Vestiyer
Ne kadar romantik bir müzik değil mi?
Yani bu vals müziğinin sesini duyan gözleri kapalı bile olsa, hiç şüphesi olmazdı birilerinin burada dans ettiğine.
-Bu kadar çok para verip bana bu harika elmas kolyeyi almana ne gerek vardı ki aşkım? Sen söylemiyorsun ama, ben biliyorum onu alabilmek için arabanı sattığını. Yapmasaydın keşke şekerim, inan ben onu sırf yeşil elbiseme çok yakışır diye beğenmiş ve şakacıktan yakında yaş günümün olduğunu söylemiştim aşkım. Nereden bileyim ki senin koşarak arabanı satarak bana bunu alacağını.
Gerçi, hoşuma da gitmedi desem yalan olur hani ama, sen de bunca yıl o külüstürü alabilmek için o kadar uğraşmışsın. Neyse neyse, biraz daha çalışırsın değil mi tatlım. Hem şimdi otobüs seferlerini arttırmışlar sizin oralara üzülme bir tanem.
İşe gitmek için biraz daha erken kalkarsın sabahları olur biter. Hem baksana nasıl da yakışmış şu yeşil elbisemin üstünde değil mi ama. Yani, bir değil on külüstür feda edilir valla buna. Sahi sen bir gece sarhoştun ya, az daha o arabayı satıp köydeki karına, çocuklarına yollayacaktın değil mi ya?
Kısmete bak kısmete...
Amaaan boş ver, herkes kendi havasında. Sahi sen neden dans ederken gözlerime değil de, duvarlara bakıyorsun?
*
Diye konuşurken; kadın aniden müziğin sesini kıstı...
-Aşkım, bir dakika, sen de benim duyduğum şu siren sesine benzer sesi duydun mu? Evet evet galiba eşimin arabasının otopark sesiydi. Hayret, bana bu gece gelmeyeceğini söylemişti. Hay Allah, sanırım o da benim yaş günüm için sürpriz yapmak için gelmiş olmalı. Hiç üzülme sen hayatım, aşkım, bir tanem benim. O nasıl bir sürpriz yaparsa yapsın, senin yaptığın sürprizin yerini dolduramaz bilmiş ol.
Hemen seni bir yere saklamalıyız. Bu onun hiç aklına gelmeyecek bir yer olmalı ama neresi?
Buldum buldum hayatım, işte burası onun hiç aklına gelmeyecek bir yer. Çabuk şu vestiyere saklan. Seni paltonun yakasından vestiyere asayım ben. Onun şapkalarından birisini de başına geçirdik mi, görüntüde sadece palto olursun. O zaman da iş biter.
.
.
Hoş geldin aşkım, bir tanem benim. Aman da aman nasıl da severmiş beni. Yoksa bu güzel sürpriz, bu çiçekler, bu elmas kolye de bana mı? Yoksa yeşil elbisem için mi aşkım?
Ay tatlım neden bu zahmetler, ben öylesine söylemiştim.
Senin sürprizlerini oldu bitti beğenirim bilirsin. Yani şimdi şöyle bir duble viskiyi hak ettin. Yanında ne alırsın şekerim?
.
.
Şimdi haberler:
Sayın Seyirciler kimliği belirlenmemiş bir kişi tarafından, bir erkek ve bir kadının cesetleri, bir evin vestiyerinde takılı olarak ölü bulunmuştur. Maktullerin cesetlerinden erkek olanı, başında şapkası ile, kadın olanı ise, boynunda iki elmas kolye ile bulunup, öldüren kişinin gasp zoru ile bu işi yaptığından kesinlikle şüphe edilmemektedir.
Gelişen bilgiler sizlere yeniden aktarılacaktır.
Davi/ öyküsatıcısı 23 .09. 2014
YORUMLAR
emniyet yanılıyor. katil gaspçı olsaydı elmaslar kadının boynunda kalmazdı:)
Davidoff
:)
Şüphe edilmemektedir deniliyor zaten darbe.
Emniyete laf etme, vestiyere laf edebilirsin.
