kadın
Aşk yada sevgi dediğimiz şey nedir ki ? Zaman bunun anlamını kavramanın önemini hatırlatır oldu zira. .
Durup durup ağlamaklı olduran yada oturup eski anıları deşmene neden olan ne var bu aşkta ?
Çekilmez halde gelen hayatına yaptığın bir makyaj nihayetinde. Daha güzel, cazip, yaşanılası geliyor hayat sanırım. Hep doğal güzelliği savunup hayatında ki makyaj eksiğine ağlamanın tezatı karışıyor hayatlarımıza. Bin bir umutla yapıyoruz makyajı. Hayal, heves, umut ne varsa sürüyoruz. Lakin sonunda hepsi bir topak mendili çamur ettiğiyle kalıyor. Kendini olduğu gibi sevsin istediği adama, kendinin bile katlanamadığı için boyaladığı bir hayat sunan kadının inandırıcılığı nedir ? Kendine yetemeden, kendini sevip kabul edemeden, farkına varamadan bir adam gelsin ve onun ’mış’ gibi yaptığı hayatına ve kendisine hayran olsun istiyorlar. En ufak dokunuşta , ağlayışta o hayatın boyaları döküldüğü zaman adam arkasını dönüp gidiyor ve suç kendini kandıran kadının söylediği en büyük yalan oluyor. ’O beni ben olduğum için sevmedi’. .
Sen kendini buldun mu ki o adam seni sen olarak görsün. Sen kendini ona ne gösterdin o ne buldu bunun ayrımını yapmalısın önce. Yaşamak istediği hayatı, korkularını, sevinçlerini, mutluluklarını, şefkatlerini gramla satan hesapçı kadınlar olduk biz zamanla. Suçlusunu erkekler sandık. Ama onlara bu hakkı biz vermedik mi ?
Biz onlara güçlüyü, zekiyi, sevgi doluyu, yaralı ama mağruru oynamadık mı ?
Olmak istediğimiz kadını tecrübeyle büyütüp oldurmadan satmaya kalkışmadık mı ?
Burada suç suçlu dökümü yaptığıma bakmayın. Bu sözlerim en çok kendime.
Aileni, kendini, hayatını, anılarını, zevklerini , isteklerini bir adamın beğenisine sunma isteğin neden ?
Neden bir adamın sözünün insafına bırakırsın bunları?
Kadın olmanın kutsallığı ve güzelliği oluyor kabul görmüyor milenyum gençliğinde. Kadının anlamını unuttuk çünkü. Anlamını, değerini, yerini sildik akıllardan kadının.
Değişen ve dönüşen dünyayla kadını ortaçağda ki değersizliğinden kurtardık. Seks objeliğinden, hayatın itilmiş tarafından aldık; sadece anne , sadece sevilmeye muhtaç korunmalık bir varlık anlayışını yıktık. Hapsoldukları evlerden, kocalarının insafsızlığından kurtardık.Kendi parasını kazanan, ayakları üstünde duran , kendine yeten güçlü birer birey yarattık. En azından öyle olmalarını istedik. .
Ama bunda da orta yolu bulamadık. Erkek gibi güçlü kadınların ya onlara bir ihtiyacı kalmadı ve kendini yalnızlaştırdı yada kendi gücünden çekiciliğinden başı o kadar döndü ki insanoğlunun tek dayanağı gerçek sevgiyi ve sevilme duygusunu ıskaladı.
YORUMLAR
Çok enteresan bir yazı.
Kimse ıskalamamalı bu yazıyı bence.
hatta ve hatta,
daha çok kişiye ulaşabilmesi için,
kesinlikle güne gelmeli.
Çok güzel ve yerinde tespitler yapılmış.
Ancak,
biraz kısa kesilmiş.
Bu güzellik,
epeyce daha hayatın gerçeklerini akılımıza, beynimize yığmalı idi.(Azeri deyimi bu.)
Çok beğendim.