- 720 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÖKÇEADADA DÖRT GÜN...
İstanbul dan GELİBOLUYA hızla akarken..Ruh dünyamda sörfe başlamıştım bile..Çünkü gideceğim yer
mübadelede Batı Trakya ile aynı konumda idi..Yani Lozanda İmroz ve İstanbul rumları ile Batı Trakya
Müslümanları gayrımübadil sayılmışlardı..İmrozun ismide 1970 yılında GÖKÇEADA olarak değiştirilmişti..
Şehitliklerden geçerken ölümsüz kahramanlara birer fatiha okumak,onlarla kuracağımız en güçlü bağlantı idi..
Dudaklarımdan da şu dizeler döküldü..
YOLCU..
koştular koştular
ötelere ulaştılar
belki geri dönerlerdi
heyhat
zamanı dondurdular
Kabatepeye geldiğimizde manzara pek iç açıcı değildi;her şehirden ikiyüze yaklaşan araç uzun bir kuyruk oluşturmuştu..
Bir anlık karamsarlık,biraderin yirmi dakikalık keşfi ile umut dolu bir bekleyişe dönüşmüştü..Biraz sonra hareket edecek geminin
ardından gelecek yüzon araçlık gemi ile yanlardan kaynak olmaz ise adaya ulaşabilecektik..
Bir müddet beklesekte...
Öylede oldu gemiye sondan dördüncü araç olarak binebildik..Otomobilimizi yerleştirdikten sonra
kendimizi güverteye attık..Hava berraktı ve Gökçeada bir silüet halinde karşımızda durmaktaydı..Hemen yanıbaşındaki Yunanistana ait Semendirek Adası ile komşu
konumda idi..Ötelerden Rodoplardan esen özlem rüzgarlarını hissedebiliyordum..
Dramaya,Mahmatlıya nihayet en yakın noktadaydım;Babaannemin o güzelim türküleri kulaklarımda
hafif hafif esmeye başlamıştı bile..Gemiden bir saate yakın yolculuktan sonra indik..Dikkatimi çeken,birkaç Yunan ve Bulgar plakalı otobüs ve otomobil oldu..
Bize vize için kök söktürenler milletimin özgürlük anlayışı ile keyif çatıyorlardı..Umarım bizlerde yakın
zamanda bu anlayışla karşılaşırız..
Adaya ulaşmamız saat 16.00 yı buldu..İstanbuldan 6.30 da çıktığımıza göre bir günümüz nerede ise yolda geçmişti..
Ama biz durmadık günün kalan kısmı ile keşfe başlamıştık ..Adanın en batı noktası olan Uğurlu da pansiyonumuza yerleştik,deniz keyfi için sahile ulaşmıştık bile..
Deniz berrak, sahil sakindi,insanların ilgisi hemen farkedildi.Bir müddet sonra güneş aheste aheste batarken Ülkemizin en uç noktasında güneşin
batışını izleme ayrıcalığını yaşadık..Hatta YUNANLILAR GÜNEŞİMİZİ ÇALDI espirisiyle bir haylide güldük..
Pansiyonun yolunu tutarken denizden esen rüzgar,yüzümüze mutluluk taşıyordu..
İkinci gün yılardır görüşmediğim Üniversite arkadaşlarımla karşılaşmam,beni hayli mutlu etti,hemen hemen adaya her yıl gelmeleri
bu kara parçasının insan ruhu üzerindeki etkisini belirtse gerek..Biraderin konut için emlakçılarından arsa araması
önceden gelenlerin adadan ne kadar etkilendiklerinin göstergesi sayılabilirdi..Arkadaşlar bana adanın kekik balını önemle hatırlattı..
Ben, oğlum,yiğenlerim ve biraderle beraber ada keşfine kaldığımız yerden başladık neşeyle..
Önceden tecrübesi olan birader bilgi vermeye başlayınca adaya bende ısınmaya başladım ..
Yazın belli zamanını,emeklilikte adada geçirebilirdim..Rodopların hasret dolu havasını yudumlayarak..
Zeytinli ve Bademli,özelliklerini bozmamış sizi yüzlerce yıl öteye götüren sevimli rum köyleri..
Özellikle Bademli şantiye alanı gibi Patrikhane bu yapılaşmayı finanse ediyormuş,Yunanistana göç edenleri bile teşvik edip ada ile bağlantılarını
koparmamalarını istiyormuş..Mülk satımını yasakladığı gibi,edinmeyide öneriyormuş..
