- 791 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇELME
ÇELME
Nice tecrübelere yenik düştüğün anlarda ,kaybolmak istersin bazen.. Ve o bazenler öyle üst üste gelir ki- katmanlarının arasında- bir çift gözde kaybolmak elde var sıfır da olsa ve bilse de aklın bunu, yine o aşağılık yüreğinin magma tabakasının oynaması,yaptığı düzenbazlıklar, ah ..! Ne kadar güçlü ne kadar zayıf ve bir o kadar konuşamayan henüz heceleyebilen kim bilir? Bir aşkın heybesi boynunda, belki de yola çıkmışsındır; saçlarında beyazlarla..
Dağlardaki gelinciklerin açması gelir aklına ,yolların bozkır da olsa .. Şu umut denilen puştluğun her ağır her kabalığı kaldırabilen gücüyle vazgeçemezsin gitmekten.
Her gitmek,kendine bir geri dönüştür aslında , Cemal Safinin ’rücu’ su geçer aklından . Halbuki şöför yolların takırtısına aldırmadan götürüyor seni kendine; işte bir kez daha..! Tam zamanlı sevmeler nazlanmaz, gelincikler ve babanın ölümü aklında,şoföre seslenesin gelir ’geri dön’ diye, o vakit heceleyemezsin bile.
Ah insan oğlu, insan kızı ; hayat kartal , bizler serçe, yine omuz silkip durma!
Yalnızca bir tekini çalıp döneceksin dağlardan gelinciğin ; dağlar seni barındırmaz.. Sabrın, gücün yetmez, yol yakınken durma , sık şöförün şakağına..!
Kendine dönüşler yolunda kahraman olunmaz.
ALMILA ERDEM
YORUMLAR
Kendine giden yolun çizildiği bozkır realitesinde,
gelinciklerin açışını hayal etmek...
Ve,
serin bozkır yelinin aheste esişine kapılmış,
usuldan usula kayata el sallayan gelinciklerin mahzunluğunda,
yitirilen bir devin hatırasını seyredebilmek...
Baba acısını tazelemek bir bakıma...
Sonra,
acımasızlığına bir kez daha merhaba demek hayatın.
Kısacık ama,
oldukça etkileyici bir çalışma.