin varlığına muhtaç hale geldiler.