- 969 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
G/ÖZÜNE TÜKÜRDÜĞÜN PINARIN SUYUNU İÇMEDEN ÖLMEK YOK…
Dünya üzerinde gelen geçen hayaller ve hayatları şöyle bir dinleyip onuda yazıyla nakşetmek gibi lüksümüz olsa idi acaba neler neler neler görür ve dinlerdik…Ne sevinçler,üzüntüler,kederler,kaygılarla tanışırdık…?Diyelim ki biri oturdu ve ömrünce izlediği bir yaşamı izledi ve nakletti…
Ne dersiniz.?Dinleyelim mi..?
Altmış senenin ağarttığı saçları ve sakalının arkasına düşen yüz çizgileri o kadar belirğin ve dikkat çekiyor ki.Sanki yeni sürülmüş bir tarlanın topraklarında oluşan kanallar gibi derin ve kuru…Dalgın ve belli ki hayata kırgın…Bir bardak çay ve siğara ile beraber yapılan sohbet…Sohbet hem de ne sohbet..Dinleyebilene helali hoş olsun…
-Sadece ve sadece saygı bekledim…Nafile olmadı…Hak etmedim mi..! Hayatımı onlara adadım…Tüm kazancımı ve ömrümü onlara adadım ve sundum..Heyhattt…Karşılığını ucuz erkek oglumdan hamaset kahramanılığı olarak gördüm… diyor.
Gözlerden akan yaşlar ..! O kadar içten ve samimi geldi ve üzüldüm ki..İçimi sızlattı…Biraz daha açılmasını ve anlatmasını beklemeye başladım.
-Zengin birisi degilim. Servetim ise evim ve çocuklarım…Emekliyim .Kızlarımı evlendirdim..Hastalıklar çökmeden önce rahattım.Kızlarım ve evim tek dünyamdı…Hata etmişim…Yakınlarımı ihmal ettim ve hatta onları yok saydım…Şimdi çevremde olanlar benden uzaklaşınca gerçeği net olarak görebildim…Yok saydığım insanlarda görünmüyorlar ve yoklar…Onları incitmenin bedelini böyle ödüyorum…Yine de onlardan evlatları gecenin bir vakti gelip sen yapayalnız ne yapıyorsun..? Hadi bize gidiyoruz diye geliyorlar da..! Benim milyar umutlarla büyüttüğüm…tirtir titrediğim oğlum..?
-….evet oglun.. diyorum.
-Ah diyor.O var ya o benimle eşimin arasına eşek arısı gibi girdi.Hiç eşler tartışmaz mı..? Arkadaş dedi..
-Elbette tartışır,kızar,sinirlenir,küser fakat neticesinde barışır …diyebildim.Merakla ne olup bittiğini ögrenmeye çalışıyordum…Nasıl bir eşeklik veya eşekarılığı acaba .?
-Birer çay daha diyor.Ve siğarasını yeniliyordu.Belliki uzun bir süredir sohbete , açılmaya ihtiyaç duymuş.İmkan bulamamıştı.Gözleri yaşlı boşluğa doğru bakarak derin bir iç çekti…
Derin bir sessizlik sonrası göz göze geldik.Acı bir tebessüm ve zorla gülümseme belirdi yüzünde..
-Yah diyebildi…Yah işte hayat bu…
-Evladım olsun…En iyi gıdaları yedireyim..En iyi urbaları giydireyim…Rahat büyüsün diye ne çalışmadığım fabrika,market , pazar yerleri kalmadı.
-Okumak bana göre gereksizdi…Hayata en kısa yerden tutunup başlamak gerekli…idi..Lakin anladım ki öyle değilmiş.Gelin ettim kızları…Torunlarımda var…Ama ha var ha yoklar…
-İşte okutmayınca eşeklik bitti..eşek arılığına terfi ettiler…Vızıl vızıl gelen soktu…giden soktu gönlümü…artık dayanacak güç de kalmadı… dedi.
Sordum…bunca şikayetin bir arada sana dönmesinde senin hiç katkın vey a payın yokmu…?
-Olmaz mı..?
-Elbette benim de büyük hatalarım vardır. Lakin ben babayım,dedeyim ve kocayım…Hadi evlat kızdı..!Nefret etti..Anlarım. Torunları benden uzak ettiler…Onlarda tanımadı…Ama eşim…! Onun oğlumun arkasından koşup gitmesini kabullenemiyorum…Biraz aklını kullansa evin eşyalarını ve anasını alıp giderek…beni..yani babasını dımdızlak ortada bırakan öyle bir evladın onuda ortada bırakıp sıvışacağını anlaması ve bilmesi gerekmez mi…?Yemek yapmaya ocak ve tüp dahi bırakmadılar..Sadece su kaynatmaya ketil var….
-Ne yani.. dedim .Oglun evinin eşyalarını ve anasını alıp gittimi..? Eşinden o ev!adın arkasından koştu gittimi…? Yuh olsun…Yuhlar olsun be…diyebildim..Hadi suyu kaynattı çay yaptı..Ulan vicdansız yemeğidemi ketilde yapacak…Tuuuuuu senin gibi evladın sıfatına….
Biraz sakinleşeyim dedim lakin çenem yine durmadı.
-Hele de bodoslama bir karaktersiz evladın peşine koşan eşe…Otur evinde..evladına de ki; İyi günlerimi de onunla yaşadım…Kötü günlerinde yanında olmak zorundayım…
-Yok dedi..Öyle deme..Karaktersiz deme..Oglum karaktersiz değil..! derken ağlamaya başladı…Cahil ne yaptığını bilmiyor o ..diyebildi.
-Askerliğini yaptımı..? Evli mi bekar mı..?diye sordum
-Askerlikmi kaldı..yaptı geleli iki üç sene oldu.O bekar şimdi…Evlenirse eşimide sokağa terkeder…Biliyorum beni nasıl incitti ise onada aynını yapar…
-Ve sonunda vurucu olan cümleyi kurdu…”Gözüne tükürdüğün pınardan su içmeden ölmek yok”… deyiverdi..
-Ne demek diye düşünürken…
Acı bir tebessümle baktı ve
-Herkes dünyada yaptığının karşını ille ki bulur..Ve ektiklerinin hasadını toplamadan buradan göç etmek galiba yok…Eden bulur..İnleyen ölür..Bana müsaade artık…Hoşça kal..
Evet hayat bu…Acı lakin böyle diyebildim…
Mehmet TUTAR
28-09-2014
YORUMLAR
Çok etkileyici bir hikaye.
Nasıl da gerçekçi, nasıl da bizden.
Okurken,
bir kaç noktada durmuşum farkında olmadan,
kendi hayatımla kıyaslamışım.
O kadar güzeldi işte.