- 778 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
RENKLERİN DANSI
Mavi yere düşünce yeşil olur, yer güneşe bakınca rengarenk...
Mavi yere düşünce deniz olur ve denizin ruhu göğe yükselir. Sonra yağmur yağar yeşile damla damla, emek emek...
Bir tutam kırmızı serpilince yeryüzüne, bir dünya aşk eder yeşil ve maviyle. Sonsuz sevgi eder mavi deniz ve yeşil çimenle.
Her gündüzün sonu bir gece, her aşkın sonu hüzün olur siyah kutu devrilince... Ve siyah suçlu olur kapkara gözlerde...
Güneş doğarken, sarımtırak ışıklı beyaz pencereden içeri dolarken bir çaresiz gün doğmadan neler doğar diye kendine teselli verirken, bir umut doğar bir fakire, bir çaresize... Işığın rengi; bir gün, bir gündüz ve yeni bir umut sessizce...
Bir genç hayal kuruyor. Geleceği görüyor ufkunda ve sevdiğini özlüyor yüreğinde. Toz pembe bir kağıt almış eline ve kokulu kalemle başlıyor sözlerine. Toz pembe beyaz bir sayfa hayalleride. Biraz ürkek, biraz mutlu ve masum son derece...
YORUMLAR
Hani meşhur bir özgün türkümüz vardır. Aldırma gönüldür adı. O türkünün güftesinden bir bölüm hep aklımın kenarına kıvrılmış durur: (Görmek istersen denizi,
Yukarıya çevir yüzü
Deniz gibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma)
İşte ne vakit renklerden alsa biri getirse sözü, buraya değer içimin renk idraki. Güzeldi yazı ve renktendi. Tebrikle.