Bir sentezdi aşk..
Cinsiyeti belirlenememiş duygularla, ismi konulamamış heyecanın bir senteziydi ’aşk’ diye hitap ettikleri..
Cadde boyu dünyadan bihaber ilerlerken, kafamda melodisine anlam veremediğim bir tını vardı. Gün her zamanki gibi değildi. Sanki pervasızca berdele kurban gitmiş bir küçük gelinin ağıdını anımsatıyordu. Karanlığın içinde yol aldıkça içim daha çok ürperiyor, anlam veremediğim bir kan hücumuna tutuluyordum. Caddeden sola dönerken sanki yolun soluna değil de kendi soluma dönmüş gibi hissettim. Karşımdaydı. Silüeti en güzel sanatkarın elinden çıkmış gibi, kokusu en güzel çiçek bahçelerinden harmanlanmış kokular gibi, gözleri aydan yere düşmüş bir parça gibiydi. Şimdi oturuyordu taşlar yerine, her şeyi daha iyi anlıyordum.. Normal olmayan gün, biyolojik yapıya isyan eden beden.. Onu görünce; ağırlaşmış göz kapaklarım kalbime itaat ederek semaya doğru yükseldi, fakat gözlerim kalbime itaat etmemekte ısrarcıydı. Bir türlü yaşlarını, nidalarını gizleyemiyordu. Sadece gözlerimde değildi itaatsiz olan. peşi sıra onu takip eden dizlerim pervasızca titriyordu. Bir hastalıklı gibi sallanıyordum. Nerede, nasıl ve kim olduğunu sezemeyen bir hastalıklı.. Tüm biyolojik yapım iflasın eşiğindeki bir patron misaliydi. Ya risk alıp büyük oynamalıydı ya da bu oyunun kaybedilmişliğine boyun eğmeliydi. Cinsiyetini belirleyemedikleri, bir isim veremedikleri şey işte beni böyle günden güne eritiyordu.
-Merve Yıldırım
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.