- 958 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
SERÇELER MECLİSİNDE SÖYLEŞİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Nedense ilkbahar ve yaz aylarında, havanın yağışlı ve çok soğuk olmadığı zamanlarda serçeler her akşam alacasında, bir ağacın başında bir araya toplanırlar, kuş dilinde bir şeyler anlatırlar birbirlerine. Günlük deneyimlerin paylaşılmasıdır belki bu, nerede bol yiyecek var, nerede hangi tehlikeler ile karşılaştılar, bir sonraki gün uçacakları istikametin plânlamasını yapıyorlar gibidirler kendi aralarında; yoksa onca cıvıl cıvıl sohbetin boşuna çene çalmak olduğunu kim söyleyebilir? Kuşların becerdiğini insanlar becerebiliyorlar mı? Kendi aramızda cıvıl cıvıl sohbet edebiliyor muyuz?
Hapiste tutuklu kaldığım 12 Eylül dönemi hapislik günlerinde de her akşam bu duyguya kapılmışımdır ve insan olarak dünyaya geldiğim için çok pişman olup, hüzünlenmişimdir. Kuşlar sabah olunca uçup giderler ve akşamüstü yuvalarına dönerler iken, bir insanın dört duvar arasında gün boyunca tutuklu kalması, tekerlekleri olduğu yere günden güne gömülen, toz, pas ve küf içinde, hareketsiz bir kağnı arabası gibi olduğu yere çakılıp kalması, derin bir iz yapması ve ekmeğini elden alması ne kadar utanç vericidir?! Gepegenç ömürlerin en verimli çağında zindanlara mahkum edilmesi kadar büyük bir ayıp olabilir mi? O duvarlar ki dört köşesinde nöbetçiler vardır, tırmanmaya kalksanız namlular üstünüze çevrilir ve ölümle burun buruna gelirsiniz.
Serçeler kadar bile özgür değiliz ne yazık ki! Özgür olduğumuzu sanıyoruz, iki kişi bir araya gelsek, üçüncüyü çekiştirmekten, dedikodudan, kıskançlıktan ve hasetten ne kadar uzak kalırsak, kuşlar gibi özgürlüğe kanat açabilirsek, o kadar güzel yaşanası bir dünya olurdu bu dünya.
Fakat ne yazık ki kuşlar için bile yaşanacak bir dünya olmaktan çıkıyor her gün bu güzel dünyamız. Su kaynakları kurutuluyor, göller kurutuluyor, ormanlar yakılıp, yok ediliyor?! Niçin, aç gözlü olduğumuz için, paylaşmayı bilemediğimiz için, bencil olduğumuz için, kendimizi beğenmiş olduğumuz için, hakareti meziyet, küfürü mertlik, soymayı marifet addettiğimiz için. İnsanca yaşam derken, eksik olan başka neler var acaba, herkes kendi vicdanını birazcık yoklayıp düşünse, üstüne düşen görevin gereğini yerine getiriyor mu acaba?! Unutmayalım ki gerçeği bildiği halde susan kişi, içinde bulunduğu topluma karşı büyük bir suç işlemiştir, onu susturan kişiler ise, çok daha büyük suç işlemektedirler.
Oysa hoşgörülü olmak ne kadar uygar bir davranış tarzıdır. Fakat hoşgörünün sınırlarını yüzsüzlükle sınamak da bir o kadar terbiyesizce bir davranıştır. İşte bu kötü gidişata dur diyebilmek için, her şeyden önce sosyal adalet ilkelerinin işler olması gerekir. Hukukun işler olması gerekir, yasaların herkese eşit uygulanması gerekir.
Balıkesir Havran’ın 92. Kurtuluş Yıl Dönümü & Höşmerim Şenliği Şiir ve Türkü Şöleni etkinliklerine katılmak üzere çağrılı gittiğimde , ikinci gün akşam üzeri katılımcı arkadaşlar olarak Akçay’da kordonda bir süre gezinti yaptık. O sırada işte bu fotoğraftaki serçelere takıldım, Söyleştim içimden biraz. Ne dedi biliyor musunuz kuşlar, ’İnsanoğlunda kuş kadar beyin yok, ne yazık ki insanız diye böbürlenmeniz boşuna!’ dediler.
Ah, bir türkü aklıma geldi işte yine, yoksa hep türküler doğru mu söyler?
’Gökteki yıldızları da pay edelim kızları
Aldiler güzelleri kaldi yaramazlari da
Kaldi yaramazlari
Gökte uçan kuşlara da arkadaş olamadım
Uçan kuş yuva yapti kuş kadar olamadım da
Kuş kadar olamadım
Uçan kuş tutulur mi da sevda unutulur mi
Can çıkti boğazımdan aşağa yutulur mi da
Aşağa yutulur mi?’
Bu akşamki serçe söyleşisini bu türküyle kapatıyorum, sevgi ve saygıyla akşamınız güzel kalsın sevgili dostlar.
