Sabahsız Sızım
Oysa bu gecenin sabaha gebe şu tan vaktinde beraber de olabilirdik.
Lanet olsun !
Herşeyden önce içimde kopan şu haklı isyanım sana ulaşmıyor üstelik akis develerinin çektiği şu aşırı sigara dumanı yüklü gece de bitmek tükenmek bilmiyor dahası vakt-i seladır ben sana mektup yazmaya çalışıyorum...
Yaşamımın saydam bölümlerinde ayrı yörüngeler üzerindeyiz.
Ve bunun yani sensiz olduğumdayımda ya başkası da fark ederse.
Sensiz olduğum günlerde içimde taşıdığımı fark ettiğim şu çocuk (çocuk dediğim yedi ay onbir günlük açlığıyla sağa-sola sentetik yapıda sözler savuran bir yamyam) seni bulmaya kalkarsa...Tabii boyutlarda -buna rüya diyorlar- sen her ne kadar istemesende bir gün benim olacaksın...
Şimdi şimdi güneşin çıplak namluları şehre öpücük sıcaklığında kurşunlar yağdırmaktadır.
Ve talan olmuş neşenle ben bu şehri seyretmekteyim :
Güzelleşen güne merhaba.
Duygularıma perde çektim (zira artık gün doğdu).
ama bir gün sana en öte yoldan gelip kaderini kaderimle değiştireceğim konusunda kendime olan güvenim tamdır !
Alp Ay, Erzincan/2000