- 1094 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN DÜŞÜNMÜYORUZ
Günlük yaşamımızda, özellikle de toplumu ilgilen davranışlarda insanımızın kafasını fazla yormaması bazı sıkıntılara neden olur. Ben bu yazı serisinde bu konulara değineceğim ve kendi düşüncem çerçevesinde çözüm önerilerim olacak. Bu yazacaklarım yalnızca kendi görüşlerim olup uzmanlık iddiasında da değilim. Görüş ve eleştirilere de açığım.
Ayrıca her bölümün sonunda bir cevabı gelecek yazıda verilmek üzere bir zekâ sorusu soracağım…
Umarım yazım ilgilerinizi çeker.
Minibüsün 10 dakika beklemesi:
Bazı minibüs seferlerinde ilginç bir uygulama görürüz. Minibüs belirlenmiş bir ara durakta bir sonraki minibüs gelinceye kadar bekleme yapar ve bu süre içinde durağa gelen yolcuları alır. O ara durak genellikle başka vasıtaların (otobüs veya başka hat minibüsü) yolcu almadığı bir durak seçilmiştir. Beklediği durakta değil de ondan önceki durakta binmiş olan yolcular bu hesapta olmayan bekleyişten sıkılırlar. Hele de birkaç durak sonra inecekse…
Diyelim ki o hatta 10 dakikada bir minibüs kalkıyor. Bu demektir ki minibüs ara durakta da 10 dakika bekleme yapacaktır. Yani 10 dakika süreyle o durağa gelecek olan yolcuları alacaktır. Şimdi bakış açımızı şöyle bir değiştirelim: Bekleme yapılmasaydı o durakta 10 dakika süreyle yolcu birikecekti ve gelen bir minibüs o yolcuları alıp beklemeden yoluna devam edecekti. Yani minibüs boşuna 10 dakika boşuna beklemiş olacaktı ve yolcular da boşuna sıkılmış olacaklardı…
Herkes birer adım öne:
Özellikle camilerin çok kalabalık olduğu Cuma ve bayram namazlarında bu sözü sık sık duyarız: “Herkes birer adım öne çıksın”
Herkes birer adım öne çıkarsa ne olur? En arkada bir saf boşalır. En ön saftakilerin ise secde edecekleri alan bir adım kısalır… Aslında hiçbir zaman da birer adım öne çıkılmaz, çıkılırsa birer ayak boyu öne çıkılır…
Şimdi biraz hesap yapalım: Diyelim ki safların arası 5 ayak boyu olsun ve caminin içinde de 20 saf olsun. Herkes 5 ayak boyu olan saf arası mesafeyi 4 ayak boyuna indirecek şekilde ilerlesin… Bu şöyle olur: Önce en ön saftakiler 1 ayak boyu ilerler. Arka saftakiler 2 ayak boyu, ondan sonrakiler 3 ayak boyu. Bu şekilde 20. Saftakiler ise 20 ayak boyu ilerlemiş olur. Yeni düzene göre saf arası aralığı 5 yerine 4 ayak boyu olacağına göre arkada fazladan tam 5 saf oluşturmak mümkün olur… Tabi ki bu dediklerimi cemaate yaptırmak biraz zor olabilir…
Zekâ sorusu: 37 futbol takımı tek maçlı eleme usulüyle bir turnuvaya katılıyor. Her turda takımlar kura ile eşleşiyor ve tek kalan takım olursa maç yapmadan bir üst tura geçiyor. Maçların berabere bitmesi halinde penaltı atışlarıyla mutlaka bir takımın turu geçmesi sağlanıyor. Buna göre şampiyon belli oluncaya kadar kaç maç yapılır?
Kadir Tozlu
(devam edecek)
YORUMLAR
Düşünüyorsam o halde varım diyen bir bilgenin çizgisi tarzındaki yazınızı yeni gördüm efendim.Mümkünse devam ettiriniz ki nesil kendisine rol modellerin en iyisini bulsun isterim. Sevgiler.
superbaba
Konuyu sürdürme öneriniz için de ayrıca teşekkürler.
Unuttuğum bir konuydu.
Önerinizle sürdüreceğim.
Saygılar...
superbaba
Bu yazı serisini ilgisizlik yüzünden sürdüremedim:(
Güzel bir çalışma olmuş efendim, elinize sağlık. Kendimce bir cevap buldum 32 sanki :)
superbaba
Yorum için teşekkürler.
Bu yazı serim bir süre devam edecek...
Sorunun cevabı 36.
Çünkü 37 takım var ve bunlardan biri şampiyon olacağına göre 36 takım elenmesi gerekiyor.
Her maçta yalnızca 1 takım elendiği için de 36 maç yapılması gerekiyor...
superbaba
glenay
Bu ramazanda cami cami gezip teravih namazı kıldık.
Bu yüzden camileri çok iyi biliyorum.
Şuradan karşıya baktığımda,
bir okul üç camii görünüyor.
Yani pencereme sığanlar bunlar.
Demek isteğimi anladınız sanırım.
Sevgili Kadir Babam, öncelikle yazınızı kutluyorum ve devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım.
Düşünmek, değil mi... Hanidir unuttuğumuz bir yeti. Tek düşündüğümüz menfaatlerimiz ve egomuz. Hep ben, hep ben diyen zihniyetler.
Belki de uyuşmadığım temel noktalardan biri hatta eminim buna. Çok mustaribim fazlasıyla düşünmekten ve bir o kadar da yorgun. Belki konuya farklı bir açıdan değineceğim ama: başkalarını düşünmek ya da kırmamak adına sarf ettiğim kelimeleri bile süzgeçten geçiriyorum. Ya tanık olduklarım???
Haricimde de pek kimse yok düşünebilme gayreti içerisinde bulunan. Hani derler ya: ''Gemisini kurtaran kaptan.'' Benim gemim batalı çok oldu hala da çabalıyorum boğulmamak adına. her şey çok farklı artık günümüzde hem de inanılmaz farklı. Ama değerli şahsınız gibi ve inandığım sınırlı sayıda insan sayesinde hala bir ışık yanıp sönmekte bunca olumsuzluğun arasında. Ah, şu bitimsiz bencillikler de olmasa ve bir de gerçek anlamda sevebilsek beklentisiz.
Konuyu nasıl da dağıttım, değil mi...:)))
En derin saygılarımı ve en içten sevgimi sunarım, Kadir Babam.
Sağlıcakla kalınız, efendim...
superbaba
Yorum için teşekkürler...
superbaba
Sağlıcakla kal kızım...
superbaba
Sağlıcakla kal kızım...