- 1220 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
DÖRT RESİM DÖRT MESELE
1. RESİM 1. MESELE
İslam Aysbergi: Yani İslam dininin su üzerinde görünen kısmı bir de suyun altında görünmeyen kısmı. Asıl yüzü !
Bu resmi hazırlayıp bizlere sunan nüfüs cüzdanında dini müslüman olarak yazan biri. Hani sorsanız ‘’Ben de müslümanım kardeşim. Anam başı örtülü, beş vakit namazında, babamın babası bilmem nerenin müftüsüydü diyecektir.Yani en azından bu vatandaş islam dini dışındaki dinlerden birine mensup değil.(!) Gelin görün ki İslam dinine yaptığı bu saldırıyı bir hristiyan misyoner bile yapamaz.
Bize açık açık diyor ki: İslam dini öyle görüldüğü ya da anlatılan gibi barış, adalet ve hoşgörü dini değildir. Peki ne dinidir? Onlar da sıralanmış aysbergin suyun altında kalan kısmı olarak.
İslam dini neymiş efendim?
1- Cihad diniymiş. Aslında doğrudur. İslam dini cihad dinidir. Lakin bu kafaların aklına cihad denince bu güne kadar hep Menemen’de kafası kesilerek şehid edilen Kubilay gelir. Öyle yetiştirilmiş, öyle şartlanmış olduklarından Cihad kelimesinin bu kafalardaki çağrışımı hep Kubilay ve kesilmiş, kanlar içindeki kafasıdır. Kubilay’ın kafası kesildi mi? Kesildi. Kim kesti? Derviş Mehmet adında biri…Derviş ve kesilen bir Türk subayı kafası…Üstüne üstlük bir de hayata gözlerini açtığından bu güne kadar hep ‘’ Elsiz ayaksız bir yeşil yılan/yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal/Hani bir vakitler Kubilay’ı kestiler’’ şiirini dinlemişse onun nazarında cihad=kafa kesmedir. ‘’İlim Çinde dahi olsa gidin öğrenin’’ Diyen bir peygamberin burukları da, Kendisi hasıra sarılmış vaziyette namaz kılarken ‘’ Ya Ebu Bekir. Evladına, çoluk çocuğuna ne bıraktın?’’ Diye soran peygamberine ‘’ Onlara da Allah ve Resulünü bıraktım.’’ Diyen o Allah-Peygamber dostunun malla yaptığı cihadın, ‘’Fırat Kenarında bir kurt bir kuzuyu parçalarsa Allah bunun hesabını bana sorar’’ Diyen Ömer’in gözyaşlarıyla yaptığı cihadın da bir kıymeti harbiyesi yoktur. Kanuni Sultan Süleyman’ın ‘’Ben öldüğüm zaman ellerimi tabutumun dışına çıkarın ki görsünler Süleyman bu dünyadan giderken eli boş gidiyor’’ Demesini basit bir fantezi olarak görürler hani ünlü bir şair ölmüştü de bu kafalar adamın mezarı başında şarap içip daha sonra da yine aynı mezarın üzerine şarap dökmüşlerdi. İşte onun gibi bir fantezi sanırlar Kanuni’nin sözlerini. Altı serserinin dört tane çakaralmaz tabanca ile koskoca bir Menemen ilçesinde o kadar askerin arasından bir subayı nasıl olup da aldığı, nasıl olup da onca milletin gözü önünde kafasını kesebildiğini sormazlar da sorgulamazlar da. Yeşil bir yılan gelmiştir. Kubilay’ın kafasını kesmiştir. İşte cihad budur. Mesele bitmiştir onlar için.
2- Kafalarında hep Kubilay, kesik kanlı başı= Cihad olduğu için de onların nazarında bu gün İşid denen O…. Çocuklarının kafa kesmesi de bir cihaddır ve islam aysberginin su altındaki yüzlerinden sadece biridir bu cihad.
3- Cihadın kendisi başlı başına şiddettir zaten ama bunun dışında da İslam dini demek şiddet dini demektir.(!) Recm den falakaya, insanları diri diri yakmaya kadar ne ararsan var(!)