Şaban AKTAŞ
13.09.2014
Fotoğraf: Ş. AKTAŞ
08.09.2014 - AKÇAY - EDREMİT
...
YORUMLAR
Kuşlar... Çok değişik türleri olsa da, nedense özgürlüğü, daha çok da kırılganlığı çağrıştırırlar bana. Bütün hayvanların olduğu gibi, onların da dünyamız ve bizim üzerimizde hakları var. Atalarımızın ekip diktikleri için "kurdun-kuşun hakkı" deyimine yer vermeleri gibi, yok ettiğimiz ormanda, kirlettiğimiz havada, zehirlediğimiz suda... Tüm canlılar gibi onların da hakları var. Dünya, gerçekte, gücü yetenin güç yetirdiğince harcayabileceği bir met'a değil. Allah'ın tüm yarattıklarının diğerinin hakkına tecavüz etmeden yaşaması gereken bir mekan. Aksine davranışımızın hesabı ya bir Molla Kasımca, ya da Adl-i İlâhi'de sorulacaktır, anlayışımca...
Beğenerek okuduğum yazınıza tebrik ve teşekkür ederim Şaban Bey. Herkesin kendine düşeni alması temennisiyle...
Sel3am ile.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Selam ve saygılar.
Hani hepimiz söyleriz fikirlerini beğenmediğimizi dile getirmek adına kuş beyinli.
Kuşların beyni kafalarına göre küçük olabilirler ama akşama kadar dere tepe yönlü yönsüz uçan kuşların akşam olunca bir birine benzeyen ağaçlardan her akşam tünediği ağaca veya dala geldiğini belkide bilmiyoruz.
Evine uğramayan büyük beyinli insanlara bakacak olursak, izlediğim bazı belgesellerden kuşların beyinlerinin insanların beyinlerinden arda kalır tarafları olmadığına şahit olmuşumdur....
Ayrıca (Lazlar) türkü söylerken da kelimesini kullanmazlar Fuat SAKA hariç
sadece konuşurken
Gökte uçan kuşlara arkadaş olamadım
Uçan kuş yuva yapti kuş kadar olamadım gibi
Çok güzel bir konu işlemişsiniz Şaban bey elinize sağlık
Laz yazarken baş harfini büyük yazdım bilirsinizki lazlar özel insanlardır....
selametle
lazuşağı tarafından 9/14/2014 6:33:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Selam ve saygılarımla...
Ne kadar güzel bir yazı olmuş.
Yazanı da, güne getireni de tebrik ediyorum.
Ne kadar objektif, ne kadar insancıl işlenmiş konu.
Hayatımızın bir acı gerçeğini,
siyasetin kirli kulvarlarına bulaşmadan da,
hem de oldukça etkileyici bir üslupla anlatılabiliyormuş demek.
Fazla söze gerek yok.
Bir Karadeni'li olarak,
önce sunulan güzellikten,
sonra da o güzel Karadeniz türküsünden dolayı teşekkürlerimi, selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum yazar arkadaşıma.
Sağ ol.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Saygılar.
Aslinda yazilari okumaya pek vakit olmuyor ama ne güzellikler kaciriyoruz derim hep . Simdi oldugu gibi .
Bu yazinin yayinlandigi bana bildiri olarak gelmisti lakin iste kosturmaca gecen zamanlarda vakit bulup acamamisimdir .
Mazur gör sevgili Saban Dost .
Ne kadar güzel bir icerigi var .
Maalesef doga her gecen gün vahim derecede kirletiliyor . Insanimiz daha bir duyarli olsa keske . Yeni nesil daha bir bilincli yetistirliyor belki artik . Umarim yarinlarda daha güzel olur dogaya duyulan saygi .
Ayrica anilarda kalan acili günler de dile gelmis, sevgili Saban arkadasimiz , neler yasamis mahkum oldugu o yillarda . Can icim aciyarak okudum .
Rabbim düsürmesin . Bir arkadasimin esi yatiyor su an . Antalya ceza evinde . Tam da sizin orasi Saban'cigim . Allah kurtarsin . :(((
O duyarli yüregin dert görmesin .
Sevgimle.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Selamlar saygılar.
Kısa fakat çok büyük dersler veren bir yazıydı.
Yazık ki bir türlü insan olmayı bilemiyoruz. Azıcık içimizde kalmış insanlığı da, gün be gün bitiriyoruz.
Harcayalım bakalım, nerede ve nasıl tükeneceğiz.
Dünya denilen, büyük misket. İçinde ne kadar su, ne kadar hava var hangimiz biliyoruz. Kuşlar bile artık erken göç etmeye başladı.
Be hey insan oğlu, sen neyine güvenip de dikiyorsun o gökdelenlerini...
Sana gökten teminat mı var ki?
Şaban Aktaş (Homerotik)
Saygıyla.