Davidoff
kemnur...
Sanırım sen çok iyi birisin.
Çünkü bu yazılarının kalitesinden belli diyecekken;
Önce yetiştirdiğin O güzel evladından belli.
"Benim de övgüye hiç ihtiyacım yok.
Çünkü bu yaşıma kadar yeterince övgü aldım."
Benim de öykülerimden daha çok övündüğüm sinemaya henüz adımını atmış oyuncu ve yönetmen evladım var.
Bunlar hayatın bal ve kaymaklarıdır. Ve dahası... Biz hangi yoldan gidersek, o yol gelecekte onların yolu olacaktır.
İstersen gel ne sen benim kalbimi kır, ne de ben senin.
Yorumun için sağ ol.
Kemnur
Davidoff
Asık suratlı...!
:)
Asık suratlı biri olduğumu sana kim söyledi ki kemnur?
Bana zorla fotoğraf koyduracaksın neyse ki,
burada herkes beni bu fotoğrafla tanıdı,
şimdi kendi fotoğrafımı koysam kim bu derler.
iyisi mi sana göre asık suratlı olmak sanırım ama değilim bilesin.
sadece biraz kırılgan olduğum doğru.
o da sayfana biri gelip, "BEĞENMEDİM." Diye çıkarsa sanırım kim olsa kırılır.
çünkü ben ne yazdığımın ve nasıl yazdığımın bilincinde biriyim.
Kafanı şişirdim. Teşekkür ederim okuduysan.
Olacağı buydu, herkese mavi boncuk dağıtırsan biri de o boncuğu boğazına takıverir işte böyle (!)
Tebrikler Davim, günümüzde çokça yaşanan bir dramı güzel anlatmışsın.
Köyde çoluk çocuk baba diye, para diye yola baksın ama baba paraları o..pularla yesin.
sevgimle
Davidoff
Mavi Boncuk fabrikaları nasıl yetiştiriyorlar bunca mavi boncuğu.
Değil mi Eminem :)
Sevgiyle.
Ne şehit oldu ne gazi...
Bu işlerin sonu kötü biter.
Oysa alışmıştık mutlu sonlara,
Türk filimlerinden..
Tebrik ederim saygılarımla.
Davidoff
Hiç sormayın,
bu tip işlerin başı hep güzeldir de,
sonu yok mu sonu...
Nedense sonu illâki dedektif Niyazi'nin başına patlar.
Teşekkür ederim Sn. Özaydın.
Karıştı kafam vallahi.
Kim kimi vurmuş?
Kadının öldüğü kesin de, erkeklerden vestiyere palto olan kim?
Köyde, sefalet içinde yaşayan çoluğunu çocuğunu unutup,
uçkuru peşinde rezil olan mı,
yoksa kadının kocam diye tanıttığı(Ki hiç zannetmiyorum öyle olduğunu) salak mıdır öteki dünyaya göçen?
Her ne olursa olsun,
ders veren bir hikaye olmuş.
Davidoff
Sen de yani BTH...
Öyküyü bir sağdan, bir soldan, bir de çaprazdan mı okudun?
Hatta yorumunu sonra bir daha okudum,
acaba dedim merak edip de vestiyerin içine de girmiş olmasın bu adam...
Çünkü yazdığı yazıya cevap mevap da yok.
Aldı mı beni bir evham. Yaa yapma bize böyle şeyler okudun, anlamadın tamam.
Yazma kardeşim bir şey.
Allah Allah. Ne merakta bırakıyorsun insanı. Bırak onu, haberciler gelecek suçlu sanacaklar bir de. Çık işin içinden.
*
Teşekkürlerimle.
Bir tutam hayat
belli mi olur dünyanın işleri.
Vurur ötekini,
kendi yerine asıverir adam.
''Sen beni vestiyere asar, başkasıyla iş pişirişin ha?'' diyerekten mesela.
''Al sana vestiyer adamı'' der...
Şapkayı da takmayı ihmal etmez.
fazla mı geniş düşünüyorum ne?
Valla, fırçalar gibi cevap yazdın ha!