4- Diğerlerine gelince: Ne ararsan, hangi pisliği ararsan var İslam Dininde (!) Baskı, kadınlara ayrımcılık, din sömürüsü,mezhepçilik, çelişki, cehalet, hurafe, nefret….İlle velakin üç şey daha var ki İslam dininin olmazsa olmazları (!) Hatta aslında İslamın temel şertları o sayılan beş şart değil de işte bunlar: Pedofili mesela. Yani İslam dini müslümanlara sübyancılığı emrediyor. Mesela ben bir sübyancıyım (!)
çünkü müslümanım. Bir İslam dini mensubuyum.
5- İslam Dini demek şeriat demekmiş. Bunu yeni anlıyorlar anlaşılan. Evet..İslam dini şeriat demektir. Şeriat demektir de şeriat ne demektir? Bu kafalara göre şeriatın ne olduğu ile cihadın ne olduğunun tarifi aynıdır. Şeriat=Kafa kesme
6- Yukarıdaki resimden de anlaşılacağı üzere bu ve benzeri resimleri hazırlayıp sunanlar İslam Dininden ve onun mensuplarından korkuyorlar. Neden peki? Çünkü İslam dini demek aynı zamanda Homofobi demektir (!) Yani İslam dini mensupları gay, transseksüel, bi seksüel, lezbiyen gibi cinsi sapıklara hoş görü göstermiyor, onları dışlıyor. Orospu ve fahişelere de hoş görüsü yok bu dinin(!)
7- Hımmmmm…Meselenin özü anlaşıldı sanırım. İslam dini aysbergi resimlerini düzenleyenler demek ki gay, transseksüel, lezbiyen ya da biseksüel…Fahişe ya da orospu da olabilirler ( Fahişe canının istediği ile yatar. Orospu ise parayı veren herkesle yatar ) Korkuları bu yüzden…E hani haksız da sayılmazlar. Her ne kadar Cübbeli Ahmet Hoca bile ‘’ Yahu karışmayın milletin gay ya da lezbiyen, travesti vs olmasına. Belki de ileride tövbe edip senden benden daha müslüman olacaktır. Bilemezsiniz ki’’ dese de pek hoş gözle bakamıyoruz islam dini mensupları olarak ib…lere ve fahişelere.
2.RESİM 2. MESELE
Artık okullarımızda İlkokul 4. Sınıftan itibaren kız öğrenciler derslere başı kapalı gelebilecekler. Yani 9 Yaş ve üstünde olan bir kız çocuğu okulda başını kapatabilecek.Öncelikle şunu belirtelim ki ‘’Kapatabilecek’’ İle ‘’Mutlaka kapatacak’’ arasında çok fark var. Yani devlet bu konuda zorlama yapmıyor. İsteyen kapatacak, istemeyen kapatmayacak. İsteyen-istemeyen derken de burada doğrudan doğruya çocuğun iradesi söz konusu değil tabii ki. Velisinin iradesi söz konusu.
Veli iradesi söz konusu olunca da değişen çok şey olmayacak. Özellikle Liselerde ve orta okulların son sınıflarında günümüze kadar yaşananların bir benzeri yaşanacak. Geçmişte ve günümüzde kızlarımıza uzun etekler giydirip okula yolluyorduk ama kıslarımız eteklerini yukarı kıvırıyorlardı ya şimdi de başı örtülü olarak yollayacağız ama kızımız okula girer girmez açacak başını hatta eteğini de kıvıracak. Ya da tersi olacak. Nasıl mı?
Kız çocuğu farzedelim Bakırköy Lisesinde okuyorsa ve ailesi onu baş örtüsüyle okula göndermişse o lisede başörtülü olmasının zorluklarını, hatta imkansızlığını görüp başını açacaktır. Bunun tersi olarak da Sultanbeyli’de bir Lisede ya da ortaokulda okuyor ve başı açık olarak okula geliyorsa artık başını kapatmak zorunda kalacaktır.
Kısacası okullarda artık mahalle baskısı dönemi başlayacak, sınıfta başı açık öğrenciler kümesi, başı kapalılar kümesi gibi kümeler oluşacak, teneffüslerde ayrı ayrı gruplar oluşturularak her biri kendi grubuyla kümelenecektir kız öğrenciler.
