Mavi Gözlü Dev
çok değil
45 yıl önce
elinde gazeteler ile
yığıldın yere
’’Uyu Si-Ya-U uyu’’ dedin
şimdi sıra sende
rahat uyu Nazım Usta
Anadolu’da bir köy mezarlığında
olmasan da
seni seven
seni anlayan
seni inanan
her yüreğin Anadolu’sunda
yaşlı bir çınar altında
yerin vardır
Uyu Nazım uyu...
3 Haziran 1963’te, yani bundan 45 sene önce şiiri bıraktı Nazım. Şiir onun hayatı idi, hayat onu bırakınca o da şiiri bırakmak zorunda kaldı. 3 Haziran 1963’te öldü Nazım. ’’Vefat etmedi’’ ya da ’’Hak’kın rahmetine kavuşmadı’’ Nazım. Doğdu, yaşadı, ve her insanın yaptığı gibi öldü.
Ancak o herkes gibi yaşamadı, kimseyi kendinden az ,çok veya farklı görmemesine rağmen Nazım farklı idi, herkes gibi yaşamadı.
Şiirler yazdı, ’’mapuslar’’ evi oldu, aldattı, aldandı, işkenceden geçti, iftira yağmuruna şemsiyesiz çıktı, sevdi, çılgınlar gibi sevdi, sevildi de...
yazıları 30-40 dilde basıldı
ama Türkiye’de
kendi memleketinde
Türkçe’si ile
kendi dili ile
yasak idi yazıları
Çok acılar çekti Nazım, yine de ’’insanca yaşadım’’ dedi; insanca yaşadı kendine göre çünkü:
’’...bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu...’’
İyisi ile kötüsü ile her şeye rağmen, inandığı davadan dönmedi Nazım, dönmek ne kelime, arkasına bile bakmadı, bakmayı düşünmedi bile...
Yaşadı Nazım,
Bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşcesine yaşadı...
Rahat uyu mavi gözlü dev...