- 493 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
AMERİKADAN YOL YAPIMI İÇİN MÜHENDİSİ GETİRMEK
Yol, bizim kültürümüzde ve yaşamı algılayışımızda çok boyutlu metaforik anlamlar taşır. Yola düşmek, yoldan çıkmak, yola gelmek gibi. Yunusun şiirlerinde yol, “Ben yürürüm yana yana” denilerek Allah’a ulaşma güzergahıdır. Âşık Veyselin türkülerinde “İki kapılı bir handa yürüyorum gündüz gece” denilerek yaşam felsefesidir. Özet olarak söylemek gerekirse yol; doğumdan ölüme hayatın kendisidir.
Yol yapımı Osmanlı Devletinde 1866 yılında çıkartılan Yol Nizamnamesi ile esasa bağlanarak 16-60 yaş arası erkek nüfus beş yılda 20 gün bedenen çalışmak, ya da bedel ödemek veya hayvan çalıştırmak şeklinde uygulanmıştır.
Cumhuriyeti kuran kadronun da öncelikli hedefleri arasında idi yol yapımı. Bu nedenle 1921 yılında çıkartılan Yol Vergisi Kanunu uyarınca, ya dört işçi yevmiyesi parasal bedel ödeniyor ya da üç gün yol yapımında çalışmak gerekiyordu.
1925 yılında ülkenin harap, halkın bitap durumu göz önüme alınarak, halkı rahatlatmak için aşar vergisi ( aşar %10 demektir) kaldırılarak Yol Vergisi alınmasına devam edilmiştir.
1929 yılında yapılan nüfus artış siyaseti güden bir değişiklikle beş ve üzeri çocuğu olan aileler bu vergiden muaf tutulmuştur. İkinci Dünya Savaşı içerisinde bir misli artırılan Yol Vergisi 1952 yılında Menderes Hükümeti tarafından kaldırılmıştır.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yurdu demir ağlarla örmek ve balyoz kayaya vurulduğunda tırnak ucu kadar bir parçanın kopması o güzergahta yol yapmak için bir heyecan vesilesiydi.
Ülkemiz ortalama yükselti olarak 132 rakım ile epey engebeli bir coğrafi konumda olduğu için, yolların çoğu dağ, tepe, sırt gibi güzergahlardan geçerek meskun mahallere ulaşması gerektiğinden yol yapımı hem masraflı hem de zahmetli bir iş idi.
Bir gün dağda yol yapımı için çalışılırken bir eşek dağa doğru salınıyor yürüdüğü eğim güzergah kabul edilerek ip çekiliyor, kazık çakılıyor ve çeşitli teknikler uygulanarak yol yukarı tırmanıp gidiyor derken çalışanlar arasında bulunan ABD’den gelen teknik bir elaman bu işe akıl erdiremiyor. Orada bulunan bir yetkiliye soruyor:
- Çok ilginç şeyler yapıyorsunuz. Sizde hiç mi mühendis yok da eşeği kılavuz olarak öne sürüp sizler arkasından gidiyorsunuz. Bu kadar geri kalmış bir ülke olduğunuzu bilmiyordum der.
Türk yetkili:
- Eşekler dağı aşarken %7 eğimle yol alır. Bu eğim ideal bir eğimdir. Atalarımız bilgece bir gözlemle bu bilgiyi bizlere aktarmışlar. Hem yaya hem de motorlu araçlar için bundan daha zahmetsiz bir eğim olamaz. Bizler de o güzergahı takip ederek yolumuzu yapıyoruz. Bunda şaşılacak ne var der.
ABD’li teknik eleman:
- İyi güzel de eşeğin olmadığı yerlerde yolunuzu nasıl yapıyorsunuz diye sorunca
Türk yetkili gülümseyerek:
- Tabi ki çok mecbur kalırsak o zaman gidip ABD’den mühendis getiriyoruz der.