uykusuz geceler...ah!geceler...
Uykusuz geçen bir gece daha. Ah!!!…geceler, geceler…
Ne olurdu sanki sizin de diliniz olsaydı da konuşuverseydiniz be geceler.Nasılsa arkadaşım,dostumsunuz.Hadi canlanın biraz. Sizinde diliniz açılsın konuşun benimle.Bak ben gül yine yalnız,yine uykusuz.Hadi dertleşelim yine.Konuşalım oradan ,buradan.Mutluluk mu diyelim yine.Önce sana sormalıyım,sen bir gece olarak mutlu musun ?Hadi söyle herkesler duysun.Anladım sende mutsuzsun.Ha sahi sen de mi yalnızlık çekersin,hasret misin benim gibi.Sen neye hasretsin ki; senin sevgilin var mı? Sorduğum soruya bak gecenin sevgilisi,daha da neler.Ha sahi var mı diyorsun,sende mi sevdiğini bekler durursun.Kim o zaman bir gecenin sevdiği ne olabilir ki, gecenin aşkı…
Sen benimle dalga mı geçersin, hasretimi daha da hasret mi yapmak istersin,kırılan kalbimi daha da mı yormak istersin.Ah !!! be gecem…iyi ki de varsın,dilin olmasa bile şu karanlık geceme ışık olan kalemin var.Ben de onunla sohbet ederim.
Arkadaşımsınız ikiniz de.En yakın arkadaşlarıma bile söyleyemediğim,konuşamadığım sırdaşımsınız.İstanbul, İstanbul geceleri. Artık sen bile avutamıyorsun beni.Sevdiğim İstanbul,aşkım İstanbul,sevdam İstanbul.
Seninde yüzün karanlık artık, şu aşkımı bir türlü bulup ta gelmiyorsun,al mutluluk senindir işte diyemedin.O öyle bir hasret ki İstanbul’um.Sen daha iyi bilirsin,tüm aşıklar senin dünyanda.Senin denizinde,senin gecelerinde,senin gökyüzünde. Yıldız gibi söner dururlar da bir türlü ortaya çıkmazlar.Olsun be gecenin İstanbul’u,varlıkları bile yeter.O aklımda ya.Onsuz bir dünya yok artık.Benim dünyam o, her şeyim o.O şimdi çok uzaklarda ,belki o da uyanmıştır,belki o da yazıyordur şimdi,belki ağlıyordur da.Ah!!!…eli mahkum işte gelemeyen aşkım.Hasretim…
Biz seven ve kavuşamayan aşıklar…
Yine hayaller,yine mavi dünyadan sevgiler…
YORUMLAR
aşıkları bir gece anlar... onun dilinden anlamak için insanın sizin gibi hasret çekmesi de gerekir sizin ki gibi aşığından uzak özlem içinde yanması da gerekir...
aman illa da uzaktan hasret,özlem yoktur biliyorum... bazen insan aynı çatı altında bile özlem içinde yanıyor...
geceyi dertdaş yapıp konuşmak yazmak, içinde sakladığını böyle dışa vurabilmek insanı bir nebze olsun rahatlatıyor gerçekten...
kim bilir belki gece rüzgarı onun penceresinden sana uyanması için göndermiştir bile ve o da uyanıp senin yandığın gibi yanmıştır...
susuz uyuyan şırıl şırıl akan suyu görürmüş ruyalarında, maşukuna aşık olan maşukunu neden görmesin ki?
canseven
evet dediğiniz gibi,onunla yatan onunla kalkar misali...
geceleri sanırım,özlem ulaşılmaz boyutlara ulaşıyor ,o yüzden...
fuzuliM
aman illa da uzaktan hasret,özlem yoktur biliyorum... bazen insan aynı çatı altında bile özlem içinde yanıyor...
geceyi dertdaş yapıp konuşmak yazmak, içinde sakladığını böyle dışa vurabilmek insanı bir nebze olsun rahatlatıyor gerçekten...
kim bilir belki gece rüzgarı onun penceresinden sana uyanması için göndermiştir bile ve o da uyanıp senin yandığın gibi yanmıştır...
susuz uyuyan şırıl şırıl akan suyu görürmüş ruyalarında, maşukuna aşık olan maşukunu neden görmesin ki?