- 1676 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR EĞİTİM ÇINARI: AHMET HİLMİ İMAMOĞLU
M.NİHAT MALKOÇ
Ölüm her geçen gün biraz da azaltıyor ve yalnızlaştırıyor bizi. Aslında gidenler değil kalanlar terk ediyor. Gidenlerin ardından dünyamız biraz daha tenhalaşıyor. Huzurumuzu da peşi sıra sürükleyip götürüyor ölümler. Samimiyet kesbettiğimiz insanların ölümü dünyamızın içini boşaltıyor. Yeşeren yapraklarımız soluyor; dallarımız kırılıyor. Muhterem Hocam Ahmet Hilmi İmamoğlu’nun ölümü, içimde büyük bir boşluk bıraktı. Boşluk dolmaya meyillidir. Bu boşluğu da hüzünler ve hatıralar doldurdu. O şimdi ölümsüzler arasında yerini almış durumda.
Ahmet Hilmi İmamoğlu, zor bir sahada çalışan kıymetli bir hocaydı. Eski Türk Edebiyatı alanında söz sahibiydi. Farsçayı öğrencilerine öğretecek kadar iyi bilmekteydi. Türkiye genelinde bile Eski Türk Edebiyatı alanında söz sahibiydi. Bilindiği gibi Eski Türk Edebiyatı artık kültürel hayattan çekilmiştir. Bunun günümüzde sevdirilmesi ve ilgi uyandıracak bir duruma getirilmesi kolay olmasa gerek. Fakat o, zor olanı başarmıştı. Yüzlerce yıllık bir edebiyatın gelecek nesillere öğretilmesi için büyük bir emek sarf ederek gençlerimizin ilgisini bu alana çekmişti. Divan edebiyatını gençlere sevdirmişti.
O, canlı bir kütüphaneydi. Bugüne kadar Eski Türk Edebiyatı sahasında bilinmesi gerekenleri öğrencilerine aktarmakta, bunu bir vefa ve vazife şuuru içerisinde sevdirerek yapmaktaydı. Müzeye kaldırılmış bir edebiyatı canlı ve diri kılmanın mücadelesini vermekteydi. Eski harflerle oluşturulmuş onlarca çeşit metni öğrencilerine okutmaktaydı. Onun gibi hocalar sayesinde eski metinler korkutucu olmaktan çıkıp merak uyandıran gizemli belgelere dönüşmekteydi Bu bir bakış açısının ve anlayış kalitesinin neticesiydi.
Babacan bir öğretmendi A. H. İmamoğlu Bey… Öğrencilerini baba gibi sever, onların düşüncelerine değer verirdi. Bugün Türkiye’nin dört bir köşesinde yüzlerce öğrencisi vardır. O, hocaların hocasıydı. Onun öğrencisi olmayı bir şans olarak görenlerin sayısı hiç de az değildir. Bunlardan birisi de benim… İyi ki onu tanımış, rahle-i tedrisatında bulunmuşum.
İmamoğlu, son yıllarda hastalıklarla boğuşmasına rağmen eğitim hayatından ve öğrencilerinden hiç kop(a)mamıştı. Böbrek rahatsızlığı yüzünden dolaşmadığı doktor, gitmediği hastane kalmamıştı. Ameliyatlar oldu. Böbrek vücuda uymadı, eşinden böbrek aldı. Fakat bir türlü eski sağlığına ve zindeliğine kavuşamadı. Onlarca sıkıntıyla boğuşsa da öğretmenlikten ayrılmayı, emekli olup köşesine çekilmeyi hiç düşünmedi. Öğrencileriyle beraber olmak ona daima ilaç gibi geldi. Öğrencilerden ayrılmak onu en çok üzecek şey olsa gerek… Bugünkü öğretmenler, yani bizler ders yükünden yakınırken O, geçen yıl bir sürü hastalıkla boğuşurken gencecik bir delikanlı cesaretiyle otuz saat derse giriyordu. Fakat bu yıl sıkıntılar artarak devam etti. Artık haftada yedi saat derse girebiliyordu. Lâkin hayattan emekli olmadan okuldan ve öğretmenlikten emekli olmayı aklının ucundan bile geçirmiyordu. Okul onun moral depolama alanıydı. Öğrencilerini çok seviyor, onlara değer veriyordu.
Ahmet Hilmi İmamoğlu, KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nde uzun seneler görev yaptıktan sonra bu bölümün kapanıp Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nün açılmasıyla KTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne geçmişti. Ölümüne kadar, sözünü ettiğimiz bölümde öğretmenlik vazifesini sürdürdü. O, bütün hastalıklara ve sıkıntılara rağmen son nefesine kadar öğretmenlik kürsüsünden inmedi. Zaten o kürsüden inince tutunacağı en büyük dalı kırılmış olacaktı. Onu bizler çok seviyoruz. Tekrar eski sağlığına kavuşması için Allah’a dua ederken bu acı ölüm haberiyle sarsıldık. Fakat Rabbimizin ifade ettiği gibi “Her nefis ölümü tadacaktır”
Merhum A. Hilmi İmamoğlu için önce KTÜ’ de tören yapıldı. Mesai arkadaşları onu anlattı. Gözyaşları sel olup aktı. Sonra İskenderpaşa Camii’nde mahşeri bir kalabalık cenaze namazını kıldı. Daha sonra doğup büyüdüğü topraklarda, Köprübaşı’nda toprağa verildi. Cenaze günü yağmur hiç dinmedi. Rahmetle gitti ötelere. Cenazede kimler yoktu ki!... Valiler, bakanlar, milletvekilleri, profesörler, müdürler ve öğrencileri… Allah rahmet eylesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.