NAZIMLAR ÖLÜMSÜZDÜR
Bugün 3 Haziran 2008.Yani tam kırk beş yıl önce oldu aramızdan ayrılalı...
Anadolu mezarlığında, başında çınar ağacı olmasını vasiyet ederek…
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani... diye ölümsüz mısraları armağan etmişti…
Sonra” yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçesine ”diyerek kök
salmıştı bir çınar gölgesine…
Yaşamı boyunca ”Cebimde 75 kuruşum var/havada bahar” diyerek, şairlerin hayat
standartlarına gönderme yapmıştı dizeleriyle...
Karısına yazdığı mısralar belleklerden silinmemiştir halâ...
Paran varsa eğer
Bana fanile bir don al
Tuttu bacağımın siyatik ağrısı
Ve unutma ki
Daima iyi şeyler düşünmeli
Bir mahpusun karısı….
Ve soylu bir çınar gibi dimdik kalmayı başarmıştır yaşamı boyunca.
Kökleriyle başka ağaçların köklerine kardeşçesine sarılarak, hışırdayan yaprakları ile
özgürlük şarkısını,kardeşlik şarkısını söyleyip,ses olmuştur gönlümüze…
Kimi zaman” bir ceviz ağacı olmuştur Gülhane parkında”….
Penceremize düşerken sağanak halinde yağmurlar,ruhumuza can veren ölümsüz
şiirleri ile onu bir kez daha saygıyla anıyoruz…
AA
YORUMLAR
kutlarım,emeğinize sağlık, emekleriniz karşılık bulsun dilerim,
En güzel deniz,
Henüz gidilmemiş olanıdır
En güzel çocuk,
Henüz büyümedei,
En güzel günlerimiz,
Henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz,
Henüz söylememiş oldğum sözdür...
n.h.r , ruhu şad olsun
Ben Senden Önce Ölmek İsterim
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
18 Şubat 1945