- 408 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ADET HAYAT
Bir adam vardı.Adam, adam mıydı bilmiyordu.Ama vardı işte.Varlık ile yokluğun kesiştiği noktada bu adam vardı.Aslında yokluk neydi, onu da bilmiyordu.Sadece var olduğundan çıkarım yaparak: ’ eğer ben varsam -ki varım zaten- var olmak vardır.Var olmak var ise bir de bunun tersi vardır.Yani yok olmak vardır.’ Diye söyleniyordu kendi kendine.Hep kendi kendine söylenir bu adam.Çünkü kendisinin kendinden başka kimsesi yok.Bazen duvarlara anlatır derdini.Ama duvarlar bile dayanamaz adama.Adam o kadar çok düşünür ve konuşur ki artık anlattıklarını duyan duvarlar, duyduklarından dolayı bir müddet sonra çatlamaya başlar.Bazen içini gökyüzüne döker.Gökyüzü, duyduklarından dolayı hemen atarlanarak gürlemeye başlar.Kelebeklere anlatır bazen de derdini.Zavallı kelebek zaten bir günlük ömrü var, onu da bu adamı dinleyerek geçiriyor.
Pek, kim bu adam?Ah aziz dostum ah! Bu adam kim olduğunu bilseydi, kim olmadığını da bilecekti.Ama bu adam ne kim olduğunu biliyor ne de kim olmadığını biliyordu.Kimliğinin ve kişiliğinin ne olduğundan bihaber, kimsesi olmayan kimsesiz bir adam, bu adam.Yalnızlığıyla kimsesizliğini yenmeye çalışan bir adam,bu adam.Bu adam, ışığın varlığında karanlık,zifiri karanlığın varlığında ise bir mum,dibine ışık veremeyen.Gökyüzünde bir yıldız olma edasıyla yaşayan bir adam, bu adam.Onu dinleyecek biri olduğu zaman mutluluktan gökyüzündeki yıldızları çocuklara hediye olarak dağıtan bir adam, bu adam.Yokluk darağacında iskemlesine tekme atılmasını bekleyen bir adam, bu adam.Ölümün gölgesiyle kol kola gezen ve onunla dertleşebilen bir adam,bu adam.Yaşadığı hayatın tüm saçmalıklarından ve angaryalarından soyunmuş bir adam, bu adam.Ne olduğunu dahi bilmeyen, basit bir adam işte bu adam!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.