- 1371 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Babamla anılarım.
Benim babam çocukları cok severdi, hiç ayrım yapmazdı. Çocuklarda babamı çok severdiler, dayımın çocukları babamı görünce boynuna sarılırlardı. Biraz kıskanırdım, sanki bilmezler gibi benim babam derdim. Babam hic kırmazdı bizi, sanki beni daha çok severdi. En azından ablam öyle derdi, kıskanırdı galiba, bebekliğim biraz hasta geçtiği için babam beni hiç kirmazdı. Bir bayram arefesiydi, babam hepimize bayramlık kiyafetler aldı. Öyle pazar falan değil, bizi en iyi mağazadan giydirirdi. Anneme aldırmazdı, iyisini almıyosun diye. Banada elbise ayakkabı almıştı, ben elbise etek giymeyi sevmiyordum. aslinda babam biliyordu, bayram giyerim diye düşündü galiba. Ben istemem, ben onları giymem diye ağlayarak uyumuşum. Benim canım babam ben üzuldüm diye gecenin onbirinde, kırkbeş dakika süren karasu adapazarı yolunu geceki nerde araba yok. Her zaman gidip tanıdiği mağazayı açtirip, benim istediğim kot pantolon ve ceket spor ayakkabısını al, başucuma koy. Sabah uyandım başımı kaldırdım dünyalar benim oldu. kıyafetleri görünce koşarak sevincimden, babamın boynuna öyle sarılmışımki. kızım boğacan beni deyip zor açtı kollarımı. İşte o benim babamdı, bu yazdıklarım tamamen benim babamla yaşadıgim anılardir ve gerçek yasanmıstir. Yaziyorumki hem babamı yadetmek belki evlat nimetinin değerini bilmeyen, bir kaç babanın biraz kalbi yumuşar diye. Malesef benim evlatlarım, benim kadar şanslı olmadılar. Cennet mekanın olsun babam, bana ve kardeşlerime çok iyi bir baba olduğun için. Daha çok var anlatacağım, benim babam bitmeyen bir kitap gibiydi. insallah devamini yazacağım...