- 464 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Prenses..
Henüz zevk almaya başlamıştı hayattan.. Dostlukları, aşkları, mutlulukları, acıları yeni yeni anlamlandırabiliyordu.. Bukle bukle saçları, solgun teni, zümrüt gözleriyle insanların arasında hemen farkediliyordu. Yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmuyor, nerede bir huzursuzluk var hemen oradan uzaklaşıyordu. Babasının kızıydı ne de olsa.. Hayata "Koyver" demesini biliyordu. En büyük serveti çekirdek ailesi. Duruşu, karakteri, mizahı, ciddiyeti kısacası tüm varlığıyla ailesine ışık olan bir baba, onun yolundan giden bir oğul, kocaman yüreğiyle bütün bir aileyi sarmalayan valide sultan ve o ailenin son beşiği çocuk ruhlu prenses..
Hiç büyümek istemedi.. Hayatın acı gerçekleri, o gül yüzünden aldı gülümsemesini, köreldi yüreği.. Sevmek istemedi hiç kimseyi.. Tek hatırlayabildiği bir hastahane odası..! Endişeli bir kalabalığın önünde durduğu odanın içerisinde o ailenin yine bir arada, yürekleri birbirine sıkıca bağlanmış bir şekilde kaldıramayacakları acıyı beklemesiydi.. Kral’ın vedasını.. Öyle hatıralar dolu ki prensesin zihninde.. Kral’ın, prenses için "soytarı" olduğunu bile anımsadı birden.. Hiç unutmaz, bir gün sırf prenses gülümsesin diye poposuyla direksiyon sallamış, o sırada gözlerini kızından hiç alamamıştı.. Her gülümsemesiyle biraz daha huzura varıyor. Valide sultan endişe içerisinde Kral’ı uyarsa da, Kral prensesin yüzündeki mutluluğa doyamıyordu..!
Mutluluk onlara çok yakışıyordu.. Sonu da güzel olmalıydı.. Öyle de oldu. Kim istemezdi ki sadece sevdiklerinin, gerçekten ama gerçekten yüreğinin her bir parçasının yanında olduğunu bilerek, huzurla, tebessümle veda etmeyi. Acısız, mutlu.! Her şeyden biraz daha fazla şey söylenmişti o gün.. Prenses gözlerini babasından alamamış, babasının o halde bile yaptığı şakalara gülerken, içlerinde bulunduğu durumu farkettiğinde de ağlaması onu afallatmıştı.
O an Kral prensese döndü; "Güzel kal prenses.. Üzülme sen.." dedi.. Uzunca konuşamadı belki ama prenses için hayatta duyduğu en uzun cümleydi belkide. Elleri birbirlerine kenetlenmişti yine o ailenin.. Yakışıklı kral müsaade istemişti artık.. Giderken bile gülebilecek kadar asil, acıyla dalga geçebilecek kadar mutlu bir adam! Aslında bir veda değil, "SÖZ"dü onların ki.. İnadına mutlu olmaya meyil etmiş bir ailenin kendilerine verdiği en değerli SÖZ.! Usulca kapandı hayat dolu gözleri... ...
Prenses o günden sonra hiç büyümedi. Hep Kral’ın güzel küçük prensesiydi. Beklentisi yoktu hayattan..! En yakınına bile çok uzaktı artık.. Babasının dediği gibi hep güzel kaldı, zor da olsa üzülmemeye çalıştı.! Hep küçük bir çocuktu.. Büyümedi, büyümek istemedi..
’ Veled..
YORUMLAR
çok duygusal ve etkileyici bir yazıydı. tebrik ederim. keşke kimse büyümese, o zaman her şey çok daha güzel olurdu
Müptezel Saplantısı
Yaşananların an ve an aktarılabildiği, aslında karakterlerin duygularının daha iyi ifade edilebildiği bir seviyede tekrar karşılaşabilmek ümidiyle..
Sağlıcakla..