OKURUN BEKLENTİSİ...
Okur; her şeyden önce ne amaçla yazılmış olduğu kolayca anlaşılabilen, söz ve öz bütünlüğü bulunan, dilbilgisi ve yazım kurallarına uygun, doğru seçilmiş ve yerinde kullanılan sözcüklerin uyumlu ve ardışık dizilimi, duygu ve düşüncelerin akıcı bir üslupla aktarımı başta olmak üzere ‘yürekleri ısıtan ve beyinleri ışıtan’ şiir ve yazılar okumak ister.
Okur; satır aralarında da olsa, esirgemediği ilgi ve saygısına karşılık görmek ister. Bunu, şair ya da yazarın sözcük seçimindeki titizliği, duygu ve düşüncelerindeki içtenliği, dilin doğru, düzgün ve güzel kullanılarak sunulmasındaki özeni, hitabında ve vurgularındaki duyarlılığı ile zamanını, enerjisini ve beğenisini boşa harcamayan nitelikleri haiz yaklaşımları sağlar.
Yine okur; yazılanları ille de okumak veya yorumlamak zorunda bırakılmadığı izlenimini kolayca edinebileceği, okuduklarıyla özgür irade ve düşünce yapısının tutsak alınarak belirli noktalara yönlendirilmediği, yapmacık ve özentili söylemlerden uzak, sırf yazmış olmak adına yazılmadığına inanmak istediği şiir ve yazıları arzu eder.
Her okur; ‘Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer!’, ‘Kısmetinde olan, kaşığında çıkar!’, ... biçimindeki anlayışlarla, şayet var ise, yazdıklarını sunan kimselerin kaprislerine ve saplantılarına katlanmak zorunda olmadığının mutlak bilincindedir. Bunu peşinen kabul etmemenin hiç kimseye asla bir yararı olmaz.
Elbet okur; salt gözleriyle değil, dimağı ve yüreğiyle de okur; okuduklarını sık dokunmuş özgün mantık süzgecinden de geçirerek yorumlamaya değer bulduğu şiir ve yazıların hakkını vermek ister. ‘Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var!’ derler, doğrudur. Aynı anlayışla her okurun da bir takdir mekanizması vardır ki onu istediği biçimde kullanır, ya da gerek görmez.
Kuşkusuz her okurun yorumlarını içten, abartısız ve yalın ifadelerle yapması; hem edebiyat ve dil kuramları, hem de yazım kurallarına uyarlık açılarından somut, anlaşılır ve belirli standartta yorumlar olması, hatta hiciv, eleştiri, önerme ve iğnelemeler bile sunması da en az okumak, yazmak ve paylaşmak kadar kutsal bir katkı, katılım ve hizmet olur dile ve edebiyata...
Kısaca; şair ve yazardan doğal olarak, ne denli yaptığı işi yaşam biçimi ‘tarz-ı hayat’ olarak benimsemesi bekleniyorsa, okur ve yorumcunun da sunduklarında o nispette duyarlı, titiz ve özenli olması gerekir. Yani ‘sallapati’ şiir, yazı ve yorumlar bazen bir miktar gönül okşasa da gerçek bağlamda ve standart bilimsel parametreler açısından yankı bulmaz...
Belki ‘Zülf-ü yâre dokunmasın!’ anlayışı bazen bir incelik, duyarlılık ve saygı ifade eder, ama değişmez hakikatleri, içten duygu ve düşünceleri, toplumun sıkıntılarını ve toplumsal sorunları bilinç altında ‘kişisel çıkar’ ya da ‘siyaset yapmak’ gibi beklentiler uğruna malzeme yapmaksızın dile getirmek, varsın birilerini incitsin...
Yazmak, çizmek, yorumlamak da her şeyin en iyisine layık insanımızla ve insanlık âlemiyle ‘beşeriyet’ paylaşmak, hatta halka hizmet etmek değil midir? ‘Halka hizmet Hakk’a hizmettir!’ anlayışıyla kutsal bir misyonu üstlenmiş olmuyor muyuz? İyi, doğru ve güzel örnek olmak adına şiir, yazı, yorum, kısaca sunularımızın da olabildiğince kusursuz ve usturuplu olması elzemdir.
...NE HÂCET!
Her eline kalemi alan yazmaya kalksa,
Ne kalem, ne de kâğıt yeterdi şu dünyada...
Her aklına eseni insan yazmaya kalksa,
Ne derman, ne de zaman yeterdi şu dünyada...
Her kalbinden geçeni dile almaya kalksa,
Ne heves, ne de nefes kalırdı insanlarda...
Her kötülük edeni bir bir saymaya kalksa,
Ne coşku, ne de arzu kalırdı insanlarda... ‘Kokteyl, 2001’
Hoş ve esen kalınız...
YORUMLAR
.edebiyatdefteri.com/index.asp?istek=tum_yazilar&k=detay&yazi_id=13385
Eğitimci
"OKURUN BEKLENTİSİ..."
Hesabı yok, okudum; Nasîbimi alarak,
Eğitimci'yi yordum; kelâmını tartarak,
Başımda saç kalmadı, ararken; ince tarak,
Elde kalem, suç değil; gönülden söz katarak.
Değerli Ustama Selâm eder, Saygılarımı iletirim.
Kadir Yeter.
05 HAZÎRAN 2008 Perşembe günü. TRABZON.
kadiryeter tarafından 6/5/2008 2:23:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
kadiryeter tarafından 6/5/2008 2:24:57 PM zamanında düzenlenmiştir.