- 541 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Gençlik 9
Caz dinleyen bir minübüsçü hiç gördünüzmü?
Ben gördüm, oda beni gördü.
Edinme, öğrenme çabamı,
Merakımı, hayatı öğrenme çabamı arayışımı gördü.
Caz uyutur türkü huzursuz eder derdi, öyleydi gerçekten. Türkülerdeki hüzünlü nağmeler, Ahmet Kaya’nın yarı arabesk Şarkıları, derinden sarsıyordu.
Yarı baygın dolaşıyordum, dumanlıydı zihnim.
(Tam şu an sufi müziğinden, Sükun dinliyorken rahmet yağdıran bir göğün altında, yazdığım bu gençlik, kalemimdeki acemiliğim kadar, acemi bir hayatı anlatıyor.)
Ehliyet kursuna yaş 18 olmaya 2 ay varken başladım.
Yaş dolar dolmaz ehliyet almak istiyordum, ölesiye hevesliydim.
Alışık olmadığım bu ortamda, kızlar, erkekler şakalaşıyor gülüyor sohpetleri koyulaştırıyordu.
Bende aralarına katıldım.
Kızlarla sohpet ediyordum.
Ehliyet kursuna sık gelmeyen bir kızla tanıştım.
Haftada bir geliyordu ama bir iki oturup çay içince, birbirimizi tanıdıkça, nerdeyse hergün gelmeye başladı.
Adını hatırlamayı çok isterdim ama baktım, hatırımda yok.
Her gün geliş nedeninin ben olduğumu hissediyordum.
Ve o kız bir gün hayattan ve her şeyden acemiliğime daha doymadan, beni;
Fatma gibi okullar okuyan, üniversite bitiren, özel bir hastanede hemşire olan bir kızla oturup çay içerken kapıdan girince gördü.
Baktı, bakışı herşeyi anlatıyordu.
Aramızda başlayacak olan o ne olduğunu bilmediğim şey, başlamadan bitmişti.
Ama o bakıştaki gizli şey; hala meraklandırır beni, neler yaşardık kimbilir.
Belkide ben, hayatımda karşıma çıkan o fırsatı teptim, o benim hayatıma girecek doğru insandı.
Fatma kırılma noktamdı, bu sitedeki ilk şiirim onun için yazılmıştır
Hayaller Kırık
hayaller kırık: gecelere uğranmıyor
Yaz aşkları gibi uğrak banklar,
kaldırımlar,
köşe başlarında rastlaşılan yüzler,
öpüşler,
tüm unutulmuş anlar;
hatırımda.
yenilmiş heyecanım, uslanışım
üşüdüğümde sarışın,
bahar kokularının serinliğinde,
akşam mabetlerinde,
en çok kendimle beklemişim.,
seni...
Fatma hülyalı bakışlı, saçları kapalı, gözler yeşile çalan, ela gözlü bir güzel.
Yaşını hiç sorma fırsatım olmadı benden 2-3 yaş büyüktü galiba, Amasyalı’ydı.
Hastanede kalmadığı zamanlar ablasında kalıyordu.
Ablasının eşi polisti, bir ayrıntı sadece.
Ablasına gideceği zamanlar beraber gitmeye başlamıştık, kapısına kadar bırakıyordum, evlerimiz yakındı.
Kurs bitmek üzereydi, bir şekilde ilgisini çekmek istiyordum.
Bir gün kursta sınav yaptırıyordu hoca, ilkyardım dersiydi.
Fatma nerdeyse 20 soruyu 2 dakika sürmeden bitirmişti.
Hemşire olduğu için hemen çözmüştü soruları.
Ve gidiyordu, bir daha görmeyebilirdim, acele etmem gerekiyordu.
Soruların bi kısmını bırakıp gitmiştim.
Nerdeyse koşarak hastaneye az kala yakalamıştım.
Birşeyler içermiyiz derken önce nefeslenip gözlerine bakıyordum.
Kabul etti bir pastaneye gittik,
Konuşacak hiç birşey bulamıyordum.
Bir şeyler içtik telefonunu aldım.
Ve o karşı konulmaz güzeliğine hayran kaldım.
Yanlış hayatlara
Hep bir başlangıçla,
neler kaybedeceğimizi başlamadan, bilemezdik.
Kelebek etkisi yarattık ömrümüzde.
Nerdeyse hergün arıyordum ve bir gün gerçekten öyle hissetmediğim halde onu sevdiğimi söyledim.
Kendimi zorla ona aşık etmiştim.
YORUMLAR
Fatma gibi okullar okuyan, üniversite bitiren, özel bir hastanede hemşire olan bir kızla oturup çay içerken kapıdan girince gördü.
Baktı, bakışı herşeyi anlatıyordu.
Aramızda başlayacak olan o ne olduğunu bilmediğim şey, başlamadan bitmişti.
Ama o bakıştaki gizli şey; hala meraklandırır beni, neler yaşardık kimbilir.
Fatma hemşire.. diğeri..? Cümle devrik mi ben mi algılayamadım... :)) Hayatta ne tesadüfler oluyormuş dimi ama ...
Ezgi Deniz tarafından 10/14/2016 2:19:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
!.sean.!
okurum ins yarın burda olursam..