HATIRLAMALAR

• 13 Eylül 2014 Cumartesi 01:54:17

Uruguaylı yazar Eduardo Galeano, 3 Eylül 1940 yılında doğdu. Gençliğinde bir çok işe girip çıktı. Ama gönlünde yatan aslan futbolcu olmaktı. Galeano futbolcu olamadı ama ilk politik romanını sosyalist partinin yayın organı olan El Sol’a sattı.

Altmışlı yıllarda gazeteciliğe başlayan yazar, 1973 yılında Uruguay’da gerçekleşen darbe sonucu hapse girdi, sürgüne gönderildi. Arjantin’e yerleşen Galeano, orada politik bir dergi olan Crisis’i yayınladı. Darbeciler Arjantin’de de peşini bırakmadı. 1976 yılında Videla darbe yapınca bu defa İspanya’ya kaçtı.

Yazar hep Latin Amerika ve dünyadaki sorunlardan bahseden yazılar yazdı. Haksızlıklara karşı çıktı. 1985 yılında Montevideo’ya dönen sanatçı, yazdığı Ateş Anıları ve Latin Amerikanın Kesik Damarları adlı eserleriyle dünya çapında ün kazandı.

Bu güzel insanı saygıyla selamlıyor, yazımızı onun ’Hatırlamalar’ adlı sözleriyle bitiriyoruz:

Havanın , korkularla, tutkularla zehirlenmediği
İnsanların, bilgisayarlarla programlanmadığı
İnsanların gözaltında tutulmadığı bir dünya...
Televizyonun , ailenin en önemli üyesi olmadığı
Ütü ya da çamaşır makinesi muamelesi gördüğü bir dünya...
İnsanlar, çalışmak için yaşayacağına yaşamak için çalışsa
Yalnız mal mülk edinmek ve kazanmak için yaşayanlara, aptallık suçu işledikleri için ceza yasası uygulansa
Kuş, nasıl ki öttüğünü bilmeden ötüyorsa
Çocuk nasıl ki oyun oynadığını bilmeden oynuyorsa
İnsanlarda öyle, sırf yaşamak için yaşasa
Hiç bir ülkede askerlik yapmak istemeyen gençler hapsedilmese
Askerlik yapmak isteyenler hapsedilse
Ekonomistler, tüketim standardına, yaşam sıtandardı demese
Ve mal mülk niceliğine, yaşam niteliği demese
Aşçılar, istakozların canlı canlı kaynatılmaktan hoşlandıklarına inanmayı kesse
Politikacılar, yoksulların sözlerle , vaatlerle doyacaklarına inanmayı kesse
Ciddilik, ağırbaşlılık erdem olmaktan çıksa
Kendisiyle dalga geçmeyeni kimse ciddiye almasa
Dünya yoksullarla değil de yoksullukla savaşsa
Silah sanayi iflasını ilan etmekten başka yol bulamasa
Yiyecek, ticari mal olmaktan;iletişim , ticaret olmaktan çıksa
Çünkü yiyecek de iletişim de insan haklarıdır
Sokak çocuklarına çöp muamelesi yapılmasa
Çünkü artık sokak çocukları olmayacaktır
Eğitim, onu satın alabilenlerin ayrıcalığı olmasa
Polis, onu satın alamayanların laneti olmasa
Adalet ve özgürlük, birbirinden ayrı yaşamaya mahkum bu Siyamlı ikizler yeniden bir olsa
Bir siyah kadın Brezilya’nın bir başka siyah kadın ABD’nin başkanı olsa
Kızılderili bir kadın Peru’yu, Kızılderili bir başka kadın Guatemala’yı yönetse
Ve Arjantin’de Plaza de Mayo’nun kadınları, bellek yitimi dönemlerde unutmayı ret ettikleri için dünyaya örnek olsa
Ve Tanrı’nın unuttuğu bir emir daha verilse.Parçası olduğun doğayı seveceksin ...Ve çöller ve ruhlar ağaçlansa
Umutsuzlar, bağıra basılsa,kayıplar bulunsa: Çünkü onlar, onca çok beklemekten umutsuzdurlar ve onca çok aramaktan kaybolmuşlardır
Haritalardaki ve zamandaki sınırlara bakmaksızın , adaleti ve güzelliği arayanlar çağdaş komşular olsak
Mükemmellik , canı sıkılan Tanrıların işi olmayı sürdürse
Ve bu çılgın dünyada
Her gece sanki son geceymiş gibi yaşansa
Ve her gün sanki ilk günmüş gibi yaşansa...