- 905 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
EYLÜL HAZAN
SEvgilim, işte eylül,
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün..
Zaman ki sonsuzdur,
Bitmemiş şiirler gibidir..
Bazı hüzünleri,
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir..
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık,
(İsteğin bulanık kıyısında)..
Bundan değil midir bizim aşkımızda,
Sürekli bir akşam hüznü vardır...
İlhan Berk
Dünyanın büyülü güzelliğini gözlerim dalgın izlerdim zaman zaman, koyu bir dağ karasından ve karabulutlardan arınarak gökyüzünün mavisini görmeye çalışıyordum. Gecenin gizlerine sığındığımda da kendimle daha çok birlikteydim. Yalnızlık hep korku, hep gariplik değ ilmiydi, işte bir eylül gecesi bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun ardından fırtınaların tutsağı olmaktan kendimi kurtarmalıydım.
Hüzünlü bir gece! Gece mi hüzünlü yoksa hüzün benim yüreğimde mi? Gece bir başka giymiş siyahını, sanki yıldızlar daha sönük, sis çökmüş o heybetli dağlara. Hazan yağmurları boşalırken gökyüzünden benim ruhum yağıyor bu gece, sessiz gecede yüreğimdeki çığlık uzaklara ses olmak ister gibi. Korkuyorum, üşüyorum yalnız karanlık gecelerden, yaşanmış en büyük aşkların hüzünlü bitişinin tek şahidi hissini veriyor bana. Derin uykularda kâbusların görüldüğü ve bir sabaha daha uyana mamanın korkusu var bu yalnızlığın koyu deminde.
Her mevsimde başka bir duygu sarar tüm benliğimi. Eylül sonbahar! Hazan mevsimidir benim için, gelip çatmıştır. Yaz günlerindeki sıcaklık yerini sert, soğuk rüzgârlara bırakmıştır. Ürpertiyor içimi serinliği ile ağaçlar; yeşilini, renkli yapraklarını kızıla, turuncuya, sarıya dönüştürmüştür, yapraklar hüzne hazırlanmıştır. Sen sonbahar, ilkbahar yeşilini sana vermişken, sense hazana gömdün tüm yeşili. Daha bir süre önce yeşilin tonlarıyla dans eden yapraklar, şimdi bir bir rüzgârın senfonisinde bilinmezliğe doğru yola çıktılar, rüzgârda raks ediyorlar.
Ah şu eylül sonbahar! Sonbahar hüznün sesi, sonbahar güz yangını, sonbahar hazan... Hazan sessiz gecelerin karanlığı, hazan yaprakları dökülen bir ağacın sonbahar hüznüdür, hazan sağanak halde düşen yağmurdur gözlerinizden, hazan dilde, yürekte hüzündür. Neden hazanı hep sonbahara yakıştırırız? Neden sonbahar, hüznün, kederin, mutsuzluğun, karamsarlığın, melankoliğin anlatımıdır?
Sonbahar hangimizi hüzünlendirmez ki? Sarıya dönen yapraklar bir bir düşerken toprağa, insanın içindeki hüzün duygusunu depreştirir. İnsanlar yaşamlarının bir boyutunda benzer sonbaharı yaşamışlardır. Sonbahar usta şairlerimizin dizelerine, edebiyatçılarımızın da yazılarına konu olmuştur çoğu zaman.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ Sonbahar geldi’ şiirinde;
Durgun havuzları işlesin bırak,
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle, ufkuna bak.
Yahya Kemal;
Kalbim yine üzgün seni andım derinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden.
Ne de güzel anlatmış dizelerinde yüreğindeki hazanın hüznünü... Sizlerinde Yüreğinizi ıslatan hazan yağmurları olmuştur elbette. Neden suskun, neden hüzünlü yüreğiniz? Gidenler mi, vefasızlar mı sizi üzdü? Yoksa kimsesiz zamanların yalnızlığında kalmak mı? Sevdaların kanattığı bunca kırılmışlık, yalnızlık ve acı varken, yüreğinizde ki acıyı dindirmeye çalışırken, sonbaharla gelen hazan yüreğinizdeki yürek sancılarını gün ışığına çıkarmıştır. Hüzün kaplamıştır yüreğinizi çoktan. İçinizdeki sıkıntı, yüreğinizdeki daralma, derin bir ah çekiş! Yaşanmışlıklara, kaybettiğiniz tamamlanmamış aşkınıza götürmüştür sizi. Bir anınızı bile onsuz geçiremeyeceğinizi düşündüğünüz, yanındayken bile özlediğiniz, onsuz nefes alamadığınız, yaşam sevinciniz, mutluluğunuz, tutkunuz. Gönüldaşınız, içinizin titrediği, en kıymetli anınız, geleceğe doğru yöneliş, umudunuz... Aşkın peşinde koşarken, umudun yerini hüzün almıştır, şimdi yorgun ve umutsuz zamanların ortasında bırakmıştır, tüketmiştir. Kalbinizde tamir edilemeyecek yaralar açmış, aşka küstürmüştür.
Hiç bir baharın gelmeyeceğini, yağmurdan sonra gök kuşağının çıkmayacağını düşünürsünüz, ömrünüz hep sonbaharın hazan yağmurlarındaki gibi ıslanmaya devam edecek sanırsınız. Kış bitmeden bahar gelir mi? Bir gün yeniden doğuşunuzun, yeniden var oluşunuzun yolculuğuna elbette çıkacaksınız. Kederin yerini neşenin, hüznün yerini sevincin bıraktığı anlar gelecektir.
Hüzün yüreğinize dokunmasın, hazan yağmurlarında ıslanmasın. UNUTMAYIN! Her hazan yağmurundan sonra, tüm insanlığa umudu, sevgiyi ve aşkı yaşatmak için bıkmadan usanmadan gökkuşağı doğacaktır.
SEVGİYLE KALIN
YORUMLAR
tebrik ederim şaire, bazen nedensiz ve niçinsiz yaşanır hayat, bir şey yaparsın ama yaptığının yada yaşadığının ne olduğunu ve niçin yaptığını bilemezsin. bazen ıslanırsın yağan yağmur da ama farkında bile olmazsın ıslandığının, çünkü yüreğinde de ruhunda da zaten hep seni nemli tutan onun ıslaklığı vardır. ben de mahşer-, aşk şiirimde senin gibi eylül ve hazanı işledim. yaşananlarda benzerlik olmasa da demek ki hislerde ortak sözcükler kullanılmış...yüreğinize sağlık,sevgiyle kalın...saygılarımla..