İkiz ruhlar 4 arkası yarın deneme öykü
Teyzem zahmet etmemesini söyleyerek direksiyona geçiyor.
Son bir kez dönüp Taner’e bakıyorum.
-Başınız sağ olsun kaderin bir cilvesi bu; böyle tanışmak istemezdim.
Atıf bana her telefonda sizden söz ederdi, çok üzgünüm Rüya!
Konuşacak durumda değilim arabaya biniyorum.
Hülya elimi sıkıp duruyor,birbirimize sarılıp ağlıyoruz.
sürekli içimi ve burnumu çekip dururken aynada kızarmış gözlerimi görmek yeniden duygulandırıyor beni.
Elimde kağıt mendiller iplik iplik dökülüyor.
Başım arkaya düşüyor yeniden acıyla, geçmiş güzel günlerin hayaline dalıyorum.
O gün okul bahçesinde Atıf’la tanışmamızın üzerinden üç yıl geçmişti.
Atıf annesi ve babasıyla Kalamış’da güzel bir köşkte oturuyorlardı.
Babası kaptandı; maddi durumları oldukça iyiydi. Ailenin tek çocuğu olmasına rağmen Atıf’ın şımarık biri olduğu söylenemezdi.
Sakin, sevecen ve son derece zeki atletik bir yapıda uzun boyluydu, çok yakışıklıydı.
Tanıştığımız o günden sonra Mine Suat Atıf ve ben ayrılmaz bir dörtlü olmuştuk.
Bütün planlarımızı dördümüz kararlaştırıyor, uyguluyorduk.
Bahar yaklaşıyordu, bu planların içinde daha çok geziler vardı.
Okul ve dersler bizler için çok da sorun değildi, dördümüz de başarılı öğrencilerdik.
Şimdi biraz da beni tanımanız için kendimden bahsedeceğim.
Hülya benim ikiz kardeşim ama, aynı yumurta ikizi değiliz.
hiç bir konuda birbirimize benzemeyiz.
Ne fiziki yapımız, ne de mizacımız benzemez birbirine.
Hülya son derece neşeli ele avuca sığmaz muzip bir kızdır, ben kendim sakin olduğum için onun bu hallerini çok severim.
Hangi ruh halinde olursam olayım onun bu umursamaz deli dolu halleriyle inanılmaz moral bulurum.
Ben de onun aksine,sakin içine kapalı; oldukça romantik biriyim
Açıkçası fazla duygusalım.
Hülya’yla ikimiz durumu dengeliyoruz, ben teyzeme benzerim; Hülya ise anneme...
Ah anneciğim, canım annem ve babam biz çok ufakken, ikisi de bir uçak kazasında ölmüşler.
Biz küçükken böylesi feci bir kazada ölmeleri sonucu teyzem bizi yanına almış.
Teyzemle şu an oturduğumuz Erenköy’deki bu bahçeli köşk annemle teyzeme büyük babamızdan kalmış.
Atıf’ın hayalini gözümün önünden kovmaya çalışıyorum, bu belki de gördüğüm kabuslu bir rüya olmalı diyorum.
Bu durumdan kurtulmak için yaşantımın her karesinde düzensiz bir şekilde dolaşmaya çıkıyorum.
Teyzem emekli bir enstitü öğretmeni, hiç evlenmemiş.
Annem teyzemden küçük cıvıl, cıvıl hayat dolu biriymiş erken yaşta ilk kez tanıyıp sevdiği babamla iki taraf da birbirini sevince evlenmişler.
Babam pilotmuş, anneme ilk görüşte aşık olmuş o da. Evlenmişler bir yıl geçmeden biz olmuşuz.
Teyzem üzüleceğimizi bildiğinden anlatmak istemese de; zaman, zaman onu sıkıştırınca ısrarlarıma dayanamaz annem ve babamdan söz eder.
Ben Galatasaray lisesi son sınıftayım Hülya’ da hostes olmaya heveslendi, fazla okuyup da ne olacak dedi.
Okuldan iyi olan İngilizcesini ilerletmek için kurslara devam etti.
İyi bir eğitim görebilirdi, sanki maddi bir sorunumuz varmış gibi kısa yoldan hayata atılmak istiyordu. Çok sonraları öğrendik ki tahsiline devam etmemesinin ilerde anlatacağım başka önemli bir nedeni varmış.
Teyzemin ve benim ısrarlarımız boşa gitti, sonunda onun dediği oldu.
Maddi durumumuz oldukça iyiydi, sadece teyzemin ve babamızdan kalan emekli maaşlarıyla geçinmemiz çok zordu.
Allah’tan, oldukça büyük arazileri olan Silivri’deki çiftliğimiz de bizim rahat bir hayat geçirmemizi, geçinmemizi sağlıyordu.
Hülya’nın elinin gevşediğini hissediyorum. Araba sarsılarak duruyor, hayallerimden silkinip gerçekle baş, başa kalıyorum.
Eve geldiğimizi anlıyorum, Hülya’ya tutunarak arabadan zorlukla iniyor,ona abanarak son bir gayretle kapıdan giriyorum.
Yüksel Nimet Apel
4 üncü ve 5 inci bölümlerin karışıklığından dolayı okurlarımdan özür diliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.