- 421 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Söylesin
SÖYLESİN
Bir bozlaktır hasreti söyler. Sitemi kahırı...Yürek dağlayan bir çığlıktır. Musa Eroğlu’nun yorumuyla daha bir ağırlık kazanır. Çöker sinesine insanın. Bir hüzün kaplar benliğini. Giryan eder,büryan eder. İlk dörtlüğü şöyle:
.
“Seher yeli bizim ele gidersen
Nazlı yâre küstüğümü söyleme
Ne hallara düştüğümü sorarsa
Bağrıma taş bastığımı söyleme”
.
Çilekeş âşık yad ellerde,küsmüş sevdiğine. Halbuki adam sevdiğine küser mi? Küsmüş işte. Kırılmış. Bir kırılırsa gönül şişesi yapan bulunur mu? Bağrına taş basmış. Ama sevgilinin bundan haberi olsun istemiyor. Seher yelinden talebi küstüğünü, hasret ateşiyle yandığını,kahra siteme kandığını sevgiliye söylememesi.
Bir de Turgut Koca’nın bir gazeli var “Söylesin” redifli. Yukardaki dörtlükle tezat gibi. İlk beyiti (matla)huzurlarınızda:
“Saki bize getir demi, Haydar söylesin
Yansın gönül çerağları, envar söylesin (hu doost!)”
.
Gazel bir hüzzam beste olmuş. Arada bir çalar söylerim. Kendim söyler,kendim dinlerim. Gönül ehli anlar bu ahı enini. Ehli dil olmayana zul gelir.
Bu girizgahtan sonra geçelim anlatımıza. Bizim Çakır Hacı dili güllü bir adam. Ağzından bal akar. Ne söylerse dinletir. Karayolları’ndan emeklidir. Karayolları’nda şef olarak da hizmeti vardır. Buyruğunda en az sekiz on çalışan. Çalışanların hepsi de sever Şef Hacı’yı. Hiç birine “Öte git,gözüne tütün gider.” dememiştir. Bazen görev gereği kızıp bağırıp çağırmaları olmuştur. Ama bizim Çakır Hacı gönül almasını da bilir. Bilir ki personeli Çakır Hacı nedensiz yere kimseye laf söylemez.
“Dili güllüdür.Ağzından bal akar. Ne söylese dinletir.” dedik. Bir öğle molasında çalışanlar yemeğini yemiş,dinleniyorlar. Poyrazlılı Hüseyin bir şey anlatacak. Dinleyen kim? Bir iki niyetleniyor:
“Yav arkadaşlar! Beni bi diğneyin hele...Alooo,sesim geliyo mu?” dese de ona kulak veren yok. Çok üzüldü Hüseyin. Onun bu halini gören arkadaşı Tahir dedi ki:
“Hüseyin! Gendini yorma. Sen şefimiz Hacı’ya anlat. O bize söylesin.”
Hüseyin afalladı:
“Yav ben anlatsam daha iyi olmaz mı?”
Tahir kesti Hüseyin’in lafını:
“Yok...Yok...Sen Hacı’ya anlat, o bize söylesin. O daha gozel söyler.”
İşte böyle aziz dostlar. Herkes sakız çiğner,ama Kürt kızı tadını çıkarır derler. Belagat sahibi olan güzel konuşur. Kendini dinletir. Böylesi kişilerin ağzından bal akar. Belagatı olmayanı dinlemek işkencedir. O sebepten lafı sözü fazla uzatmamalı. Ölçüyü kaçırmamalı.
YORUMLAR
Çok hoş bir yazıydı.
Bayıldım ''Dili güllü'' deyimine.
Bunu, konuşmalarımızda kullanmalıyız.
Muhabbet de güzelmiş hani.