Memlekette binleri bulan hatta geçen İmam-Hatip Ortaokulları ve Liseleri varken ve veli çocuğunu istediği gibi bu okullara gönderme hürriyetine sahipken kararın tüm okulları kapsaması bana göre yanlış olmuştur. Ayrıca Liseler haydi neyse de orta okullar için gereksiz bir karadır. Gereksizdir çünkü bu ülke başı açıklar sayesinde çağ atlayamadığı gibi başı kapalılar sayesinde de bilim ve teknolojide dünya ülkelerini sollayamayacaktır. Çünkü hâla kafaların içi ile değil üstü ile meşgulüz.
Evet bu karar bence doğru olmamıştır. Hiç kimse bana ‘’ Hocam sen dinin emirlerine karşı mı geliyorsun? ‘’ ya da ‘’ Yahu kızlar okula mini etekle geliyorlar o acaip olmuyor da başı kapalı gelince mi sorun oluyor?’’ Demesin. Kız çocuklarının okula mini etekle gelmeleri ne kadar yanlışsa dokuz yaşındaki bir kız çocuğunun kafasını sarıp sarmalayarak gelmesi de o kadar yanlıştır. İlle de kızının kafasını örtmek mi istiyorsun? İmam-Hatip okullarına göndereceksin. Hatta devletine baskı yapacaksın kız çocuklar için ayrı imam-hatipler açtırsın diye. Malum kız ve erkek çocukların aynı okullarda, aynı sınıflarda eğitim görmesi de dinen sakınacalıdır (!) Kızın sesini bir erkeğin duyması bile dinen sakıncalıdır (!)
Bir zamanlar İmam-Hatip Liselerindeki kız öğrencilerin başlarının zorla açtırılması olayının şimdi tam tersini yaşamaya doğru gidiyorsak bu çok çok daha sakıncalıdır. Sakıncadan öte tehlikelidir. Bir iktidarı nasıl ki başörtüsü devirdiyse mevcut iktidarın devrilmesi de başörtüsü yüzünden olabilir.
Bu arada Bakan Beyin yapmış olduğu ‘’ İlk okulun ilk dört sınıfı ile ana okullarında böyle bir uygulama yok’’ şeklindeki açıklamayı da oldukça sevimsiz bulduğumu belirtmeliyim. Bir yerde ‘’ Şimdilik yok ama ileride neden olmasın ‘’ demiş gibi geldi bana. Böyle bir açıklamaya hiç gerek yoktu.
Yine de ortada bir zorlama olmadığı için alınan bu kararın -yanlış olmakla beraber- insafsız ve vicdansız bir karar olduğunu düşünmüyorum.
Resim 2 deki ve benzeri karikatürlere ise gülüp geçiyorum sadece. Yani insan paranoyak olur tamam ama bu kadarına pes doğrusu.
3. RESİM 3. MESELE
Şimdiki Cumhur başkanımız, başbakan olduğu dönemlerde ‘’Sultanlarımız hep Selatin Camileri Suriçi’ne yapmışlar. Anadolu yakasına da Selatin Cami yapmak bize nasip oldu.İstanbul’un en zirvesine de biz yapıyoruz.’’ Demiş Çamlıca tepesine yaptırılacak olan cami için. Bir vatandaş da bunun üzerine bir yazı kaleme almış. O yazıdan bazı alıntılar da yaparak bir iki kelam eyleyelim ama öncelikle şunu peşin peşin söyleyeyim: İstanbul’un aşağı yukarı her noktasından görülecek bir caminin yapılmasına bir müslüman olarak asla karşı değilim. Karşı olduğum hususlar tamamen farklı.
1- Selatin Camii demek ‘’ Sultanların Camii’’ demektir. Yani Osmanlı Padişahları ve Hanım Sultanlar tarafından yaptırılan camilere ‘’Selatin Camii’’ denir. Çamlıca Selatin Camii hangi sultan tarafından yaptırılmaktadır?
2- Selatin Camilerinin tamamı padişahların özel hazinesi olan Hazine-i Hassadan yani bir yerde padişahın maaşından masrafları karşılanarak yaptırılmış camilerdir. Sırf cami yaptırılmak üzere kurulan vakıflar karşılar caminin yapım ve daha sonraki masraflarını. Çamlıca Selatin Camii Hangi sultanın özel hazinesi yani maaşı ve hangi vakfın gelirleriyle yaptırılmaktadır? Eğer cami milletin parasıyla yapılacaksa nasıl selatin camii olacak?
