- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ALLAH VERSİN
Şehir çarşında, üstü başı perişan, her halinden muhtaç ve düşkün olduğu belli olan yaşlı bir adam dilenmektedir.
Ağzına kadar mal dolu bir dükkâna girer. Belli ki esnafın işi çok iyi ve iyi de kazanıyor aynı zamanda göbeğini hoplata hoplata kahkaha atarak arkadaşıyla hoş sohbet içinde. Dilenci dükkâna girer, adama umucu gözlerle ve mülayim sözlerle yaklaşarak:
- Selamünaleyküm, hayırlı işler, muhtacım, perişanım çoluk çocuk evde aç, kiramı ödeyemedim, Rıza-yı İlâhi için yardımınıza ihtiyacım var, beni buradan boş çevirmeyin der.
Esnafın güler yüzü bir anda asılır, kaşları çatılır, sert bir ses tonuyla:
- Allah versin. Haydi başka kapıya der.
Kovulan dilenci dışarı çıkarken, esnafın sohbet arkadaşı olan zat:
- Yahu bre gafil, bre nankör, bre nimet azgını. Sana kim verdi de sen dilenciye Allah versin diye eli boş, gönlü kırgın başından savdın. Bilmez misin ki; Kur’an’da " zenginlerin mallarında yoksulların hakkı vardır." hükmünde ayet vardır” diyerek O da hışımla dilencinin arkasından dükkânı terk eder.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.