- 393 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İki Damla Yaş
Her zaman ki gibi sakin bir gündü. İnsanın içine işleyen yağmur sesi ve kırgın bir hava vardı dışarıda. Eldivenlerimi aldım ve dışarı çıktım. Nereye gittiğimi bilmeyerek yürüdüm ıssız sokakta. Yürüdüm, yürüdüm ve durdum. Hafif bir tebessümle etrafıma baktım ve tekrar yürümeye devam ettim. Topuklarımın çıkardığı sesin, yağmurun eşsiz sesiyle uyum sağlamasını dinledim. Yüreğimin huzur dolduğunu ve biraz üşüdüğümü hissederek, sahildeki küçük kafeye doğru hızlı adımlarla ilerledim. Gülerek girdim içeri, cam kenarındaki tek kişilik masaya oturdum. Genç bir çocuk geldi yanıma, henüz olgunlaşmamış sesiyle;
-“Ne istersiniz?” dedi.
Kafamı kaldırarak;
-“Çay… Lütfen “ dedim.
Kısa sürede elinde fincanla geldi genç çocuk, fincanı masaya bıraktı;
-“Buyurun” dedi.
Bense yağmur damlalarının camdan süzülüşüne, dalgaların hırçınca savruluşuna dalmışım, çayımın geldiğini fark etmedim. Ani bir hareketle uzandım fincana ve elimin yanmasıyla çığlık attım. Etrafımdaki herkes bana bakıyordu. Attığım çığlık sevdikleriyle sıcak ve hoş sohbetlerini bölmüştü. Bense hiç ummadığım bir anda kaybettim sevdiklerimi. Yağmurlu bir akşamdı ve biz evimize dönüyorduk, acı bir frenden başka bir şey hatırlamıyordum, hastane de gözlerimi açtığımda. Kaza yapmışız, olay yerinde kaybetmişler hayatlarını. Beni de hastaneye kaldırmışlar. 3 ay yoğun bakımda kalmışım. Hazin bir masal dinliyormuş gibi dinledim hayatımın değiştiği olayları. Böylece yalnız kalmıştım anlaşılması zor ama gerçek dünyada. Başlarda kaldıramadım bunu ama zamanla alıştım. Şimdi gayet iyiyim, benden aldıklarına rağmen küsmedim hayata. Bir rüyadan uyanırmışçasına uyandım düşüncelerimden. Kafe boşalmıştı, yavaşça kalktım yerimden hesabı ödedim ve çıktım dışarı. Yağmur hızlanmıştı. Koşar adımlarla tuttum evin yolunu. Huzur dolu, küçük salonuma kavuştum. Kanepeye uzandım ve hafif bir tebessümle, içimi ısıtan kitabıma uzandım. Elimde kitabım, karşımda sevdiklerimin gülümseyen yüzleri ve gözlerimde iki damla yaş…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.