3- Osmanlı Padişahları ve hanım sultanlar İstanbul’un Anadolu yakasında hiç selatin camii yaptırmadı da bu iş mevcut Cumhurbaşkanımıza nasip olduysa Üsküdar’daki Mihrimah Camii ile yine Üsküdar’daki Valide Camii nedir? Malum: Mihrimah Camii Kanuni’nin kızı Mihrimah Sultan adına, Valide Camii ise III.Ahmet’in annesi Emanetullah Rabia Gülnuş Sultan adına yaptırılmış camilerdir. Yani Osmanlı, İstanbul’un Anadolu yakasında da Selatin Camii yaptırmıştır.
4- Suudi Arabistan’ın III. Selim zamanında Kabe’de yaptırılan revakları yıkma kararı alması üzerine bu revaklar parça parça sökülüp Çamlıca’daki Selatin Camiine getirilerek orada kullanılacakmış.Ayrıca Cumhurbaşkanımız o caminin bahçesinde kendisi için türbe de yaptıracakmış ( Dedikodu da olabilir tabii ki ) Böyle bir durum olması halinde Yeni bir Eyüp Sultan yaratmış olmayacak mıyız? Artık çaputunu, mumunu alan, koltuğunun altına bir tavuk sıkıştıran Rumeli yakasında Eyüp Sultan’a koştuğu gibi, Anadolu yakasında Çamlıca Selatin Camiine mi koşacak? Ya da Rumeli Yakasında Teşvikiye Camii, Anadolu Yakasında Şakirin Camiinin sosyetenin elit kesimin cenaze kaldırma camileri olduğu gibi bu cami de dindar ve muhafazakar elit kesimin cenaze kaldırma camisi mi olacaktır?
5- 21. Yüzyılda hâla Mimar Sinan’ı, Mimar Kemalettin’i taklit etmek, onlardan kopya çekmek ne derece doğrudur? Onların döneminden günümüze kadar mimari sanatımız hep olduğu yerde mi saymıştır?
4.RESİM- DÖRDÜNCÜ MESELE:
Yok yok o mesele değil. Sadece gülmece amaçlı koydum o resmi. Ben çok güldüm. Umarım sizlerde de aynı etkiyi yapar.))))))))))))))))
YORUMLAR
Yorum yapacak hiç boşluk bırakmamışsınız ki hocam olmuyor böyle ama okuyucuyada bir şeyler bırakın :) Yine son bir kaç yılımıza damga vuran başörtüsü, kişisel yaşam alanlarımızdaki özgürlüklerimizin kıskaç altına alınması, islamiyetin hemen her platformda enine boyuna irdelenir hale gelmesi derken kendi adıma dinimi içinde bulunduğum zamana göre olduğu kadarıyla yaşamaya çalışan ama özündeki iyi niyet, hümanizmin altını çizmenin insani ilişkilerde, toplum içindeki huzurlu yaşamda daha etkin(Allah ile kul arasındaki ibadetlerimizden) olduğuna inanan bir Müslüman olarak dinimizin yıpratılmaya çalışılmasından üzüntü duyuyorum insanların yaşam tarzlarıyla bu kadar ayrıştırılmaya çalışılmasınıda son derece gerici, insanlık dışı buluyorum.Savaşa gerek kalmıyor biz zaten önyagılarımızla, yalan yanlış bilgi kirliliklerimizle insanlığımızdan ve birbirimizden gittikçe uzaklaşıyoruz.Ne diyelim hocam yazınızdaki her kelimeye katılıyorum ve şunuda eklemeden geçmek istemiyorum görüntüde bir şeyleri yaşamaktan kurtulmadığımız sürece ne iyi bir insan ne de layıkıyla bir kul olabiliriz.İlahi dinlerin hepsi önce insan olmayı öğrenmenin altını çiziyor önce insan olmayı başarmak.Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Yorumunun üzerine söyleyecek laf bulamadım. Çok çok teşekkürler. Evet...Önce insan olmak. Bütün mesele bu :
''To be or not to be. That is the question''
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyor Erdoğan bu kızların başlarını kapama işini ilköğretime getirerek. Bu aysbergin görünen yüzü görünmeyen yüzünde ilerde zorlama olacağı şeklindedir. Görünen
köy kılavuz istemez.
