- 927 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gençlik 10
Fatma bana sadece arkadaş olabileceğimizi, bundan öteye geçemeyeceğimizi söyledi.
Her gün bıkmadan ankesorlu telefonla kart alıp arıyordum.
Duygularımı bildiği halde bendende vazgeçmiyordu, benle konuşmak onada iyi geliyordu.
Hiç cevapsız kalmıyordum ve hergün konuşacak bir şeyler bulunabiliyordu, o anlatıyor ben anlatıyordum, aramasam nedenini soruyordu.
Kitap okuduğumu bildiği için ona kitap getirebileceğimi söylemiştim.
Ayşe Kulin severdi.
Bir seferinde benden bir yürekte iki aşk adlı kitabı istedi ve ben daha anlayamadan vazgeçti bundan.
Kendinden ve benden sakladığı şeyi, aklım daha almadan geçiştirdi.
Şimdi anlıyorum.
Her zaman gittiğimiz pastaneye oturuyor, ona karşı büyüyen aşkımı dillendiriyordum.
Ve bir gün bana; hayatında biri olduğunu, bu kişinin hastanede çalıştığını, ondan yaşça büyük olduğunu, bu kişinin bir evlilik geçirdiğini, çocukları olduğunu anlatı.
Yinede onu bırakmamı istemiyordu.
Bende; bir arkadaş gibi, her zaman yanında olacağımı söyledim ama, yıkılmıştım.
Birde sevdiğim kişinin dert arkadaşı olmuştum...
Bu seven birine yapılacak en kötü şeydi, insanlar net olmalı onu seven biriyle arkadaşlık yapmamalı.
Seven birinin hayatınızda olması, sadece egonuzu tatmin eder.
Seven kişi aşkına cevap bulamazsada, sevdiğinin etrafında olmasını ister, ama bu kendine yapacağı en büyük kötülük olur.
Sevdiğinle arkadaş olamazsın...
Durakta kimseye söz geçiremiyordum, lakayit ve sulu hareketlerle, küçük çocuklar gibi ilgi çekmeye çalışıyordum.
Bir durakta insanları yönlendirmeniz ve sözünüzü dinletmeniz için sert ve otoriter olmanız gerekiyor.
Daha bunun ayırdına varmadan çok az konuşmaya başladım, gerekmedikçe konuşmuyordum kimseyle.
Çoğu akrabamız, köylümüz olan şöförler bir şeyler söyler ve eyer konuştukları şey ilgimi çekmiyorsa, yada boş konuşuyorsa tepkisiz kalırdım.
Büyük abilerden biri, yav dedi sen niye bir şeyler söylemiyorsunda insanın içini rahatlatmıyorsun.
Ben daha cevap vermeden rahmetli Ali abi konuştu; yaşı küçük olduğu için söyledikleri kaale alınmaz belki, o yüzden konuşmuyor dedi.
Anlıyordu beni.
Ali abi muhteşem bir adamdı, iyi yürekli, mert, coşkulu, yalan bilmez, fedakar.
Çok severdim onu, Allah’ın rahmeti yanındadır inşallah, Rabbim üç kişi senden razıysa bende razıyım der.
Onun cenazesine binlerce insan gelmişti. Fakirin cenazesine, düğününe pek kimse gelmez, ama mezarlık dolup taşmıştı, herkesin razı olduğu bu Allah c.c. kulu dilerim cennettedir.
Söz gümüşse sukut altındır; çalıştığım işte ,bu söz önemliydi benim için.
Ama iş dışında, benim yaşımdaki biri için, bu okadarda hoş karşılanmıyordu, bazıları gıpta ediyor, bazılarıysa kibirli buluyordu.
Durakta kitap okuyor kimseyle muhatab olmuyor, bu yeni halimin insanlar üzerindeki etkisine şaşıyordum.
Susarak edindiğim önemsenmeyi; günlerce konuşsam, elde edemezdim.
Bu dönemlerde Güven’le tanıştım.
Güven ağzına kadar dolu bir gençti, benim sıçrama tahtam olmuştur.
Lise yıllarını ülkücü gençlerle kavga ederek geçirmişti.
Onun başıbozuk köy gençlerine, dünya düzeni, devlet sistemindeki yanlışları, bilinç altındakilerin us la ilgisini ve daha bir çok şeyi anlatmasını izliyor,
Onunla tanışmak istiyordum.
Öğrenmeye okadar açtımki onun gibi biriyle arkadaşlık etmek beni büyülüyordu.
Evlerine gidip gelmeye başladım.
Güvenin kız kardeşi Pınar’da katılırdı bize Güven isterdi çağırırdı, ben şaşardım.
Hep nezaketli olmuşlardır bana karşı.
Pınar ve Güven geçmişten, Hamit’ten, Ulaştan söz eder,
Çocukluklarından bahseder deli gibi gülerlerdide ben dahil olamazdım bakardım.
Güven, hayatımdaki yeri paha biçilmez bilgi ve yaşam kaynağıydı benim için.
Pınar da bize katıldımı çok hoşuma giderdi bu gidiş gelişler.
Dedimya naziktirler, yüzsüslük edip haftada 3-4 gün evlerine giderdim.
Semra abla vardı sonra 3 kardeşten en büyükleriydi.
O mesafeli olmuştur herzaman pek dahil olmazdı bize, onun yanına varmak için katmanları aşmam gerekti.
Ortalıkta öylece sorularla dolanırken boşluk çıktı ortaya
Boşluk
Gırtlağım kurudu sesimi anca işitebiliyorum,
avazımın sussuzluğuna dek bağırmışım,
çatladı boğazım
hissedebiliyorum.
Sesim kulaklarımda hala
herkes susmuş
bir ben konuşuyorum.
neden susmuşlar?
İnsanlar geçiyormuydu?
omuzlarım hep çökükmüydü?
Sanki birileri hep bakıyor.
Hiç bir şey yok
içinde boşluk bulunmayan tek şey adımlarım
ağır geliyor.
herşey öyle hafifki
herşey yapılabilir
ne olursa
ölüm dahi.
YORUMLAR
Arkadaş gibi yanında olacağını soyleyen sendin ama daha sonraları sevgin bitti ki başkasına meyletmeye basladın sanırım o da Pınar..
Çok haklı bişey söyledin orda..Sevdiğinle arkadaş olamazsın!
Sevenden arkadaş olmaz demiştin ..bazi sevgiler varkı vazgecmeme uğruna arkadaş kalabiliyorlar..
Bunu yaşayan biri olarak sevgilimi sevdiğimi bildiği halde yine sevmekten vazgecmedi.herzaman yanımda oldu umudu yoktu ama yine ve herzaman yanımdaydı.. çok sevmek mi bilmiyorum..acı bi olay sevemeyince..
sevemiyorsun.. hak edeni sevmiyor insan işte..
gidilecek
Daha erken, acele etme, hala hiç bir şey yok ortada.