- 591 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kehanet Yanılgısı
Kehanet Yanılgısı
Ne ekerse onu biçer insanlık!
Kendin ek, kendin biç! Sana hoş olanı ek, ona bak!
Herkes kendi kurgunu yaşar; başkasının kurgusunda “Yancı” olarak var olmayı seçen, ebedi “Yancı” kalır! Kendi kurgusu, yancılık üzerine olur!
Verilen kodlar ve öğretiler, bazı ritüellerle işlenir ve açığa çıkınca da kodlayanlar ya efendi olur ya da ilahlaşır! Kodlayanların gelecekteki öngörüleri de doğru çıkmış olur! Çünkü kodlananlar o öğretiyi zaten aşmayacak, aşamayacak…
Belirli kalıplara göreceli veya sıkışmış olan yaşam tarzından ve bu kabulden beklenen sonuç çıkar; hala birilerinin etkisinde hissediyorlar kendilerini insanlar oysa yapan, isteyen kendisi farkında değil. Kendi kabulüyle yüzleşince kehanetlerin doğruluğuna hükmediyor! Oysa ona verilen kalıbı yaşadı, kalıbı verenlerin de öngörüsünü doğruladı böylece…
Ben diyorum; "Ben de kalkacak!" Ben, tek boyutta çünkü boyutsuz olan “O”! Bazıları diyor "Efendilerimiz ne olacak! Ben diyorum;" Efendi sensin!" Bazıları diyor; "Ben köle!" İşte öyle bir durum! Yunus diyor; "Bir ben var benden içeri!"
Şöyle ki; düşman ve dost kurgusuna bakalım! Herkes kendi dost veya düşmanını kurgular! Yani düşmanı olanlar aslında o düşmanı kendi üretir! Bu toplumsal olarak da böyledir kan davalarındaki durum gibidir! Bir kötülük eden birey veya toplum, kendi düşmanını kurgulamış demektir! Bir iyilik eden ise dost kurgusu yapmıştır! Şu an birbirine düşman olanlara bakın; birbirlerine kötülük ettikleri için düşmanlar! Dost olanlara bakın; yardımlaştıkları veya birbirlerine iyilik ettikleri için dostturlar! Görünüş böyle olmayabilir ama perde arkası budur! Görünüşte ihanetler vardır ya da hile aldatma o da sonuçta ihanet olarak yansır! Yani bir konuda iyilik maskesiyle aldatan, kötülük bulacak; ihanet bulacaktır! Bu onun karşılığı olacaktır! Yani evrensel adalet maskeye aldanmaz, hakiki karşılıkları verir!
Eski düşman kavimler, "Vaat edilmiş topraklar", "Fethi övülmüş yerler" Üzerinden savaşmışlar. Bu vaat ve övgülere layık olmak adına diğerlerini topraklarından sürmüşler! Düşman edinmişler! Bu düşmanlıklarını da gelecek nesillere aktarmışlar!
Yağma ve ganimet için kutsal perdeler ardında birbirlerine saldıran eski kavimlerin hala düşmanlıkları devam ediyor! Günümüzde de bu var aslında, ekilenler bir şekilde biçilecek! “Haçlı seferleri” nin kutsal perde arkasında nasıl yağma ve talan yatıyordu ise günümüzdeki kutsal perdeli savaşların ardında da aynı neden yatar! Yağma ve talanın milleti dini olmaz! Her milletten, her dinden yağmacı ve talancılar çıkar ve bunları bir araya getirenler de çıkar… Bizden olanlar, sizden olanlar aldatması da kurtarmaz!
"İnsanlık adına" diye başlayan cümlelerde saklı olan şudur! İnsan, eğer kendi insan ise kendini insan olarak görüyor ise zaten "İnsanlık adına" kapsamında yer alır! Bu nedenle kendi adına yaptıkları da insanlık adınadır! Yani biri kendi için güzellik yapıyor ise bu insanlık için de güzeldir! "İnsanlık adına " güzellik perdesini kullananlar aslında kendi adına yaptıklarını saklıyor! Ne gerek var insanları aldatmaya, herkes kendi adına işlesin; insanlık da kazansın! İnsanları kandırmak için perdeye ihtiyaç görülüyor ise arkasında insanlığın hayrı her zaman olmaz!
Bu nedenle, dostun da düşmanın da arasına girmemeli! İki dostun arasına giren, düşman kazanır; iki düşmanın arasına giren de arada kalır, üzerine sıçrar her ikisinin de kini nefreti! Yani dost hatırına, düşmanlık olmaz; düşman öfkesiyle de dostluk olmaz!
Son tahlilde; bir hakikati anlamak başka, kabul etmek başka! Bazıları hiç anlamaz, bazıları anlar ama kabul etmez, bazıları da kabul etmek istemez! Yani kolay değil tekamül.
Kurgulananlar yaşanıyor! Çünkü kehanetlerle yönlendirildi insanlık! Yani kehanetlerin çıkması aslında insanlığın o yönde kodlanmasıyla oluyor! Kodlama olmasa kehanet de çıkmayacak ama bunu anlamak geniş kitlelerce zor!
Kodlayan efendilerin istediği şekilde sonuç çıkınca da yine efendiler bildi diye alkışlanır! Ya zaten öğreti onu doğuracak ki. Yapan isteyen insanın ta kendisi haberi yok kodlayanları alkışlıyor! İnsanlar efendilerini bile kendileri üretti.
Kodlama ile toplumlar dizayn edilince, istenen kehanetler de bu koda göre çıkacaktır! Yani öğretiler çıkmasın mı? Bu doğal! İstenen şey kodla verilir ve devamlı bir şekilde ritüel olarak işlenir! Ve ortaya çıkınca bakın kehanet çıktı denir! Yani istenen verilir ve alınır!
İnsanlık ritüelleriyle kendi kabulünü evrenden istiyor; bu kabulü de kahinler öğretiyle vermiş ise kahinlerin istediği sonuç çıkıyor ve bunu da kehanetlere veriyorlar, oysa bizzat kendi oynadı kabulünü! Kendi kendine şirk üretiyor, bu durumda olan insanlar aslında!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Yan ve yancı; süt ve sütçü gibi. Okumasın bu alakayı kuramayanlar!
Google "yancı" yazmak yeterli .
Türk Dil Kurumu sözlüğünde yancı var!
Güncel Türkçe Sözlük- Türk Dil Kurumu
yancı
isim
1. isim Kahvelerde oynanan oyunları seyreden ve bedavadan yiyip içen kimse
2. askerlik Düşmana karşı ilerleyen bir kuvvetin yandan gelebilecek baskınlardan korunmak amacıyla oluşturduğu emniyet birliği
Ahmet Bektaş tarafından 9/16/2014 9:12:07 PM zamanında düzenlenmiştir.