İmam hatiplerdeki kız erkek ayırmaya da karşıyım. Bu çocuklar birbirini sanki kaçılması, gizlenilmesi gerek
kişiler olarak görecekler.İnanın bunu geçen gün kızımdan öğrenince şok oldum, bilmiyordum.
İslâmda kadın sesini erkeğin duymaması diye bir şey yoktur. Böyle olsaydı Ayşe annemiz erkeklerle birlikte
savaşa katılmazdı. Bu ayrımcılık, dinimize eklemeler sonradan yapılmıştır.
Yazınızın son bölümünü okumadım bana uzun geldi. Gözlerim yorgun bu yüzden:)
selâm ve sevgilerimle..
sami biberoğulları
Ben oldumolası var olmayan şeyler üzerinden şu da olacak bu da olacak demem. Geleceği Allah bilir ancak. Okullara kız çocuklar için pantolonu getiren, yine daha önceki kılık kıyafet yönetmeliklerinde ''Etekler diz altında olacak '' maddesini kaldırarak kızların, etek boylarını neredeyse bellerine kadar yükseltmelerini sağlayan Erdoğan'ın şimdi bütün kızların başlarını kapatacağını hiç düşünmüyorum.
İmam_Hatiplerde kız - erkek ayrımına karşı değilim. Bir rahibe manastırını düşünün. Orada kızlar evlerine bile gidemiyorlar. Bizimkilerden de daha kapalılar üstelik ama yine de hiç kimse böyle bir uygulamayı çağ dışı görmüyor. Durum bizde olunca hemen çağdaş eğitimin normları devreye giriyor.
İslamda Kadının sesini erkeğin duyması konusunda söylediklerinize katılıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Dört resim dört kesim..
Hep ayni görüşte olsaydık hoca Nasrettin yetişir hemen ne demiş<<Herkes ayni yöne giderse dünya ters gelir>>
Yine düşündüren yazın tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Herkesin aynı düşünmesi elbette beklenemez ama sadece düşünce üretip başka da bir halt üretmemek bu toplumu nereye götürür orası da Allah'a ayan
Selam ve sevgilerimle.
"İlim, irfan, insaf" üçlüsünün her zaman birbirinden ayrılmadan durduğu ender kalemlerden olan Sami Hocamı kalbî takdir ve teşekkürlerimle selâmlıyorum.
sami biberoğulları
Yorumunuzdan onur duydum. Allah razı olsun.
Ben de sizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Allah'a emanet olasınız.
Yazınızın içeriğindeki size ait fikirlerin tümüne katılıyorum.
4. düncü resim gerçekten çok hoştu.))) O resim deki sözler bana deprem konulu siyaset meydanında, programa katılan jeoloji profesörü Celal Şengör hocanın, kendisinin ateist olduğunu söyleyip depremin bir doğa olayı olduğunu tanrısal bir güçle alakası yoktur dediği konuşmasına devam ederken bir ara, Ali Kırca’nın peki hocam beklenen deprem ne zaman olur? Sorusuna ALLAH bilir demesini hatırlattı )))))
Kaleminize emeğinize sağlık
Saygı sevgi selamlarımla.
sami biberoğulları
Celal Şengör Hocanın bu fıkra gibi olayını bilmiyordum. Adam Bizan Osmanlıdan daha iyiydi demiş. Çocuklarınıza porno seyrettirin çok faydalıdır demiş onları biliyordum da bunu bilmiyordum.
Neyse...Öğrendim. Face bookta kullandım. Millet bayıldı. Böyle malzemeleri gönder sen bana ))))))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Birinci konu sevimsizdi.
Dışarıdan gelen çatlak seslere aldırmıyoruz da,
içimizdeki çürükler moralimizi bozmuyor değil.
Ama,
tüm bu algının oluşmasına sebep olanlara da lanet etmekteyiz.
