GÖZLERİN ZİNDANIM
Oysa bahçesinde çocukların oynadığı, cıvıl cıvıl bir dünya vardı dışarıda. Yol çalışmaları için kazılan yollar ve işine gitmek için hızlıca üstünden atlayan binlerce memur vardı. Kuşları bile çılgına çeviren bir bahar esintisi vardı. Ağaçların bile inat etmeden itaat ettiği, çiçeklerin açtığı ve mis koklularını savurduğu; havuz başı muhabbetler vardı.
Üç dört arkadaşın bir araya gelerek gidip okey oynadığı; aşıkların o ağacın altında romantizmini yaşadığı, ya da neden bugün beni aramadın diye ufak tartışmaların yaşandığı bir dünya vardı.
Amerika’nın İran’a girip girmemeyi düşündüğü, araba mı alsam yoksa repoya mı yatırsam diye düşünülen hayat meşgaleleri vardı.
Bunların hiç biri benim sorun değildi. Hiç biri ruhumun derinliklerinde yankı bulmuyordu.
Gecenin bir yarısı zindan karası gözlerin geliyordu rüyama ve bir hıçkırık bölüyordu uykumu.
“Hayat sevince güzel,
Sen sevilirsen eğer.”
Diye bir şarkı mırıldanıyordum. Zindan karası gözlerinden daha kara olan gece karşı. Haykırışlarım bir yol bulup uğramıyordu evine. Gönül kapını bir bir kapamıştın yüzüme.
Gönlümden kalkan gemiler, uğramıyordu rıhtımına.
Yazdığım bir mısra bile giremiyordu gözlerinin semtine.
Sana hiçbir soru sormayacaktım? Nedenleri, niçinleri çıkaracaktım hayatımdan.
Eğer beni zindan karası gözlerine ömür boyu hapsetmeseydin?
Dilimden düşmezdi o zaman “hayat sevince güzel.”
M.Ö./2008
kahramanmaraş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.