Hemen aklıma BatI Trakyada Lozanın delindiği onsekiz köy geldi..Acaba aynı ilgiyi
bizim hükümetimiz bu vatandaşlarımıza gösteremez mi diye..Bizlerde oradaki kardeşlerimize moral olurduk;bağımıza bahçemize sahip çıkarak..
Birader araştırdıklarını heyecanla anlatırken Zeytinlinin yolunu tuttuk..Bu rum köyü Fener Rum Patriği Bartelemeo nun köyü imiş ve her yıl bir kere mutlaka
gelirmiş köyüne..Köyün meşhur sakız muhallebisin afiyetle yedikten sonra,sokakları dolaşırken
karşımıza Bartelemeo çıkmaz mı ,ben hemen deklanşöre bastım ve bu anı fotoğrafladım..
Biradere de dönüp:EĞER BİZ SAYIN PATRİĞİ İLK GELMEMİZDE GÖREBİLİYORSAK,SANIRIM YILDA BİR DEFADAN DA FAZLA GELİYOR KÖYÜNE HAZRET..
Bir defa daha onları kıskandım,keşke bizlerde ata topraklarına bu kadar rahat gidebilsek;neden bizimle ilgilenen birileri olmaz diye hayıflandım..
Ada oksijen deposu ve insana huzur veren bir yaşantısı var..Sabahları çok dinç kalkıyor insan..
Sanki bedenen ve ruhen bir rektefe yaşıyorsun gıdım,gıdım..Ben bunu hissettim bu dört gün boyunca..
Keçilerin ve koyunların özgürce adada dolaşmaları,etlerin lezzetine de yansıyor..
Tarımın organik olması ada sebzelerinin ve meyvalarının tadını arttırıyor..
Fiyatlar;konaklama ve yiyecek oldukça uygun,her keseye göre tatil altarnatifi var..İnsanın bu tatil bu fiyat
diyesi geliyor..Kabatepe-Gökçeada feribotu araç artı beş kişi sadece 29 TL...
Tam bir aile tatil mekanı Gökçeada...
Üçüncü gün Ortaköy de kendimizi bulduk,burası da ilginç bir rum köyü..Konaklanacak çok mekan var..Ama biz başta belirttiğim
gibi Uğurluyu tercih ettik bir hayli de memnun kaldık..Denize yakın olması bizim yüzücüleri oldukça
memnun etti..Ortaköyün otantik havasından etkilenmemek mümkün değil..
Türk köyleri 1960 tan sonra inşa edildiğinden mimari özellikleri yok..En azından planlı bir yapılaşma olduğundan
derli toplu görüntüsü var..Pansiyonculuk çok yaygın..Yetiştirdikleri sebze,meyve ve hayvancılık geçimlerini sağlıyor..
Arıcılıkta hayli yaygın..
Şehir merkezindeki bütün lokantalar temiz ve tertipli..Ben dönerini leziz buldum.
Keçi çevirmesini beğenenler oldu..Ada sakinleri Gökçeada da bol bol et ve balık yemeyi önerdiler..
Bulgar sörf milli takımı adayı çalışma için üst olarak seçmiş..Demek ki rüzgarı sörf için müsait..
Dördüncü gün adadan ayrılacağımız için bir miktar bal,sebze ve meyve arabamızın arkasına yerleştirdik,küçük bir ada turundan sonra Kuzular Limanının yolunu tuttuk..
Bir saatten fazla vardı geminin kalkmasına,ama kimsecikler yoktu ve hiçbir araba ortada görünmüyordu..Beklemektense şehirde biraz daha dolaşalım dedik ama keşke demeseydik yarım saat sonra gemide yer yoktu ve biz bir sonraki seferle Geliboluya dönebildik..
Gökçeadada dört gün bana ve yanımdaki yüzücülere keyifli bir tatil yaşattı..Özellikle muhteşem
havası büyüledi bizleri..Ben Rodopların zirvesinden kopan özlem rüzgarlarına bağlıyorum bu güzelliği..Fırsat bulursam eğer,tekrar adaya gitmeyi düşünüyorum..
Belki Yunanlılara Güneşimizi çaldırmayız,sık sık oralara gidersek..
Hoşça kal Güzelada...
Seni çok özliyeceğim...
YORUMLAR
Güzel bir tatil olmuş.
Konaklama ve beslenme ücreti konularında bir bukle bilgilendirseydiniz keşke.
Belli mi olur,
bir Çanakkale gezisi düşünüyoruz,
Gökçeada'ya kadar uzatırız bakarsınız.
Güzel bir gezi yazısıydı.
dramalı55
Fiyatlar oldukça makul ve her keseye göre tatil imkanı var..
Saygılarımla...