İkinci konuda,
tamamen aynı fikirdeyiz hocam.
Nedeni ne olursa olsun, bu baş örtüsü olayı hoş olmamıştır.
yanlış bir kakar alınmıştır ve bunun cezasını da halk gerekli mercilere zamanı geldiğinde kesecektir.
Üçüncü konu;
Orada bir cami olması güzel.
Bir benzeri Maraş'ta ver, gerçekten muhteşem gözüküyor.
Selatin Camileri meselesine gelince, vallahi ilk defa sizden duyuyorum ve beni çok da ilgilendirmiyor.
Türbe meselesinde de bir iki cümlem olsun.
Ülkeye hizmet etmiş şahsiyetlerin türbeleri özel olabiliyor.
Atatürk, İnönü, Celal Bayar, Menderes ve Türkeş buna örnek gösterilebilir.
Erdoğan,
tüm saydığımız şahsiyetlerin içinde, Atatürk'ten sonraki sırayı almaktadır benim görüşüme göre.
Dolayısı ile,
bir türbesi olabilir.
Yeri konusunda bir fikir yürütemem.
Ama,
yaşama biçimini göz önünde bulundurursak,
ya da inanç yoğunluğunu,
bir caminin yanı başını tercih edecektir muhakkak diğerlerinin aksine.
Burası zamanla bir ziyaret yerine dönüşür mü?
Mümkündür.
Nasıl engellenebilir ki?
İnsanımızın bu yönden özgürlüğü var.
Söğme özgürlüğü olanlar gibi.
Güzeldi hocam yine çalışma.
sami biberoğulları
Birinci konu benim için de sevimsizdi lakin bir iki kelam edilmesi gereken bir konuydu.
İkinci meselede hemfikiriz zaten
Üçüncü meseleye gelince: Olsun ondan sonra bir kez daha konuşuruz. Şimdilik ortada fol yok yumurta yok ))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sami hocam,
Sizin yazılarınızı ben de yakaladıkça zevkle okuyanlardan biriyim. Tarihten ve siyasetten yaprakları bir kenara koyuyorum... Özellikle esprili ve can acıtmadan dokunduran yazılarınız her zaman hem düşündürüyor, hem sonunda bir gülümseme bırakıyor insanın yüzünde.
Kaleminize sağlık.
Sevgiler,
sami biberoğulları
Sağ olun var olun.
Selam ve sevgilerimle.
öncelikli olarak şunu belirtmeliyim ki;
sizin yazılarınızı ve şiirlerinizi yakın zamanda farketmiş geç kalmışlığın üzüntüsünü yaşayan biriyim açıkçası değerli hocam, yazmış olduğunuz hem yazılarınız ve hem de şiirleriniz son derece önemli mesajlar veren bilgilendiren, düşündüren ve sonunda da çözüm yoluna ulaştıran değerli eserler. Mesleğiniz nedir bilemiyorum ama son derece hem bilgi birikimine sahip olduğunuz gibi toplumu çok iyi gözlemleyen gerektiğinde mizahi bir dil kullanarak güldürürken düşündürebilen, sorunu yalnızca ortaya koymak değil, çözümünü de akabinde getirmek gibi son derece hünerli olduğunuzu düşünüyorum.
bu yazınızda da yine son derece önemli mesajlar verdiniz günümüz sıkıntılarımızı dile getiridiniz ve görüşlerinizi de açıkça sundunuz, savundunuz. ben yazılarınızdaki en çok 'renginizi belli etmenizi ve cesaretinizi' seviyorum. dobraca yazıp bu budur arkadaş! diyen üslubunuzu çok beğeniyorum ve taktir ediyorum.
islam dini sizinde dediğiniz gibi halen bazı kesimler tarafından yanlış anlaşılıyor, islam dini sevgi dini hoşgörü dinidir. bunun tam tersini yapan islamı değil, kendince yazıp kendince oynadığı kendi dininiyor yaşıyor demektir. yazdığınız yazı gerçekten çok güzeldi, her harfine tüm yüreğimle katılıyorum ve sizi tebrik ediyorum.
selam ve saygılarımla...
sami biberoğulları
Yorumunuz benim için bir onurdur.
Selam ve sevgilerimle.