5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
777
Okunma
‘’Son baharın, sonbaharın geldi!’’
‘’Evet, geldi. Gidiyor!’’
‘’Mutlu musun?’’
‘’Mutlu, aynı zamanda hüzünlüyüm. Mutsuz değilim!’’
‘’Geçmiş baharlarını anıyor musun son baharında?’’
‘’Hiç anmaz olur muyum! Ölürken anıyorum baharlarımı. Ağlamak istemiyorum. Bilirsin mutluluk ağlatır adamı!’’
‘’O değil de pak bir sonbahar gününde seninle köye gidebilirdik dostum!’’
‘’Evet gidebilirdik! Gelirsen gideriz belki.’’
‘’Belki!’’
‘’Evet, belki! Şu an çalışıyorum. Sen de çalışıyorsun!’’
‘’Sıçayım böyle çalışmanın içine! İstediğimiz zaman gezemiyorsak ne anlamı var?’’
‘’Sıçma! Devletin memurusun! Sıçarsan devlet de sıçar.’’
‘’Ben izin alsam bile sen izin alamazsın. Özel sektör. Neyse çıkarsın işten! Çıkarsın işten değil mi? Sıçasın öyle işe!’’
‘’Evet sıçayım böyle işe. Taşı sıkıp suyunu çıkardıktan sonra sıçacağım böyle işlerin içine.’’
‘’Köye gitseydik iyi olurdu valla!’’
‘’İyi olurdu valla.’’
‘’He valla! Ha-ha-hah!’’
‘’Ölüyoruz galiba!’’
‘’Evet, ölüyoruz!’’
‘’He valla! Hah-ha-ha!’’
‘’Recep Cumhur olmuş yeni duydum valla!’’
‘’He valla, onun da son baharı!’’